- 02 Aralık 2024 - NETENYAHU GALANT TUTUKLAMA KARARI
- 24 Kasım 2024 - CUMHURİYET ÖĞRETMENİ
- 16 Kasım 2024 - AMERİKA SEÇİMLERİ VE GÜNEY CEPHEMİZ
- 01 Kasım 2024 - İÇ CEPHE SAĞLAM -2
- 29 Ekim 2024 - İÇ CEPHE SAĞLAM -1-
- 19 Ekim 2024 - VATANIMA FEDA OLSUN
- 16 Eylül 2024 - SİVİL TOPLUMDAN BEKLENTİLER
- 02 Ağustos 2024 - YENİ MİLADIMIZ
- 15 Temmuz 2024 - DOĞRU OLMAK YETMEZ ALGI DA ÖNEMLİ
- 05 Temmuz 2024 - SURİYELİLERİN GERİ DÖNÜŞÜ
- 05 Haziran 2024 - TAŞERON ÖRGÜT KULLANMA
- 09 Mayıs 2024 - DEPREMLE İLGİLİ NE YAPTINIZ ?
- 23 Nisan 2024 - BELEDİYELER VE GENÇLİK
- 20 Nisan 2024 - HABERİ YOK MU İDİ ?
- 16 Nisan 2024 - İRAN –İSRAİL NE OLUYOR?
- 15 Nisan 2024 - GENÇLİK VE YURTLAR
- 01 Nisan 2024 - MAHALLİ SEÇİM ANALİZİ
- 25 Kasım 2023 - Cemaatle Olmak
- 11 Kasım 2023 - Bulanık Beyinler
- 11 Kasım 2023 - Biber Gazı
- 16 Ekim 2023 - Madem Son Savaş
- 15 Ağustos 2023 - Gençlik Elden Gidiyor.
- 03 Ağustos 2023 - Son Beşte Beklenen Reformlar -2-
- 28 Temmuz 2023 - Son Beşte Beklenen Reformlar-1
- 15 Temmuz 2023 - Emekliye Yapılmayan Zamlar
- 02 Temmuz 2023 - Dış Güçler
- 17 Mayıs 2023 - Rehavet ve Algı
- 06 Mayıs 2023 - Eksilmedi Arttı
- 03 Nisan 2023 - İstikrar Mı Kaos Mu ?
- 24 Mart 2023 - Adaylık Başvuruları
- 24 Mart 2023 - İyi İnsan İyi Müslüman
- 13 Mart 2023 - Kayseri’de Deprem Eleştirisi
- 18 Şubat 2023 - Depremden Kimler Ders Almalı
- 09 Şubat 2023 - Deprem Birlik Beraberlik
- 02 Şubat 2023 - Avrupadaki Yükselen Türkiye Düşmanlığı
- 29 Ocak 2023 - İsveç - Finlandiya –Nato
- 25 Ocak 2023 - Başkanlık- Parlamenter Sistem
- 21 Ocak 2023 - Seçimde Dürüstlük Prensipleri
- 14 Ocak 2023 - Nereden Nereye
AV. MUSTAFA İLHAN
-YENİ- SURİYE’DE YENİ YÖNETİM
SURİYE’DE YENİ YÖNETİM
Muhalif güçlerin kısa bir süre içinde Şam’a kadar ilerlemesine hayretle bakanlardan değilim. Sebep ortada Suriye hükümetinin ne doğru dürüst sağlam bir uçağı, ne tankı ne de mühimmatı kalmadığı gibi halkta isyan noktasına gelmiş. Suriye’de Esad rejimi kendi sonunu getirmiş. Rusya’nın tüm gücünü Ukrayna’ya vermesi, İran’ın İsrail saldırıları ile meşgul olması Esad’ı güçsüzleştirmiş. Lübnan’da yönetici kadroların telsiz ve çağrı cihazı patlamaları etkisiz hale getirilince anlaşılıyor ki Suriye’deki İran kadroları Lübnan’ın savunması için Lübnan’a çekilmiş. Bu durumu iyi değerlendiren muhalifler tez elden sonuca ulaşmışlar.
Suriye’nin savunmasının güçsüz kaldığı noktasında Türk istihbaratının da yardımcı olduğundan kuşku duymuyorum. İdlip’te yıllardır bu son saldırıya hazırlanan gurupların eğitiminde de hasbel kadar katkımızın olduğunu da görmek mümkün. Muhalif askerler içerisinden Suriye sıcak bir ülke olmasına rağmen hala yüzleri maskeli gezenlere ve Türkçe konuşanlara dikkatinizi çekmek isterim.
Türkiye içerisinden önce bu işin içinde ABD, İsrail var sesleri yükseldi. Sonra baktılar ki Muhalifler Türkiye ile birlikte hareket ediyorlar ağız değiştirmeye başladılar. Dünyada olup biten hiçbir gelişmeden büyük şeytan ABD’nin haberinin olmadığını iddia etmek abesle iştigal olur. En azından muhalifler Şam’ı alıncaya kadar sessiz kalması hayra alamet değildi. Aynı şekilde İsrail’de bugüne kadar kendisine karşı en ufak bir saldırı ya da karşılık vermeyen hatta işbirliği içinde olan Esad rejiminin düşmesini asla istemezdi. İlk anda iki haftada Şam’ın düşeceğini hesap edemediler. Sonra halkın büyük teveccühünün karşısında duramayacaklarını anladılar. Rusya’nın da bölgeden uzaklaştırılması işlerine geldi.
O halde durumdan vazife çıkarmak lazımdı. İsrail Suriye rejiminden kalan tüm askeri ekipmanları yok etme yolunu seçti. Bir daha en az 30 yıl askeri savunma açısından bir daha belini doğrultamayacak hale getirdi. Bu durum Nil’den Fırat’a amacını gerçekleştirmede yeni bir kazanımdı. ABD ise PKK-YPG vasıtası ile alan genişletmek ve Akdeniz’e koridor açmak istedi. Buna da Suriye Milli ordusu Tel Rifat ve Münbiç’i alarak cevap verdi. Aşiretlerde Deyrizor ve yakınındaki petrol kıyılarını alarak önünü kestiler.
Bu süreçte dış müdahale yolunu açmamak için Türk ordusu stabil kaldı. Bizim ordumuzun uçak hariç İHA ve SİHA dahil yapabileceği her destek Suriye Milli ordusuna temin edildiği için Mehmetçik ayrıca savaşa girmedi.
Suriye’de yönetim oluşturulmaya ve günlük hayat normale dönmeye başladı. Bu arada birçok sorun olduğu ortaya çıktı. Öncelikle tek bir Suriye ordusu için yapılanma başladı. Kuzeyde Türkiye tarafından desteklenen Suriye Milli ordusu henüz Savunma Bakanlığı kadrolarına katılmadı. PKK-YPG de silah bırakmak istemiyor. Muhalif hükümetle ne koparabilirsem diye anlaşmaya çalışıyor. Esad artıklarından bir kısmı da henüz silahlarını bırakmış değiller.
Muhalifler Pentagon’un büyük desteğine sahip PKK-YPG ile anlaşsa ülkeye tam hakim olmayacağını, petrol gelirlerine PKK-YPG nin el koyacağını biliyor anlaşmak istemiyor. Ancak ABD – İsrail tehditleri onları PKK-YPG nin üstüne gitmekten de alıkoyuyor. Devlete tam hakim olabilmek için zaman kazanmaya çalışıyorlar.
Türkiye PKK-YPG konusunda tam kararlı. ABD ve ortaklarını PKK-YPG nin tasfiyesi konusunda sürekli uyarıyor. Topal ördek Biden yönetimi Senato ve Pentagon’a rağmen Türkiye’yi haklı görse de onay veremiyor. Türkiye’de Trump’u bekliyor. ABD askerlerini Suriye’den çekerse işlerin daha kolay hal olacağını düşünüyor.
Sonuçta muhalifler PKK- YPG ile anlaşırlarsa Türkiye’yi kayıp ederler. Bu sefer Suriye Milli Ordusu merkezi idareye katılmayı red eder. Arkasında Türkiye olduğu müddetçe kimse onlara bir harekette yapamaz. Türkiye Suriye Milli ordusu ile 32 km koridoru tamamlar. Bu seferde Suriye’de birlik bozulur. Tek devlet formülü çöker. Bu nedenle PKK-YPG nin Abdullah Öcalan’ın da devreye girmesi ile tasfiyesi dışında bir seçenek kalmıyor demektir. PKK-YPG kendini fesih eder ve silah bırakırsa ülkede birlik sağlanır. Tüm silahlı güçler yabancı teröristler dışında Savunma Bakanlığı bünyesinde toplanırlar. Ülkenin petrolü tek elden yönetilir. Başta Kamışlı ve Haseke’deki petrol çok çabuk bizim Kerkük – Ceyhan boru hattına bağlanır. Tarım alanları daha verimli kullanılarak ülkenin kalkınması sağlanır.
Bu görüntüyü bozacak tek İsrail kalıyor. İsrail’in her an Şam’a tehdit oluşturmaması için Golan ile Şam arasına acilen bir başka bayrak girmesi gerekir. Bu bayrak savunma işbirliği anlaşması ile Türkiye olabileceği gibi, BM ya da Arap Ligi ülkelerinin ortak askeri yapılanması olabilir. İlk fırsatta İsrail’in Nil’den Fırat’a amacının en azından şimdilik önüne geçmek için de elzemdir.
İlk yıllarda ülke savunma sanayiine yatırım yapamayabilir. Yeniden inşa ve yapılanma zorunlu kılar. Savunma işbirliği anlaşmaları ile bu durum telafi edilebilir. Muhaliflerin yıllardır savaş veren yetenekli askerlerinin olması da avantaja dönüşebilir.
Ülke dışında yaşayan Suriyelilerin büyük kısmının ülkelerine dönmesi lazımdır. Yoksa demografik yapı değişir. Ülkede seçim olmadan herkes gelip eski evine yerleşmelidir. Emevi meydanında toplanan kalabalıklar sizi yanıltmasın. Onlar Esad’ın zulmüne rağmen içeride kalanlardır. Esas zulüm görenler dışarıya gidenlerdi. Şimdiki yönetimin ayakta kalabilmesi onların ülkelerine dönmesine bağlıdır.
Türkiye olarak dönüşleri hızlandırmamız gerekir. Bizim insanımız nasıl gümrüksüz Almanya’dan kesin dönüşte eşyalarını getiriyor. Suriye’ye döneceklere de bu hak verilmelidir. İki üç dört aile bir kamyonla tüm eşyalarını götürebilmeli kendisi de Türkiye’de kullandığı ya da aldığı aracı ülkesine götürebilmelidir. Hatta çoğunun gideceği evde kapı, pencere, su, elk malzemesi, beyaz eşya vs. de götürmelerine imkân verilmelidir.
Allah’a emanet olunuz.
Av. Mustafa İlhan
Kayseri Strateji Derneği Başkanı
Henüz Yorum yok