ÖĞR. GÖR. OSMAN UTKAN

Mutluluk Elimizde

Mutluluk Elimizde

Değerli bir devlet büyüğümüz morali tanımlarken hafızamda kalan şu cümleyi kurmuştu: “gününden mutlu yarınından umutlu”. Morali yüksek olan topluluklar aynı zamanda mutlu topluluklardır. Millet olarak da morale şu salgın günlerinde daha çok ihtiyacımız var. Güzel haberler duymayı ve güzel şeyler görmeyi hiç olmadığı kadar çok istiyoruz.

TDK sözlüğünde mutluluk kavramı “Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, ongunluk, kut, saadet, bahtiyarlık, saadetlilik” olarak tanımlanmaktadır. Mutlulukla ilgili şimdiye kadar çok sayıda değişik tanım yapılmış ve aynı zamanda mutluluk oldukça göreceli bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.

Son zamanlarda haberlere konu olan bir mutluluk araştırması dikkatimi çekti. Buna göre dünyada ülkelerin mutluluk sıralamasına yer verilmektedir. Bu tarz araştırmalara sıklıkla rastlamak mümkün olsa da, bahse konu olan değerlendirme Birleşmiş Milletler'in her yıl yaptığı mutluluk değerlendirmesidir. Birleşmiş Milletler’in 149 ülke arasında yaptığı değerlendirmeyle belirlediği Dünya Mutluluk Raporu'nda ilk üç sırada Finlandiya, Danimarka ve İsviçre var. Yine değerlendirmede geçen yıl 93. sırada olan Türkiye ise 104. sıraya gerilemiştir. Rapora göre en mutsuz ülke de yine Afganistan oldu. Gayrisafi yurt içi hasıla, sosyal destek, ortalama sağlıklı yaşam süresi, vatandaşların kendi hayatlarıyla ilgili karar alabilme özgürlüğü, cömertlik, ve ülkedeki yolsuzluk düzeyinin değerlendirdiği Birleşmiş Milletler Dünya Mutluluk Raporu hazırlanırken 149 ülkeden insanlarla görüşüldü. Türkiye, 104. sırada, Güney Afrika ile 105. sırada yer alan Pakistan arasında yer almıştır.

              Müslüman ülkelerin bu sıralamada sonlarda olması dikkate değerdir. Bu durum İslam dünyasındaki karmaşa ve kaosla açıklamak mümkündür. Sürekli savaşların, çatışmaların ve ölümlerin yaşandığı bir ortamda saadetten bahsetmek mümkün olmuyor ne yazık ki!  kardeş kanının çok fazla aktığı, göz yaşının dinmediği bir ortamda moraller sıfıra düşecektir. Bu araştırma İslam dünyasının hal-i pürmelalidir (hüzünlü ve acıklı durum).

Oysa ki Müslümanlar saadet ehlidirler. Asla ye’se (aşırı üzüntü) kapılmazlar. Her şartta ve ortamda yüce Mevla’nın kuluyla birlikte olduğunu bilirler. Olan her şeyde bir hayır olduğuna inanırlar llahtan hakkıyla korkarlar. Nebe' Suresi, 31. ayette “Gerçek şu ki, muttakiler için 'bir kurtuluş ve mutluluk' vardır” buyrulur. Buna göre demek ki, Müslümanlar hakkıyla İslam’ı yaşamıyorlar sonucu çıkarılabilir. Müslümanlar için her iki cihanda mutluluğun anahtarı kendi özlerinde ve kaynaklarında saklıdır. İslam dünyası özüne aslına dönerse ve bu ilahi ilkeleri hakkıyla benimseyip, yaşarsa saadete erecektir.  Aksi takdirde zillet içerisinde kalacak ve mutluluk sıralamalarında sonlarda olmaya devam edecektir.

Gelelim Türkiye’mize. İslam dünyası için söylenenlere ek olarak vurgulanması gereken hususlar olduğunu düşünüyorum. Mutluluk sıralamamızın bu sene daha geriye gitmesinde küresel salgının etkili olduğunu düşünenlerdenim. Çünkü bu salgın, gelişmiş ülkelerden ziyade gelişmekte olan ülkelerde etkisini daha fazla göstermiştir. Ekonomik, sosyal ve siyasal olayların mutsuzluğa etkisi muhakkaktır. Ancak ben burada mutsuzluğumuzdaki önemli etkenlerden biri olan iletişimsizliğe dikkat çekmek istiyorum. Bir biz millet olarak sohbeti muhabbeti seven bir milletiz. İletişim kurmayı ve iletişim halinde olan bir milletiz. Dokunmayı, sarılmayı ve tokalaşmayı çokça yapan bir milletiz. Dokunarak iletişimi bu kadar önemseyen ve seven bir milletin maskeli ve mesafeli olması mutsuzluğuna ekstra bir etki oluşturduğunun altı çizilmelidir. Hülasa iletişimlerimizin azalması, mutsuzluğumuzu arttırmıştır.

Osman Utkan

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri