AV. FEVZİ KONAÇ

-YENİ- 1845 İrlanda'lı Hristiyanlar & 2020 İtalyan Hristiyanlar...!!

1845 İRLANDALI HRİSTİYANLAR & 2020 İTALYAN HRİSTİYANLAR...!!

Bir kaç gün önce basın yayın organlarında bir haber dikkatimi çekmişti. Ülkemizden tüm Katoliklerin Ruhani Lideri Papa’nın ülkesi İtalya’ya yollanan yardım malzemelerini, havaalanında İtalya Dış İşleri Bakanı karşılamıştı. Cumhurbaşkanımızın selamı ve mektubu iletilirken, İtalyan Bakan “Çok teşekkür ederiz, bunu hiç unutmayacağız” demişti. Bu söz beni yıllar önce okuduğum bir hikayeye aldı ve götürdü. Osmanlının son dönemleri ve hatta hasta adam denildiği günler. Kendisi zor durumda, birçok cephede yedi düvele karşı savaş veriyor. Böyle zor bir zaman ancak İrlanda’da yaşanan bir trajedi var.Hikayenin devamı şöyle;

Sultan Abdülmecid İrlanda’ya Yardım Yolluyor!

Yıl 1845... İrlanda’da baş gösteren ve İrlandaca’da Gorta Mor olarak anılan, Büyük Kıtlık felaketi, 19. yüzyılın en büyük kitlesel yıkımlarından birine sebep olmaktadır.İrlanda, 1845-1850 yılları arasında, Avrupa'nın başka ülkelerinde olduğu gibi büyük kıtlık yaşamış, 1 milyon İrlandalı hayatını kaybetmiştir. O yıllarda Birleşik Krallığın bir parçası olan İrlanda topraklarında yaşanan bu felaket, başta İngiltere olmak üzere birçok batılı devlet tarafından göz ardı edilmiştir. Yok olmanın eşiğine sürüklenen İrlanda halkının bu trajedisi karşısında, Osmanlı Padişahı Abdülmecit Han dışında hiçbir hükümdar samimiyetle harekete geçmeyi tercih etmemiştir. Zira Sultan Abdülmecit, söz konusu felaketi, aslen İrlandalı olan Joseph isimli şahsi tabibinden öğrendiğinde, dönemin İngiltere Kraliçesi Victoria’ya, İrlanda halkına 8.000 sterlinlik nakdi yardımda bulunmak istediğini bildirmiştir. Ancak Kraliçe Victoria, isyan edip asi oldukları gerekçesiyle muhtaç İrlanda halkına daha önce yalnızca 2.000 sterlin göndermekle yetindiği için Sultan’dan nakdi yardım miktarını 1.000 sterline düşürmesini ister. Bunun üzerine Sultan, 1847 yılında Kraliçe Victoria’dan gizli olarak yardımların geri kalan kısmını erzak yüklü gemiler vasıtasıyla İrlanda halkına ulaştırmak üzere yeni bir plan geliştirir.Hem para hem de gemilerle erzak vs. yardımında bulunulur.

Bu dönemde İngiltere ve kıta Avrupa’sı sanayi devriminin getirdiği refah ve zenginlik içinde oldukları hâlde İrlanda’ya yardım etmezken, Osmanlı’nın hem maddî sıkıntı içerisinde, hem de çok uzak bir coğrafyada olmasına rağmen insanî yardımda bulunması burada dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan biridir. Kendisine bir talep gelmemesine rağmen harekete geçen dönemin Osmanlı Padişahı Abdülmecit, 1847 yılında gıda, ilaç ve tohum dolu 5 yelkenliyi İrlanda'ya göndermiştir. İngilizlerin, gemilerin Dublin'e yanaşmasını engellemesi üzerineOsmanlı gemileri, yüklerini 50 kilometre uzaklıktaki Drogheda Limanı'na boşaltmıştır.

İrlandalılar’ın Osmanlı Sultanı’na Gönderdikleri Teşekkür Mektubu

İrlanda asilzâdelerinin padişaha gönderdikleri ve hâlen Topkapı Sarayı Müzesi arşivinde muhafaza edilen teşekkür mektubunun da şöyle deniyordu: “Aşağıda imzaları bulunan biz İrlanda Asilzâdeleri, Beyefendileri ve Sâkinleri, Majesteleri tarafından acı çeken kederli İrlanda halkına gösterilen cömert hayırseverlik ve alâkaya en derin minnetlerimizi saygıyla takdim eder ve onlar adına Majesteleri tarafından İrlanda halkının ihtiyaçlarını karşılamak ve acısını dindirmek üzere cömertçe yapılan bin sterlinlik bağış için teşekkürlerimizi arz ederiz”

Kentin Futbol Takımının Formasında Ay Yıldız!

İrlanda halkı da bu yardımı hiçbir zaman unutmayarak, “Ay-Yıldızı” bölgenin sembolü haline getirir. Kentin futbol takımı Drogheda United, bugün de formasında hilal ve yıldızı taşıyor. İrlanda’yı kasıp kavuran kıtlık döneminde, Osmanlı Devleti’nin yaptığı nakdî ve aynî yardımın hatırasına 2006 Mayıs ayında Dublin’e yetmiş mil uzaklıktaki Drogheda şehrinde tören yapılarak, o döneme ait tarihî Belediye Binası‘na şükran plâketi asılır.

Evet... İrlanda Katolikleri 173 yıl önce yapılan insani yardımı hiç unutmamışlardır. Aynı ifadeleri İtalyan Dış İşleri Bakanının ağzından yeniden duyunca içim doldu, gözlerim buğulandı ve çok mutlu oldum. Ecdadımızın izinden gitmenin sevinci içimi kapladı. Ülkeler değişmişti ama değişmeyen şey Türkiye eliyle İslam Medeniyetinin insani yaklaşımıydı. O gün İrlanda, bugün İtalya Hristiyanlarına sadece mazlum oldukları için el uzatmak her eleştirinin üzerinde mutluluk vericiydi. Bir çokları batının bütün çirkinlikleri ve cinayetleri nedeniyle onlara yardım yapılmasına karşı çıktı. İtiraz etti. İtalya’nların Libya’da işledikleri cinayetleri hatırlattı ve haklı olarak yadırgadılar.

Millet Olarak Hikayemizi En Güzel şekilde Yeniden Yazmalıyız!

Ben ise başka bir pencereden bakarak bu zor zamanların fırsatlar doğuracağına inanıyorum. Gözle görülmeyen bir virüs bizi unutttuğumuz veya ihmal ettiğimiz hasletlerimizle yeniden buluşturdu diye düşünüyorum. Yurt içinde yardımlaşmayı, merhameti, paylaşmayı, birbirimizin hukukuna azami saygıyı bize yeniden hatırlattı. Millet olarak hepimiz hem şahsi hikayemize, hem de ülke olarak hikayemize yeni güzellikler kattığımıza, daha da katabileceğimize inanıyorum. Avrupa’ya kızgınız, zulümlerine itirazımız var. Acımasız ve merhametsiz yapılarından çoğu zaman nefret ediyoruz. Ama bugün gelinen noktada tabiri caizse düştüler. Kolları kanatları kırıldı. Bir virüs tarumar etti kibirlerini ve ihtiraslarını. Yaşlıları ölüme ve kaderlerine terk ettiler. Hastalar cesetlerle aynı alanda tedavi olmayı bekliyorlar. Hergün binlerce insan can veriyor. Ve bizden çok daha kötü bir sınav veriyorlar. Yardıma muhtaç hale geldiler. Tıpkı 173 yıl öncesi İrlanda gibi merhamete muhtaçlar.

Bu süreçte dünya ülkelerinin bir çoğundan, uluslararası toplumdan yardım çağrıları alıyor Türkiye. Büyük devlet refleksi hepsine ulaşmayı ve yardım etmeyi gerektirir. Büyük devlet olmak refleksi genlerimizde var ama gücümüzde olmalı. Zaten bizde ülke olarak gücümüz ölçüsünde bu taleplere cevaplar veriyoruz. Elbette kendi iç sıkıntılarımız öncelikli olmak üzere, mağdur ve mazlumların imdat beklediği yerlere kulak kesilmek, hem inancımızın hem de medeniyetimizin bize bıraktığı en büyük sorumluluk ve mirastır. Batı ülkeleri birbirine giden yardım malzemelerine el koyup adeta gasp ederken, kendi ihtiyaçlarına rağmen sembolik bile olsa buradaki insanlara insani yardım yollayan Türkiye, ecdadından kalan o tarihi mirasa yeniden sahip çıkma refleksi göstermiş ve sergilemiştir.

Batının bunları unutup, ikiyüzlü davranıp, yarın yine eski zulümlerine dönme ihtimali yüksektir ve olabilir. Ama bundan daha önemli olan ise; bizim şanlı tarihimize dönme işaretleri vermemiz, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının konuşulduğu bu günlerde, insani ve yeryüzündeki bütün mazlumlara kucak açmayı emreden İslami duruşumuzla, Yeniden Büyük Türkiye ve Yeni Bir Dünya hayalimizin temel taşlarını döşemeye başladığımızın işaretlerinin veriliyor olmasıdır.07/04/2020

Kalemin ve bilginin sahibi Cenab-ı Hakk’a hamd ile... FEVZİ KONAÇ & Nisan 2020  MEMLEKET GAZETESİ 

 

 

1 Yorum

Mustafa KÜÇÜKTE

Mustafa KÜÇÜKTE

09 Nisan 2020
Elinize, kaleminize sağlık.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri