AV. MUSTAFA İLHAN

Son Beşte Beklenen Reformlar -2-

SON BEŞTE BEKLENEN REFORMLAR -2

Geçen yazımda başlıklar halinde taleplerimi yazmıştım. Bu yazımda başlıkla yazarken birçok konu eksik kaldığını gördüğüm için karışık maddeler halinde talep ettiğimiz reformlar konusuna devam edeceğim.

  • Anayasa mutlaka değişmelidir. Daha özgürlükçü, devlete değil insana değer veren bir Anayasa yapılmalıdır.
  • Cumhurbaşkanının yetkileri kurullarla paylaşılmalı, istişare sonucu çıkan kararlar uygulanmalıdır. Yetkiler kurullara dağıtılmalıdır. Bugün güvenilir bir Cumhurbaşkanımız var, yarın olmayabilir. Bu kadar yetki ile ülkeyi sıkıntıya sokmasını önleyecek düzenlemeler yapılmalıdır.
  • Yasama ile Yönetim bir şekilde birbirini denetlemelidir.
  • Çalışanların üretimden pay almalarının sağlanacağı bir ekonomi politikası oluşturulmalıdır.
  • Muhtarlıklar kaldırılmalı, köylere ziraat mühendisi memur, şehirlere belediye personeli muhtar görevi yapmak üzere atanmalıdır. Bu kişiler nüfus memuru görevi de yaparak ikamet kayıtlarını yapmalıdır. Bu şekilde biriken işsiz üniversite mezunlarının istihdamı sağlanmalıdır.
  • Kaymakamlıklara da ihtiyaç yoktur. Seçilmiş belediye başkanları ilçe idaresinde sorumlulukları da olacak düzenlemelerle aynı hizmeti görebilirler.  İlçe müdürleri direk valiye bağlı çalışırlar.
  • Yüzde 10-15 arası vergilendirme yapılmalı, vergi kaçırmaya da ağır cezalar getirilmelidir.
  • Yıl sonunda yapılacak vergi denkleştirilmesi ile çok çocuk sahibi, çocuk okutan vs. kişilerin yükü hafifletilmeli ek ödemeler düşünülmelidir.
  • Avukatların maddi imkânsızlık nedeniyle meslek onuruna aykırı davranışlara yönelmesinin önüne geçmek için avukat sayısı sınırlandırılmalı, CMK ücretleri avukatlık asgari ücret tarifesi kadar olmalıdır. Çifte baro uygulamasına son verilmelidir.
  •  Hırsızlık gasp gibi olaylarda mükerrerler teşebbüs aşamasında da yakalansa” biz yakalıyoruz, adliyenin arka kapısından serbest kalıyorlar” ifadesi tarihe karışmalı ve mutlaka tutuklanmalıdır. Kimsenin hırsızlığı meslek haline getirmesine izin verilmemelidir.
  • Cinsel istismar, cinsel saldırı, sarkıntılık suçlarında teşebbüs diye bir ara ceza olmalıdır. Yapılan istismar ile orantılı ceza verilmelidir.
  • 6284 sayılı yasanın aksayan yönleri ıslah edilmeli, evden uzaklaştırılan erkeğe mutlaka bir sığınacağı psikologları olan otel vs. temin edilmelidir.
  • Süresiz nafaka ancak uzun süreli evliliklerde söz konusu olmalıdır.
  • Terör suçlarında silahlı örgüt üyesi ile sempatizanlara aynı ceza verilmemelidir. Sempatizanlar topluma kazandırılmaya çalışılmalıdır.
  • Petrol fiyatlarının artırılmasında uygulanan sistemden vazgeçilmeli, fiyatlar istikrarlaştırılmalı en azından ay bazında sürekli zam ve indirim yapılarak ekonomik dengeler sürekli sarsılmamalı. Fiyatlar üzerindeki akaryakıt fiyatlarının psikolojik etkisi kaldırılmalıdır.
  • Döviz fiyatlarında da enflasyon üzerinde artış engellenmelidir. Döviz fiyatlarının enflasyonu tetiklemesinde son verilmelidir.
  • Yeni bir hal yasası çıkarılmalı, aracılar ortadan kaldırılmalıdır. Devlet vatandaşına daha ucuz sebze, meyve ve gıda ürünü temin için gerekirse vergilerden vazgeçmelidir.
  • Temel gıda ürünlerinde dar gelirlileri korumak için ucuz mazot, devlet desteği vs. ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
  • Çiftçilerimize destek devam etmeli ancak desteğin gerçekten çiftçiye yansıdığı kontrol edilmelidir. Çiftçi 10 liralık tarım aletinin yarısını devlet veriyor diye 20 liraya almamalı aradaki 10 lira aracıya, satıcıya gitmemeli çiftçiye gitmelidir.
  • Sularımızı gelecek nesillere ulaştırabilmemiz için ulusal su kanunu çıkarılmalı, bazı tarım alanlarında su kullanımı kısıtlanmalıdır.
  • Son depremler bize önceden önlem alma gerekliliğini hatırlattı. Bölgesel olarak konteynırlar hazırlanmalı, kalıcı konut tamamlanınca mevcut konteynırlar muhafaza altına alınmalıdır.
  • Binaların yerinde dönüşümü için gerekirse karşılıksız rant sağlanmalı ve dönüşüm hızlandırılmalıdır. Uzun vadeli krediler verilmelidir.
  • Konutlarda sabit gelirlilerin elektrik, su ve doğalgaz fiyatlarından daha az etkilenmesi için ucuz tarife uygulanmalıdır. İşveren malının üzerine zam koyarak bu artışları karşılasa da sabit gelirliler karşılayamamaktadır.
  • Sosyal medya ve TV lerde LGBT yi teşvik edici yayınlar ceza kanunları ile yasaklanmalıdır.
  • Çocuklarımıza namaz bilgileri mutlaka çocukluk yaşında verilmelidir.
  • Öğrencileri bir takım art niyetli kişilerin yurt adı altında istihdam suretiyle beyinlerinin yıkanmasına izin verilmemeli, devlet kendi eğitimcileri gözetiminde yurtları işletip daha sosyal, bilinçli, vatansever kişiler yetişmesine özen gösterilmelidir.
  • İstisnasız bütün öğretmenlerimizi öncelikle staj döneminde sonra uygulamalı hizmet içi eğitim kursları uygulanmak sureti ile daha insani vasıfların ön plana çıkacağı, boş bilgiden çok hedef ve ideal sahibi, dürüst, vatansever insan nasıl yetişeceği konusunda uzman eğitimcilerce eğitim verilmelidir. Unutmayın asker, polis, mühendis, öğretmen, üretici, esnaf hepsi bir öğretmenin eğitiminden geçmiştir. Önce insan, önce doğruluk, önce adalet üzere yetiştirilmelidirler.
  • Liyakat değerlendirilmelerinde amirler memurlarının diğer insanlara davranışını puanlamada en öne çıkarmalıdır. Vatandaşla sürekli kavga eden, öğrencilere şefkatli davranmayan kişilerin puanları düşürülmelidir.  Keyfi olarak memurunun puanını kıran amirinde puanı kırılmalıdır.

Bunlar benim görüşlerim, beklentilerim. Katılırsınız, katılmazsınız. Ancak düşüncelere ve fikirlere saygılı olalım. Bu günlük de bu kadar Allah’a emanet olun.

 

                                                                                  Av. Mustafa İlhan

                                                                       Kayseri Strateji Derneği Başkanı

1 Yorum

MUSTAFA KILINÇE

MUSTAFA KILINÇE

03 Ağustos 2023
Hemen hepsinin altına imzamı atarım. Biraz da ben ekleyeyim. **Devlet, belediyelerle işbirliği ve koordinasyon içerisinde TOKİ marifetiyle ihtiyaç yoğunluğuna göre altyapısı ve sosyal donatı ihtiyacı karşılanmış halde toplu konutlar üretmeli. Üretilen bu konutlar yeni evlenen ve imkanları yetersiz kişilere uygun şartlarda tahsis edilmelidir. **Su kanunu ile birlikte, toprak kanunu da çıkarılmalı. Verimli toprak alanlarında yapılaşmaya ASLA izin verilmemelidir. Şehirlere eklemlenen uydu kentlerde buna azamî dikkat edilmelidir. ** Sözleşmeli tarım, hayvancılığı da içine alacak şekilde genişletilmeli. Kamu otoritesinin denetim ve gözetiminin etkin olduğu sözleşmeli hayvancılık köy ve beldelere atanan ciddi yetkilerle donatılan veterinerler kılavuzluğunda olmalıdır. ** Kooperatifleşme özendirilmeli, ciddî imkânlarla teşvik edilmelidir. Yerelde üretilen ürünler bu kooperatif eliyle pazarlanmalıdır. Etkin denetim ve gözetime tâbî tutulan bu kooperatifler vergiden muaf ya da istisna tutulmalıdır. Devlet de ihtiyacı olan ve kooperatif ortaklarınca üretilen bu ürünleri almalıdır. ** Kamuda makam aracı kullanacak olanlar son derece sınırlı tutulmalıdır. Bunda da satın alma yerine kiralama yoluna gidilmelidir. ** Kamunun elindeki lojman ve misafirhaneler derhal uygun şartlarda satılmalı (hizmeti tabiatı gereği olanlar dışında askerî personelin sınırlı bir kısmı ile istihbarî personel dışında- el edilen gelir hazineye îrat kaydedilmelidir. ** Devlet üretme çiftlikleri her ile yaygınlaştırılmalı, buralarda üretilen fidan, fide, damızlık hayvan, tohum ve tüketime hazır ürünler sivil vatandaşların kolayca erişebilmelidir. ** Devlet ham petrol ve rafineri işinden elini asla çekmemelidir. Âcilen yeni bir rafineri kurulmalı. Bu konudaki özel sektör tekeli kırılmalıdır. **En geniş araştırmayla ülkenin bir maden haritası çıkarılmalıdır. Zîra daha kamunun el atmadığı milyonlarca hektar alanlardaki yeraltı kaynaklarımız tesbitli değildir. ** Ağaç dikimi özendirilmelidir. Belirli sayıda ağaç dikip yetiştirenlere cazip avantajlar sağlanmalıdır. ** Üniversitelere bağlı fakülte ve yüksekokulların ilçelere kadar yaygınlaştırılması saçmalığına son verilmeli. Var olanlar ise kampüs bünyesine alınmalıdır. Zîra buralara öğretim elemanı göndermek pek mümkün olmamaktadır. Bir şekilde giden öğretim elemanları ya gidiş-geliş yapmakta ya da bulduğu ilk fırsatta kampüs bünyesine denmektedir. ("O beldenin sosyo-ekonomik kalkınması sağlanmak hedeflenmektedir" popülizmine eğitim kalitesi kurban verilmemelidir.) ** İmar barışı saçmalığı ANAYASAL hükümle önlenmelidir. Bu konunun popülizme sermaye yapılmamasını son yaşanan deprem felaketi bize çok acı bir şekilde öğretmiş olmalı. ** Tepki çekeceğini biliyorum ama çok önemli olduğu için fikrimi söylemek istiyorum: "Cemaati olmayan" camiler kamunun ihtiyacı olan başka maksatlara uygun olarak değerlendirilmelidir. Bu hususu bölge insanıyla kamu otoritesi istişare ederek ve ekseriyetin de rızasını alarak yapmalıdır. Şu an benim köyümde var olan eski camiin cemaati yok. EVET EVET CEMAATİ YOK. AMA İMAMI VAR. Cami devamlı açık ama namaz kılan kimse yok. İmamı ise hac görevlisi olarak gitmiş ve yeni döndü. İçler acısı bir durum. ** Şehir merkezindeki tarım müdürlüklerinde görevli personel belirli aralıklarla köy ve beldelere giderek aşı, sulama, gübreleme, budama vb. hususlarda vatandaşa uygulamalı etkinlikler yapmalıdır. Eğer köy ve beldelere vereriner, ziraat mühendisi gibi görevliler tahsis edilirse zaten bu işler onlar marifetiyle yapılacaktır. Özellikle ziraat mühendisi bahçe bitkileri ve tarla bitkileri alanlarında iki uzman olmalıdır. ***Bu listeyi daha da uzatmak mümkün. Bunlar da benim yanlış ihtimali olan doğrularım...

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri