AV. FEVZİ KONAÇ

HDP'nin Kapatılması Meselesi, RP & FP Kapatılması Davası ve AK Parti Kapatma Davası

Yeni savrulma alanımız bu konu... kimileri parti kapatmalara kaşı olduğunu, kimileri ise bu partinin acilen kapatılması gerektiğini söylüyor... bir kesim dikkat çekici şekilde Refah ve Fazilet Partilerinin kapatılması, AK Parti'ye açılan kapatma davasını emsal alarak, dün yanlış olan kapatma davaları üzerinden, HDP'ye açılan davanın seyrinde manipülasyon yapmaya çalışıyor... kimilerinin savrulmasını yüreğim yanarak ve acı acı gülümseyerek izliyorum...

Refah Partisi kapatıldığında gençlik kolları başkanı idim... Fazilet Partisinde ise ilçe başkanı... "laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmak" gerekçesiyle kapatılmıştı partilerimiz... işlerine geldiği gibi tanımladıkları laiklik üzerinden, bu toprağın mütedeyyin ve inandıkları gibi yaşamak isteyen insanlarını tabiri caizse terbiye etmeye ve yok saymaya çalışıyorlardı... alıştıkları tek parti ideolojisinin etkisiyle bu ülkenin sahibi biziz diyorlardı rejimin sahipleri (!)... onların bütün zulümlerine rağmen başımızdaki büyüklerimizin vatan sevdaları nedeniyle en ufak bir şiddet eylemine ve ülkemize zarar verecek işlere iltifatımız olmadı... iktidar partisi olarak kapatıldığımızda Rahmetli Erbakan Hocamız "bu tarihin seyri içinde küçük bir noktadır" dedi... bütün teşkilatlarını devletimize zarar verecek bir işin içinde olmamasına dair teskin etti, yatıştırdı ve yeni bir Besmele çekti...

Fazilet Partisi kapatıldığında bugün CHP'de siyaset yapan eski bir milletvekilimizin hatırasında bizzat ağzından dinlediğim şu anı ibret vericidir... dedi ki;

"-FP kapatıldı acilen randevu istedim ve Hocamıza gittim... bu kararın hukuksuz olduğunu, buna sessiz kalmamamız gerektiğini, eylemler yaparak, teşkilatları doldurarak, terk etmeyerek bu karara karşı durmamız gerektiğini ifade ettim... eylem, eylem, eylem dedim... sessiz kalmayalım dedim ve beni 1 saat dinledi... sonra “Mehmet Bey tek sorum var” dedi... bu eylemler ve teşkilatı terk etmeme konusunda içimize sokulacak ajan veya provokatörler eliyle yapılacak bir provokasyona karşı bir tedbiriniz var mı? içimize sızmış kötü niyetli biri eliyle yapılabilecek bir yanlış üzerinden, bir kardeşimizin burnu kanarsa bunun vebalini taşıyabilir miyiz? diye sordu, dedi... Hocamız bunu sorunca beynimde şimşekler çaktı, her şey olabilirdi çünkü dönemin güçlerinin gözü kararmıştı ve büyük devlet adamı olmanın ne olduğunu anladım ve teşekkür ederek yanından ayrıldım" dedi... Gergerlioğlu’nun meclisteki direnişini izleyince bu hatıra geldi aklıma…

Demem o ki; her türlü iftira ve hakaretle, dört partimiz hukuki değil siyasi kararlarla kapatıldı, yılların emeği olan alın teri ile yaptığımız vakıf eserlerimize 28 şubat rüzgarı ile el konuldu... büyük bir sabır gösterdik... asla isyana kalkışmadık, şiddete tevessül etmedik... başta Hocamız olmak üzere paratoner gibi tüm şimşekleri üzerimize topladık ama milletimize bedel ödetmedik... o yüzden milletin gönlünde SAVUNAN ADAM olarak taht kuran Hocamız, hiç saldıran adam veya zarar veren adam olmadı Elhamdülillah... ama tüm yapılanlara Allah razı olmadı ve durum ortada...

Gelelim HDP'nin kapatılmasının yukarıdaki RP/FP kapatılma sürecindeki zulme veya Ak Parti kapatma davasına benzetilmesine...

Bu benzetmeyi insafsızca ve ahlaksızca buluyorum...
Hangi vicdan? yukarıda anlattığım tavırdaki insanların sabrı ve olgunluğu ile... "arkamızı PKK ve PYD'ye yasladık" diyerek, silahlı mücadeleyi legal görüp, şiddeti hak olarak kabul edenlere karşı açılan davayı benzeştirebilir... bu nasıl kabul edilebilir?... ülkenin bütün insanlarını hangi görüşten olursa olsun kardeş görenlere yapılan zulümlerle, ülkeyi etnik olarak bölüp parçalamak isteyen siyasi mücadeleyi aynı kefeye koyarak tartabilir... 40 yıldır kan döken eli kanlı bir terör örgütünü kendi silahlı gücü olarak görenlerle, bu terör örgütünü savunan, askerine ve polisine silah çeken bu katillerin cenazelerine katılanlarla, ülkesine sevdalı insanlara karşı alınan tavrı ve açılan davaları aynı mantıkla karşılaştırabilir...

Evet... biz yaşadığımız zulümlerde parti kapatmanın hep karşısında yer aldık ve bugün aynısı olursa yine karşı olmaya devam ederiz...

Ancak kimse bizi saf salak zannetmesin ki; o zaman kararlar hukuki olmaktan çok siyasi idi... peki bugün öyle mi? silahlı şiddeti kutsayan ve terör örgütüyle iş birliği yapan bir partiyi nasıl bu anlayışla savunabiliriz?... binlerce resmi ve sivil şehidimizin kanı elinde olanlara arka çıkanlara karşı açılan davanın hukuki zemini yok nasıl denilir?... bu konuda binlerce dava ve dosya üzerinden terörle iç içe geçmelerinin ispatı net iken, bu davaya nasıl hukuki değil denilebilir? Çözüm sürecinde tesis edilmeye çalışılan kardeşliğin yerine HDP’li belediyeler eliyle yollara döşenen bombalar ve kazılan hendekler nasıl suç unsuru olarak hukuki delil sayılmaz?... bize karşı "demokrasi kendini demokrasiyi rafa kaldırmak isteyen siyasi partilere karşı korur" diye zehir zemberek açıklama ve yaklaşımlarla haksız bedel ödetenlerin, bugün silahla demokratik (!) talepte bulunanlara diyeceği bir şey yok mu? Bu nasıl bir insafsızlık, ahlaksızlık ve vicdansızlıktır…

Bugün bu çarpık bakışlıların bir kısmının silahlı terör örgütünün partisini demokrasi ve sevgi pıtırcığı (!) kesilerek savunmalarına, lanet etmekten başka bir şey gelmiyor elimden... daha dünün Sabih Kanadoğlu'su o günlerde partimizi kapatmak için aslan kesilirken, bugün HDP kapatılamaz diyor... bu adam ve avanesi bir dönem “irtica terörden tehlikeli” diyorlardı, şimdi bu bilinç altının yansıması olarak, mütedeyyin insanları geçmişte tehlike olarak gördükleri kadar, acı ki terörle iç içe olanları tehlike olarak görmüyor... bu ibret verici durumu milletimizin net olarak göreceğini düşünerek onların vicdanına havale ediyorum…

Ve dillerinin altında çıkaramadıkları baklayı görüyorum... onların bir kısmı bu milletin inançlarıyla barışık ve İslami hassasiyetleri olan insanların iktidarına karşı, silahlı terör örgütüne yardım ve yataklık yapan bir partiye karşı bile göz kırpacak kadar gözleri kararmış, vicdan fakiri olarak değerlendiriyorum… yazıklar olsun... !! FKONAÇ

1 Yorum

İBRAHİM  DÜNDAR

İBRAHİM DÜNDAR

12 Nisan 2021
Allah razı olsun sizden Fevzi bey. Bizlerin düşüncelerine tercüman olmuşsunuz.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri