AV. FEVZİ KONAÇ

10 Kasım Bir Kısım İnsanlarımız İçin Riyakarlık Günüdür

10 Kasım Bir Kısım İnsanlarımız İçin Riyakarlık Günüdür

       Bu ülkede dindarlar (!) her 10 Kasım'da ne yapacaklarını bilemez ve şaşkındır.

       Bir yandan; Türk'ün atası (!) dayatmasının büyük bir baskısı ile karşı karşıyadırlar. Binlerce yıllık tarihinde yüzlerce ata adayını yok sayıp, "olmazsan olmazdık" diyerek adeta birine tapınmak (!) derecesinde itibar etmek zorunda bırakılmanın ezikliğini yaşarlar...!!

       Diğer yandan; bu topraklarda İslam'ın izini silmek, geçmişle bağını tamamen koparmak, bütün değerlerini batılılaştırmak, bu uğurda İslami/manevi değeri olan ne varsa kökünü kazımak ve Müslümanlara (dindar ve İslamın hayat modeli olduğuna inananlara) yeni bir din inşa etmek için, olmadık eziyetleri layık gördüğünü duyup, devrimler üzerinden koparılan başlara canları yanıp, tarih kitaplarından tüm bu zulümlerini okudukları birine rahmet ve mağfiret talebinde bulunmak zorunda olduklarını hissederler...!!

       "Geçmişlere rahmet okumak dinin emridir" diyerek bu meselede dindarlara ahkam kesenlere ruhen mağlupdurlar. İslamın tüm değerlerine savaş açan birine, istemeden de olsa, mahalle baskısıyla bile olsa, selam durmak ve boyun bükmek durumundadırlar. İmanları farklı mecburiyetleri farklı fısıldar kulaklarına...!!

       Allah'a olan sevgileriyle, İslama olan bağlılıklarıyla, Atatürk'e göstermeye mecbur (!) oldukları iltifatın arasında sıkışıp kalırlar. Aslında bana göre her 10 Kasım bir kısım insanımız için riyakarlık (!) günüdür. Geçmişten gelen acılara karşı bu riyakarlık bir nevi zırhtır, korunaktır. Çünkü bu nedenle çok bedeller ödenmiştir ve acılar yaşanmıştır. Çünkü kaybedecek çok şey vardır artık. Çünkü bürokrattırlar, başkandırlar, siyasetçidirler, makamları vardır. Ve ülkenin asıl sahibi Kemalistlere şirin görünmek (!) gibi bir tercihleri olmak zorundadır. Yoksa bir kaşık suda boğulmak kaçınılmaz tehdittir...!!

       Aslında isteyerek ve içten bir sevgiyle bunu yapanlara diyecek bir söz elbette yoktur. Kimin kimi ne kadar seveceğine, itibar edeceğine karışmak gibi bir hakkı da yoktur kimsenin. Geçmişte biri bana "bu ülkede yaşıyorsan nankör olmayacak ve Atatürk'ü eşek gibi seveceksin" dediğinde, itiraz etmiş ve demiştim ki. "Kişi yeryüzüne gelme sebebi olan atası, dedesi ve babası dahi kim olursa olsun, onları bile hataları ve suçları varsa sevmek zorunda değildir". Bakış açısına bakar mısınız?

       Hayat görüşü olarak kendini Atatürkçü, Kemalist, laik veya seküler olarak tanımlayan hiç kimseye elbette söz söyleme hakkım olamaz. Tercihleri ve seçtikleri mübarek (!) olsun. Ama kendilerini dindar olarak tanımlayanlara müsaade edin iki çift sözüm olsun. Sonsuzluk olarak tanımladıkları atalarına karşı bu sevginin manevi anlamını sorgulasınlar. "Olmazsan & olmazdık" gibi itikaden sakat bir paylaşımı gözden geçirsinler. Birilerine şirin görünmek adına Alemlerin Rabb'ine isyanın parçası olup, bu yanlış alkışa ortak olmasınlar.

       Peki; kişi hem dindar olup, hem Atatürk'ü sevemez mi? diye soruyorlar. Elbette sevebilir ama perhizli lahana turşusu olur. Aziz Nesin'in işaret ettiği gibi.

       Kimse kusura bakmasın ki; yıllar yılı yaşananlardan edindiğim intiba bu ülkede kimliklerinde Müslüman yazan nice kimseler, açıkça İslama muhalif görünmemek adına kimi zaman Atatürk'e kimi zaman Kemalizme kimi zaman laikliğe el atar ve arkasına sığınırlar.. ve her 10 Kasım bu zihniyetle, buna mahkum olanlar arasında sevgi yarışının yaşandığı gündür. Bu yüzden kimi dostları acıyarak izlerim. Ve bu gibileri bu hale mahkum edenler utansın demek gelir içimden. Ve son söz; gaybı ve hakkı sadece Alemlerin Rabb'i bilir, hesapları görecek olan O'dur ama. Allah'a şirin olmayı, başkalarına sevimli gelmeye tercih edeceğim. Ve ben bu riyakarlığın bir parçası olmayacağım!!

       Not: Kim ki bu fikirlerime karşı öfkeyle mukabele eder, hakarete kalkışır benim dostum ve arkadaşım değildir.  Gereğini yaparım. Benim hesabım ve fikrim sadece beni bağlar ona göre!!

 

 

 

 

5 Yorum

Metin

Metin

12 Kasım 2020
Maşallah.

Recep özkan

Recep özkan

12 Kasım 2020
Kalemine sağlık kardeşim,Allah razı olsun.

Recep özkan

Recep özkan

12 Kasım 2020
Kalemine sağlık kardeşim,Allah razı olsun.

Sabri a&#31

Sabri a&#31

13 Kasım 2020
Sana yüzde yüz katılıyorum az bile yazmışsın tebrikler kardeş.

Cemalettin Çebi

Cemalettin Çebi

07 Ekim 2021
Saf ve temiz duygularla kaleme alınmış güzel bir yazı. tıpkı altında üst değer olarak kabul edilen 24 ayarı kalitesinin aranması gibi, herkesin anlayabileceği saflıkta temiz ve güzel duygularla yazılmış kimseyi tahrik etmeyen, hakir görmeyen, ama Kendi egoizimleri ile Kendileri gibi düşünmeyenleri tahakküm altında tutan zihniyete karşı gerçekleri ifade eden, kibarca kaleme alınmış güzel bir yazı. Milyonlarca insanın duygu ve düşüncelerine tercüman olan Fevzi KONAÇ’a bu samimi İfadelerinden dolayı Allah razı olsun. İnsanlar bazı şeyleri ifade etmekten aciz kalabiliyorlar. Ancak cesaretli insanların değerli kalemleriyle yazdıklarını okuyunca kendi duygu ve düşüncelerinin bu yazılarda hayat bulduğunu görebiliyorlar . Bu nedenle bir yazı veya makale okunduğunda “ah işte bu benim duygu düşüncelerimi ifade ediyor” diye yazıya destek vermekten de kendilerine alıkoyamıyorlar . Ben de bu duygu ve düşünceler içerisinde bu yazının içeriğine katıldığı İfade etmek istedim. Milyonların saygı duyacağı bir ifade olduğu kanaatinde olduğumu ifade etmekle birlikte, bu denli açık net ve cesurca ifade eden sayın insan Fevzi KONAÇ’ı tebrik ve takdir ediyorum.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri