AV. MUSTAFA İLHAN

Son Beşte Beklenen Reformlar-1

SON BEŞTE BEKLENEN REFORMLAR-1

Recep Tayyip Erdoğan’ın son beş yılında iktidarından beklentilerimizi sıralayalım istedim.

Siyasi Partiler Kanunu ve seçimler:

Bütçeden partilerin desteklenmesine son verilmelidir. Tamamen üyelerinin aidat ve bağışları ile finanse edilmelidir.

Partilerin bütçeleri şeffaf olmalı belli bir miktarın üzerinde bağış yapılamamalıdır.

İlk kuruluş aşaması hariç atama ile il ve ilçe yönetimleri atanamamalı, boşalma halinde seçim yapılmalıdır.

Yönetimde mesleklere sınırlama getirilmelidir. Gençlerin önü açılmalı, sürelerle sınırlanarak siyaset bir meslek olmaktan çıkarılmalıdır.

Milletvekili, belediye başkanı ve meclis üyeleri belirlenmesinde de aynı ölçütler olmalıdır.

Miting gibi masraflı ve çevre kirliliği yaratan propaganda usulleri yasaklanmalıdır. TV, Basın ve Sosyal medya yoluyla propaganda yapılmalı, partilerin resmi siteleri hariç milyonların izlediği sahte yalan haber üreten hesaplara seçim döneminde izin verilmemelidir.

Adaylık için ücretlilerin de ödeyebileceği makul miktarlar belirlenmelidir. Siyaset zenginlerin işi olmaktan çıkarılmalıdır. Sınırlı bağış olarak alınmalıdır. Böylece kendi ve çevresine güvenen herkesin aday olma yolu açılmalıdır.

Milletvekili sayısı düşürülmelidir.

Siyasette yalan haber verenlere, millette yalanla algı oluşturanlara siyaset yasaklanıp cezalandırılmalıdır. 

Ekonomi:

Bu ekonomik sistemde ücretlilerin ezilmemesi imkansızdır. Sermaye sahibi herkes enflasyona karşı malına zam yaparak kendini koruyabilmekte ancak ücretliler iktidardan sadaka beklemektedirler. Bu nedenle ücretlerde otomatik artışlar sağlanacak bir sistem olmalıdır. Enflasyon ücretliler için ayrı, sermaye sahipleri için ayrı hesaplanmalıdır. Ücretlilerin geliri kira, giyim, yiyecek,v.s. giderken diğer kesimler için mobilya, tatil, araç fiyatları v.s. de eklenerek herkesin harcamasına göre enflasyon belirlenmelidir.

50 yaş üstü kişilerin istihdamı konusunda teşvikler sağlanmalıdır.

Çocuk okutan, kira ödeyen kısaca maaşı yetmeyen kişilere devlet sosyal destek vermeli, vergi denkleştirilmeli, aile yardımları artırılmalıdır. Tek çalışan kişilere pozitif ayrımcılık yapılmalıdır.

Devlet tüm illerde kendinin kiraya vereceği sosyal konutlar üretmeli, bu evleri sosyal desteğe ihtiyacı olanlara kiralamalıdır.

Emeklilik yaşı istihdam isteyen iş kollarında düşürülmeli, mesleğine uzun süre devam edecekler için ise primler düşürülüp emeklilik yaşı yükseltilmelidir. Bunlardan düşük prim alarak geç yaşta emekli olmaları sağlanmalı, öğretmen, memur gibi mesleklerdeki işsizliği önlemek için erken emeklilik olmalıdır.

En düşük emekli maaşı insanca yaşayacak bir düzeye getirilmelidir.

Vergi oranları düşürülmeli, herkesin ödeyebileceği bir orana indirilmelidir. Bu konuda adalet sağlanmalı. Vergi affı olmamalı, teşvikler kamuoyunda şüpheye neden olacak, avantaj sağlayacak iş ve işlemlerden uzak durulmalıdır.

Kamuoyunca açıktan takip edilecek bir ihbar sistemi kurulmalı. Sitede ihbarcı görülmemeli. İhbarla ilgili yapılan işlemin sonucu şeffaf bir şekilde aynı sitede ilan edilmelidir.

Hukuk :

Eskiden “Ankara’da hakimler var” denilirdi. Erbakan hocanın meşhur “savunan adam” savunması yargıya olan güvenin belgesi idi. Ancak Mehmet Moğultay’ın Adalet bakanı olmasından sonra yargı siyasallaştı. 12 Eylül’de zindanlarda işkencelere yargı hep gözünü kapattı. Son yıllarda işkenceye sıfır tolerans olsa da yargıda adalet ortadan kalktı. Ceza yargılamalarında silahı olmayan kişilere karşı niyet okuyan bir silahlı örgüt üyeliği ve meslekten ihraçlarda “irtibat iltisak” diye bir kavram  adaleti yok etti. İnsanlar birbirini ispiyonladı. Çok ispiyonlayan çok indirim aldı.  Şüpheden sanıklar değil hakimler faydalandı.

Batılıların bizim yargı sistemimize güvenmesi ve kaçan fetöcü ve PKK lıları bize vermesi için öncelikle bu konuyu adil bir şekle getirmeliyiz.

İstinaf mahkemeleri ile yargı hızlanmadı, bilakis yavaşladı. Yargıtay’ın içtihat mahkemesi sıfatı, farklı kararlar veren ve miktar itibarı ile Yargıtay yolu kapalı dosyalarda her istinaf mahkemesi kendi içtihadına uymasına dönüştü.  

İnfaz rejimi arap saçına döndü. Kimse ne kadar yatar hesaplayamaz hale geldi.

Hapishaneler nispeten mekanları yeni yapılan hapishanelerle güzelleşti ise de eğitimli olmayan gardiyanlar yüzünden aksıyor.

Uyap sistemi işlemleri kolaylaştırdı. Ancak talepler ön büroların ya da katiplerin insiyatifinde kaldı. Günlerce işlem yapılmayan talepler bekletildi, kayıplara neden olundu.

Bunca olumsuzluk olunca da HSK her yere yetişmekte yetersiz kaldı.

Hakim ve savcıların tayininde  külliyeden son sözün söylenmesi nedeniyle yargı siyasallaştı.

100. yıl dolayısıyla bir genel af çıkarılmalı ve öncesinde yukarıdaki aksaklıkları düzeltecek bir yargı reformu yapılmalıdır.

 

Yazının okunabilmesini teminen şimdilik bu kadar ileride diğer konularda da yazabilmek dileğiyle…

 

                                                                                              Av. Mustafa ilhan

                                                                                   Kayseri Strateji Derneği Başkanı

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri