- 18 Ocak 2025 - AK PARTİ İL BAŞKANLIĞI... DERTLEŞME ADINA...!!
- 11 Aralık 2024 - GAZZE’DE KAZANIP & SURİYE’DE KAYBETMEK!!
- 31 Ekim 2024 - İMAM-I AZAM VEYA TÜRKİYE DÜŞERSE!!!
- 20 Nisan 2024 - GENÇLİK NEREYE GİDİYOR? DERKEN ANNELERİ DE KAYBETMEK...!!
- 14 Şubat 2024 - İSLAM BİRLİĞİ HAYALİ VE ÖDENEN BEDEL...!!
- 06 Şubat 2024 - JEOLOJİK DEPREMLER & İNSANİ/MANEVİ DEPREMLER…
- 23 Ocak 2024 - “KAN KUSUYORKEN & KIZILCIK ŞERBETİ İÇTİM” DEMEK PARDON İZLEMEK…!!
- 27 Aralık 2023 - TEHLİKEYİ GÖRMEMEK ve VEKALET SAVAŞLARI
- 15 Kasım 2023 - Boykot’ta… İzzet’te… Allah İçin Vermekte Nasip İşidir…!!
- 27 Ekim 2023 - Erbakan Hocamızı Anlayamamanın Ağır Bedeli…!!
- 30 Eylül 2023 - Evlilik Okulu & Yasal Çeyiz Sandığı & Haydi Kayseri…
- 03 Ağustos 2023 - Yoksulluk * Ekonomik Kölelik Ve Erbakan Hocadan Cihad Tarifi…!!
- 25 Temmuz 2023 - Ekonomik Kriz – Hak Kavramı ve Ver Allahım Ver Mantığı…!!
- 22 Temmuz 2023 - Çıplaklık & Özgürlük & Kıskanmak & Plaj Havası & Karacaoğlan…
- 05 Mayıs 2023 - Akıncılar… Milli Görüş… Ak Parti… Ayşe Böhürler
- 14 Nisan 2023 - Dil Yarası ve Hulki Cevizoğlu Kadar Olamamak…!!
- 23 Mart 2023 - Deprem & Seçim & Ramazan İklimi...
- 20 Şubat 2023 - Biz Türk’üz Bize Bir Şey Olmaz...!!!
- 20 Aralık 2022 - Katar – Futbol – Ölü Yatırım Ve Kayserispor…
- 09 Aralık 2022 - Bir Kere Zalim Olmak Yerine Bin Kez Mazlum Olmanın Şerefine Talip Olmalıyız…!!
- 08 Kasım 2022 - Hırsızlık & Ekonomik Kriz & İnsan Ve İman Krizi
- 21 Ekim 2022 - Çekirdek Aile Ve Gençler
- 09 Ekim 2022 - Başörtüsü Kimlik Olmaktan Çıkarsa...
- 24 Eylül 2022 - Aileler Yüzlerle Camide… Yüzbinler İse Konserde…!!
- 29 Ağustos 2022 - Rahmetli Sakıp Sabancı’ya Atılan Tokat ve Gençlik...
- 22 Ağustos 2022 - Kayseri Valimiz Gökmen Çiçek’le İki Güzel Toplantı
- 15 Temmuz 2022 - 15 Temmuz Şehidleri Hürmetine
- 07 Temmuz 2022 - Genovese Sendromu Ve Peygamber Ahlakı…
- 17 Haziran 2022 - Gençliğim Eyvahhhh (!)
- 01 Haziran 2022 - Çürük Olan Domates Değil Aslında…!!
- 23 Mayıs 2022 - Vali Olmamak ve Şehri Bunaltmak...!!
- 05 Mayıs 2022 - Yusuf Kaplan Hocam & Palancıoğlu Başkanım Ve Nevin Abla…
- 29 Nisan 2022 - Ermeni Soykırımı & İttihatçı Paşalar & Kuru Sloganlar
- 29 Mart 2022 - Etiyopya’da Öpülen El…!!
- 13 Mart 2022 - İstiklal Marşı Ve Mehmet Akif Duasına Başkaca Bir Amin!!
- 27 Şubat 2022 - Cennet Mekan Bir Erbakan Geçti Bu Dünyadan...!!
- 25 Şubat 2022 - Ukrayna'dan Ders Almak…
- 17 Şubat 2022 - Domates & Biber & Patlıcan… Bir de Salatalık!!
- 29 Ocak 2022 - İmamoğlu & Balık Kılçığı & Kardan Adam !!!
- 13 Ocak 2022 - Eren Bülbül İle Enes Kara Arasında Savrulmak...!!
- 30 Aralık 2021 - Samuray Kılıcı İle Ölmek...
- 23 Aralık 2021 - Vatan Sevgisi Ve Savrulan Kardeşliğimiz…
- 16 Aralık 2021 - Suç Kimde…???
- 18 Kasım 2021 - Kemal Kılıçdaroğlu & CHP ve Helalleşmek…
- 14 Ekim 2021 - Kaşık Tutamayan Nesille & Tarih Yazamayız !!
- 21 Eylül 2021 - Anadolu İnsanı Vakıflar Eliyle Devlete Yürüdü… Dert Bu Olsa Gerek !!
- 19 Eylül 2021 - K.Maraş & Miting & Kayıp Heyecan & Kifayetsiz Muhterisler !!
- 31 Ağustos 2021 - Siz Bizim Neler Çektiğimizi Nereden Bileceksiniz ...!!
- 23 Ağustos 2021 - Baraj Altında Kalan Gençler ve Gülhane Parkı...!!
- 13 Ağustos 2021 - Araplar Bizi Arkamızdan Neden Vurdu?…Yüzyıldır Görülemeyen Hesap!!
- 03 Ağustos 2021 - Şehrin Unutulan Kahramanları ve Dut Ağacı…
- 25 Temmuz 2021 - Satılık Kalemler veya Ruhlar...!!!
- 19 Temmuz 2021 - “Yeryüzünde Mazlumların Bir Allah'ı, Birde Türkiye'si Var”
- 18 Haziran 2021 - Boşanma Davalarına Bakan Bir Avukat Olarak Feryadımdır !!
- 15 Haziran 2021 - Vatan & Millet & Sakarya Edebiyatı
- 19 Mayıs 2021 - Bayramlarımızı İşgal Ettirmeyelim…!!
- 17 Mayıs 2021 - “Her Şey Hayallerle Başlar” Demeyi Senden Öğrendik...
- 04 Mayıs 2021 - Kadir Gecesi & Masumlar Apartmanı…!!
- 18 Nisan 2021 - Bir Zamanlar KIBRIS…
- 24 Mart 2021 - HDP'nin Kapatılması Meselesi, RP & FP Kapatılması Davası ve AK Parti Kapatma Davası
- 14 Mart 2021 - Yeşilçam Gazozu (!) Hikayelerine Meydan Okumak...!!
- 07 Mart 2021 - Sadece Kadına Şiddete Değil & 8 Mart Dayatmasına da Karşıyız !!!
- 27 Şubat 2021 - Cennet Mekan Bir Erbakan Geçti Bu Dünyadan...!!
- 18 Şubat 2021 - Şehitler Ayı... Boğaziçi... İskilipli Atıf Hoca !!
- 25 Ocak 2021 - Mağrur Olma Padişahım & Senden Büyük Allah Var!!
- 02 Ocak 2021 - CHP Genetik Kodlarının Gereğini Yapıyor !! Şaşırmadık...
- 18 Aralık 2020 - Eskiden ABD Bize Posta Koyabilir miydi…??? Hadi Ordan…!!
- 13 Aralık 2020 - Bir Covit-19 Macerası ve Aşı Polemiği !!
- 17 Kasım 2020 - Fikri İktidar Olamadık Ama Formula'da Gazozu Patlattık !!
- 10 Kasım 2020 - 10 Kasım Bir Kısım İnsanlarımız İçin Riyakarlık Günüdür
- 28 Ekim 2020 - Reis Gider... Kumu Kalır !!!
- 23 Ekim 2020 - Gardiyan Devlet & Garson Devlet !!
- 13 Ekim 2020 - Çorak Toprağın Çocukları ve Ateşin Çocukları…!!
- 24 Eylül 2020 - Abdurrahman DİLİPAK’ı Linç Etmek...!!
- 22 Eylül 2020 - Eylül Hüzün Ayıdır...!!
- 05 Eylül 2020 - Devletin Merhamet Elini Tutmayan & Virüsün Şamarını Yer!!
- 30 Ağustos 2020 - Virüste Ete Kemiğe Büründü...Ama Biz Hala Akıllanmadık!!
- 17 Ağustos 2020 - 17 Ağustos Depremi.. Bitmeyen Manevi Depremler !!
- 29 Temmuz 2020 - Ey Reis… (!) Sen Bizimle Dalga mı Geçiyorsun ?
- 14 Temmuz 2020 - 15 Temmuz Hürmetine
- 16 Haziran 2020 - Tabu Atatürk & Sahte İmza & Sahte Belge & Yetim Ayasofya !!
- 27 Mayıs 2020 - Menderes'i & Erbakan'ı Yalnız Bırakmak ve Arkalarından Ağlamak!!
- 18 Mayıs 2020 - Mustafa Yalçın Başkan... Terör Örgütü Üyesi Cenazesi... Ceset Yakmak!!!
- 12 Mayıs 2020 - Camikebir & Asmalı Fırın & Küncülü Pide & Tekne Orucu!!!
- 30 Nisan 2020 - Sakın Evde Kalmayın Hanımlar & Kaçın Kurtulun !!!
- 17 Nisan 2020 - www.kayserianahaber.com... Cihannüma... Bizim Hikayemiz...
- 13 Nisan 2020 - Hak Ettiğimiz İmtihan - Kül mü? & Ateş mi?
- 08 Nisan 2020 - -YENİ- 1845 İrlanda'lı Hristiyanlar & 2020 İtalyan Hristiyanlar...!!
- 24 Mart 2020 - Virüs Yaşlıları... Merhametsizlik Gençleri Öldürür !!!!
- 17 Mart 2020 - Babaannem - Elektrik - Masal ve Korona Virüse Teşekkür !!
- 09 Mart 2020 - Hakkı Teslim Etmek ve Millet Kütüphanesi
- 28 Şubat 2020 - 28 Şubat Ayazında Vatana Sevda...
- 23 Şubat 2020 - Bu Devirde Genç Olmak Çok Zor !!
- 10 Şubat 2020 - İstanbul Sözleşmesi Kadını Korurken(!) Erkeği Ezmiş Ve Aileyi Dağıtmıştır!!
- 05 Şubat 2020 - İnsan Âcizdir. – Çin Malı Korona Virüsü - Yarasa Çorbası İçmeyin !!
- 26 Ocak 2020 - Deprem - Görünmeyen Devlet - Millet Olma Şuuru !!
- 22 Ocak 2020 - Karneler Alındı-İyi Matematik Çözmek-İyi İnsan Olmak
- 14 Ocak 2020 - Tavuğun Kursağı - Avustralya Develeri- HZ.Ömer !!
- 09 Ocak 2020 - Yahya Ağa ve Arkadaşları Bize Sesleniyor!!
- 01 Ocak 2020 - Libya Nerededir? - Kanal İstanbul - Tartışmayi Bilmiyoruz !!
- 26 Aralık 2019 - Deli Erbakan (!)… Yerli Otomobilden Önce, Yerli Yürekler Lazım!
- 22 Aralık 2019 - Yılbaşı Piyangosu ve Umudu Beslemek...!!
- 15 Aralık 2019 - Yalakalık Bir Sanattır Ama (!)... Kazananlar Hakkı Söyleyenlerdir.
- 11 Aralık 2019 - Nato Zirvesi - Fransa CB. Macron – Kanuni Sultan Süleyman
- 03 Aralık 2019 - Kayserispor Sen Bizim Her Şeyimiz misin?
AV. FEVZİ KONAÇ
-YENİ- KILIÇLAR SADECE TÖRENDE ÇEKİLİYOR ZANNEDİYORSANIZ, YANILIYORSUNUZ!
KILIÇLAR SADECE TÖRENDE ÇEKİLİYOR ZANNEDİYORSANIZ, YANILIYORSUNUZ!
Gündemi teğmenlerin mezuniyet töreninde kurallara aykırı olarak kılıç çekerek, tüm uyarı ve üstlerden istenen izne hayır denilmesine rağmen, disiplin kurallarını hiçe sayarak yaptıkları yemin ve attıkları slogan işgal ediyor.
Bu organize itaatsizlik içinde olan beş teğmen ve üç komuta kademesi personel ihraç edilerek, kamuoyunda çokça tartışılan bir süreç yaşıyoruz. Bir kısım görüşe göre temel sorun bu kılıç çekme hadisesine karışanların attıkları “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı. Yani iktidar ve yandaşları tarafından, laik Türkiye Cumhuriyeti ordusunda bu slogan atıldı diye Atatürkçü teğmenlerin ihraç edildiği görüşünde. Ülkenin ebedi, ezeli, ulu önderinin isminin zikredilmesinden daha doğal ne olabilir? diyerek, konuyu Atatürkçü/Kemalist bir pencereden ele alıyorlar. CHP ve avenesinin bu teğmenleri savunmasının arkasında bu düşünce var.
Gerçi teğmenlerde Anıtkabir’i ziyaret ederek, bu tanımlamanın üzerine oturmuş durumdalar. Atatürk’ün arkasına sığınarak ve onun sütre gerisinden, herkesi hedef alarak ateş etmek en kolay ve modası geçmeyen yöntem.
Diğer bir görüş ise; gösterilmek istenenin aksine, sorunun iç disiplin meselesi olduğu, TSK tarihinde bu tür disiplinsizliklere müsamaha gösterilmediği ve yaşanan olayın ordu içinde bir ikiliğe sebep olma ihtimali nedeniyle, askeri disiplin mevzuatı çerçevesinde doğru bir karar olduğunu savunmakta.
Emre itaatsizlik dünde bugün de suçtur!
Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla da defalarca bu tür bir yemin yapma izni için müracaat edildiği, komuta kademesince de bunun yemin töreni mevzuatına uygun olmadığı gerekçesiyle reddedildiği bilgisi var. Yani teğmenler kendilerine izin verilmeyen bir konuda haddi ve sınırları aşarak, açıkça emre itaatsizlik etmişler. Karar bu açıdan iç disiplin uygulamaları gereği doğru bir karar olup hatta bu bir kalkışma ve cezası çok daha ağır olmalıydı görüşünü savunanlar bile var. Konunun atılan Mustafa Kemal’in Askerleriyiz sloganı ile alakası yoktur, yaklaşımı söz konusu.
Şimdi CHP’liler, Atatürkçüler, Kemalistler sıraya girerek bu teğmenlere sahip çıkma beyanlarında bulunuyorlar. Kamuoyu M.K askerleriyiz paylaşımından geçilmiyor. Devletin veya iktidarın, karşı görüşten herkese yine adetleri gereği Atatürk arkasından parmak sallayarak, Atatürk’ün askeri olmaktan dolayı genç teğmenleri cezalandırdığı algısı oluşturmaya çalışıyorlar.
Nihayetinde bu karar bir yargı kararıdır. Bu kararın arkasında disiplin hukukunun net bir cezalandırması mı var? Yoksa niyet okuyanların söylediği gibi devlete Atatürk üzerinden rest çeken bir grup genç teğmeni terbiye etme kastı mı var? Onu bizler bilemeyiz.
Ama geçmiş travmalarımızdan bir şeyi iyi biliyoruz!
Ülke tarihindeki yaşanan tüm askeri darbelere baktığımızda, askerin cumhuriyet tarihinde bu milletin inançlı kesimine karşı tavrını dikkate aldığımızda, Harp Okullarının geçmiş hikayesini okuduğumuzda, daha yakın tarihimizde 28 Şubat sürecinde sık sık atılan Genç Teğmenler rahatsız manşetlerini hatırladığımızda, en son bu okul öğrencilerinin Fetö kalkışmasında bile figüranlıkları göz önüne alındığında ve dindarları terbiye etmede en çok kullanılan M.K. askerleriyiz mottosundan dolayı, bu kılıç çekmenin ve atılan sloganın masumluğu hususunda, tabiri caizse bizim penceremizden bakıldığında kıllanmamızdan daha doğal ne olabilir?
Bu genç teğmenlerin attıkları sloganlar/ çektikleri kılıç üzerinden söylersek; bu teğmenlerin bilinçaltları ve temel yaklaşımları; yüz yıldır kurulmuş müesses nizamın laiklik sopası üzerinden, tarihlerinde sık sık laik cumhuriyeti korumak adına durumdan vazife çıkarmak,o eski alışkanlıkları nedeniyle dindar insanları terbiye etmekse, bu ülke bizim, size ve değerlerinize geçit yok demekse, her ne kadar mevzuat Başkomutanlık sıfatı üzerinden Reis’inizi işaret ediyorsa da bizler İHL mezunu bir Başkomutanı reddedip, kurucu Başkomutanımıza bağlılığımızı ortaya koyarak, sizi yok sayıyor ve sizin değerlerinizle mücadele sözü veriyoruz mesajı ise ki; ben ve benim gibiler bu görüntülerden niyetin bu olma ihtimalini yüksek görüyor, eli artırıyor ve ben bu tavrın sadece o törenle sınırlı olmadığını iddia ediyorum.
Neyi mi kastediyorum? Basit bir örnek olsun diye üç ay önce genç bir Hâkim (Adalet Bakanlığının imtihanlarını başarıyla geçmiş, güvenlik soruşturmalarından hakimliği tescil edilmiş bir Hakim) kardeşimle aramızda geçen sohbeti paylaşmak isterim. Kısa dönem askerlik için gittiği birliğin kapısından giriş esnasında yaşadığı olayı şöyle aktardı.
Resmi izinle basılan kitaplara düşmanlık veya sansür!
Birliğe katılan her askerin çantalarını kontrol edilirken sıranın kendisine geldiğini, aramaya komuta eden bir üsteğmenin çantasındaki kitapları alarak “Bu kitapları içeri sokamazsınız!” dediğini söyledi. Hemen size kitapları ismen arz edeyim. Prof. Dr. Sadettin Ökten ve Prof. Dr. Kemal Sayar ait Aleme Bir Yar İçin Ah Etmeye Geldik - Gönül Sadası'ndan Akisler-3, Samiha Ayverdi’yi ait Sen Onu Kaybettin kitabıveEşrefoğlu Rumi’ninŞiirler kitabı. Bu üç kitap yasal izinlerle, bu ülkenin kanunlarına uygun yayın yapan yayınevleri eliyle basılmış, MEB tavsiyesi ile devletin okullarına, Kültür Bakanlığı izniyle kütüphanelere, milyonlarca okuyucu üzerinden bu toprakların insanlarının kalbine girebilmişken, bir üsteğmen eliyle askeri birliğe giremez denilmiş. Bu üsteğmen hangi hakla ve cüretkarlıkla bunu yapabilmiş?
Genç Hâkim kardeşimiz hukuk insanı olarak, üsteğmenin tavrına itiraz ederek o yanlış tavra karşı çıkmış. Tartışma neticesi işin büyüme ihtimaline karşı üsteğmen geri adım atmış ve Hâkim kardeşimiz içeri kitaplarla girmiş. Mücadele etmese her kuruma giren bu kitaplar askeri alana giremeyecekmiş. Hikayemiz bitmedi. Hâkim kardeşimiz ilaveten dedi ki; benimle aynı anda çantası aranan bir başka arkadaşımızın çantasından çıkan, ülkemizdeki tasavvuf büyüklerinden, devletin resmi bir camisinde din görevlisi olarak görev yapmış, Cumhurbaşkanımızın bile yetişmesinde izi bulunmuş, milyonların sevgilisi olmuş Mehmet Zahid Kotku Hoca Efendi’nin hayatını anlatan bir kitap ve buna benzer kitaplar, üsteğmen marifetiyle içeri alınmamış ve nizamiyede toplanmış.
Şimdi almamız gereken derslere odaklanalım!
Bana göre; genç teğmenler mezuniyette kılıç çekerek mesaj verirken, mezun olup üsteğmen kıdemine ulaşan başka bir subayda, tabiri caizse bu birliğe sizin değerlerinizi temsil eden kitaplar giremez diyerek, bu milletin değerlerine kılıç çekmiştir. Elbette bu tavrı genelleme olarak söylemiyorum. Her birliğin başındaki komutana ve iradeye göre yaklaşım değişir bunu biliyorum. Ayrıca bu tavrın sadece askeriyede olmadığını, okullarda, çeşitli devlet kurumlarında ve yerel idarelerin programlarında da ara ara millete kılıç çekmeden parmak sallandığını görüyorum.
Ama asıl dikkat çekmek istediğim husus, bu iki örnek üzerinden ve Fetö tecrübesinin yaşattığı travmadan dolayı, ordu içindeki bu tip yapılanmaların, Harp Okulu öğrencileri arasındaki o dehşet veren yazışmalardan anladığım kadarıyla, hala o eski köhne 28 Şubat zihniyetine mahkûm dine ve dindara hayat hakkı tanımama damarı kırılamamış. Ordu ile milletin barışı tam tesis edilememiş. Hala laik, seküler, Kemalist, Atatürkçü yaklaşımın dindarlar üzerindeki baskısı bitirilememiş. Bu kadar yıldan sonra bunları yazıp çizmenin utancı ile diyorum ki; birileri Allah’la ve ona iman eden milletle, kılıç çekip, sembolik bir subliminal mesajlarla savaşarak, bir yere varabileceğini zannediyorsa yanılıyor. Bizim acılarımız ve travmalarımız tazedir. On iki eylül darbesinde askeri garnizonlarda işkence edilen gençler “Allah” diye çırpınırken, buraya Allah’ınız giremez diyenleri bu millet unutmamıştır.
Sözün özü; bizim gönlümüzdeki Peygamber Ocağı anlayışına dinamit koymaya çalışan her asker, bu milletin ve toprağın dostu değildir. Kılıç çekerek veya kitaplara düşmanlık ederek ancak kendinize zarar verirsiniz. Hak ve hakikatı asla yenemez, üstünü örtemezsiniz. Haddinizi bilin!
Henüz Yorum yok