ÖĞR. GÖR. OSMAN UTKAN

Dualardaki Gazze

DUALARDAKİ GAZZE

Tarih 7 Ekim 2023'ü gösteriyordu. İsrail Filistin’e ve özellikle de Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırılara başlamıştı. Bu saldırılar öyle pervasız, öyle acımasız, öyle vahşice ve öyle barbarca idi ki Gazze’de ne hastane, ne okul, ne sivil bina demeyip her tarafı bombalanıyordu. Bu süre zarfında özellikle çocuklar, kadınlar, yaşlılar çoğunlukta olmak üzere siviller büyük zarar görüyordu. Her gün yüzlerce insan hayatını yitirmeye devam ediyordu. En çok da çocuklar ölüyordu.

Siyonist bebek katili İsrail rejimi acımasız saldırılarını haftalardır devam ettiriyorken İslam ülkelerinin hiçbirinden doğru dürüst tepki yoktu. İsmail ülkelerinin kukla liderleri olanlara kayıtsız kalarak sadece kınamadan öteye geçmeyen açıklamalar yapıyordu. Hatta bazıİslam ülkelerinde Gazze için dua etmek dahi suç sayılmaya başlamıştı. Gazze müthişbir yalnızlığı yaşıyordu. Kukla liderlerin aksine halklar ise Gazze'ye çok büyük bir destek veriyordu. Özellikle batılı ülkelerde şaşıracak düzeyde Filistin ve Gazze hassasiyeti oluşmaya başlamıştı.

Genç adam olayları takip ediyor ve çok üzülüyordu. Nerede bir Filistin'e ve Gazze’ye destek etkinliği varsa katılmaya çalışıyordu.  Gazze’nin sesini her nerede olursa olsun, duyurmaya çalışıyordu. Boykot dediler, boykota katıldı. Eylem dediler, eyleme katıldı. Yürüyüşdediler, yürüyüşe katıldı. Sosyal medya üzerinden her türlü desteği yapmak gerektiği söylendi, onu yaptı. Ama yine bir yerlerde bir şeyler hep eksik kalıyordu. Arkadaşlarıyla konuşurken "Neden sıkça ve dua etmiyoruz? Neden seher vakti sıcak yatağımızdan kalkıp dua etmiyoruz?" diye tepkisini göstermişti, birkaç defa. Seher vakitleri kalkıp dua eden kimseye rastlayamamıştı. Kendisi de dâhildi bu söylediklerine.

Genç adam akşamüzeri işten eve dönünce dua üzerine ayetleri okudu. Nitekim Yüce Allah "Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin. Şüphesiz O, haddi aşanlarısevmez." (Araf 55) ayeti dua etmeyi emrediyordu. Diğer bir ayette seher vakitlerine vurgu yapıldığınıgördü: "Gecenin bir bölümünde ve gündüzün uçlarında da (beşvakit namazda ve her fırsatta Rabbini zikredip) tesbihte bulun ki hoşnut olasın (rıza makamına ve itminana ulaşasın)." (Taha 130) Diğer bir ayette ise “Bana dua edin ki ben de kabul edeyim!” (Muminun 60). şeklindeolan ayeti okudu. Hadislere de baktı. Okudukça ferahladı; ferahladıkça daha çok okudu.

Oysaki Seher vakitleri gecenin ilerleyen saatlerinde için için yalvara yalvara yapılan duaları Rabbimiz kabul edecekti. Çünkü yüce peygamberimiz öyle buyurmuştu. Ama Müslümanlar sıcak yataklarından kalkıp o duayı bile çok görüyorlardı, Filistinli kardeşlerine. Genç adam o gün niyet etti. İsrail'in hunharca saldırılarından takriben bir aygibi bir süre geçmişti. "Bu gece kalkacağım ve seher vakti uzun uzun Gazzeli kardeşlerim için dua edeceğim." dedi. Gecenin bir kısmını uyuduktan sonra kalktı. Abdestini aldı. Seccadesini serdi. Sokak lambalarının sızan loşışığın olduğu odada iki rekât namaz kıldı. 

Namazdan sonra bir müddet bir şey demeden sessizce bekledi. Aklında üç dört haftadır yaşanan zulümler geldi. Çaresiz kimsesiz çocuklar... Kolu bacağı kopmuş çocuklar... Çocuklarının cesetlerini kucaklayan anne babalar... Anne babalarını kaybetmiş çocuklar… Harabeye önmüş koca birşehir… Görüntüler film şeridi gibi gözünün önünden akıp gidiyordu. Dudakları titremeye başladı. Sonra bütün bedeni titremeye başladı. Ardından hıçkırıklar ve göz yaşları.... Ellerini kaldırabildiği kadar kaldırdı, bu esnada. Rabbinin rahmetini umarak ellerini açıp için için, yalvara yalvara mazlum ve Müslüman Filistinliler için dua etmeye başladı.

Öyle uzun uzun ve için öyle dua etti ki gözyaşları seccadesine aktı. Şairin dediği gibi elleri karıncalandı. Defalarca "Biz sahip çıkamıyoruz, sen sahip çık Allah’ım! Bebek katili siyonist ve terörist işgalcileri kahret!" diyerek duasını tamamladı. Seccadesini katlayıp kaldırdı. Sonra bir peçete ile gözünü ve yüzünü sildi. Odanın ışığını yakmadan yatağına gidip, uzandı. Uzandığı yerden yanındaki komodinin üzerinden cep telefonunu aldı.  Telefonunu açınca gözlerine inanamadı. Gelen mesaj, sanki ona özel gelmiş gibiydi. Bir WhatsApp grubundan gecenin sabaha yakın bir saatinde birisi bir ayet paylaşmıştı.

Paylaşılan ayet Enfal Suresi 9. ayetti: “Hani Rabbinizden yardım istiyor, yalvarıyordunuz. O da, ‘Ben size art arda bin melekle yardım ediyorum’ diye cevap vermişti.”

Ayeti okuyunca mucizevi bir şey olmuş gibi hissetti. Sanki Allah (CC) ona özel mesaj göndermiş gibiydi. Gözyaşlarını tutamadı. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam etti uzandığı yerden. Aklına secde ederek hem şükretmek hem de secdede iken tekrardan dua etmek geldi. Hemen yatağından kalkarak şükür secdesi yaptı.  Dua etmeyi bir müddet daha öylece sürdürdü. Sabaha karşı sosyal medyada gündemi takip ederken o gece barbar İsrail'in büyük hüsran yaşadığınıve 1300'e yakın askerinin çatışmalarda telef olduğunu gördü. İçinden “Allah’ım çok teşekkür ederim. Şükürler olsun.”  diyordu

Yüce Allah "Dualarınız olmasa ne kıymetimiz olurdu!" diye buyurmaktadır. "Yer gök dua ile..." dedi genç adam.

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri