AV. MUSTAFA İLHAN

Gençlik Elden Gidiyor.

                    

                        GENÇLİK ELDEN GİDİYOR.

            Biz nerede yanlış yaptık. Herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekir.

            Yanlışa teşhis doğru konursa çare tez elden gelir. O yüzden biraz geriden alarak düşünmeye başlayalım.

            Peygamberimiz dünyasını değiştikten sonra bize çok önemli kaynaklar bıraktı. Ancak insanoğlu bugün olduğu gibi o günde nefsi arzularını yüce duyguların önüne çıkardığı için fitne çıktı. Mücadele dışa doğru olmaktan ziyade içe döndü. Ne zaman ki mücadele dışa karşı yapıldı Allah’ın yardımı yanımızda oldu.

            Allah’ı Teâlâ bütün yeraltı ve yer üstü kaynaklarını bizlere verdiği halde biz neden hala batılı devletlerin oyuncağı olmaya devam ediyoruz.  Neden batı çocuklarımız için rol model oluyor.

            Firavundan günümüze her dönemde gerek peygamberler vasıtası ile gerekse insanlar tarafından oluşturulan bir hak düzenini bir sömürü takip etmiş.  Osmanlı Devleti 1600 lü yıllarda çağının en güçlü devleti idi. Bu düzen önce içte çürüdü sonra dış müdahalelerle sömürü düzenine dönüştü. Parçalandı ve gücü başkalarına devir etti.

            Bu durumdan nasıl kurtulacağımızı ise başta belirttiğim gibi düşünmeye başlayarak bulabiliriz.

            Önce bize din olarak dayatılan ve Allah’ın bize gönderdiği kutsal dinin olmazsa olmazlarını toplumsal baskı korkusu olmadan dile getirerek işe başlamalıyız. Çünkü biz şu anki öğretideki dine çocuklarımızı inandıramıyoruz. Bir iki örnek vererek konuyu aydınlatmak istiyorum.

            Ben çocukken bir camide vaaz eden hoca iki elini avuç yaparak “ ayın üzerine avuçlarına kar doldurarak atmışlar ve ayı söndürmüşler “ diye bir cümle kullanınca ben bu benim öğrendiğim bilime ters, olmaz diye içimden itiraz etmiştim. O günden sonra da her hocanın vaazlarda söylediği her şeye inanmamaya sorgulamaya başladım.

            Hacca gidenler bilirler camide ya da Kabe’de namaz kılarken farz namaz kılındıktan sonra sünnete sadece biz Türkler duruyoruz. Sonra kafamda şöyle bir soru oluştu. A fabrikasında çalışan birisi öğle paydosunda ya da ikindi 15 dakika çay molasında sadece namazın farzını kılsa ve işine devam etse olmaz mı? Şimdi hiç kılmıyor.

            Almanya’da öğretmenken bizim camiye bir hoca geldi. Önce namaz kılınan yerdeki dernek üyelik kaydı defterlerindeki resimlerden için “burada suret var ibadet kabul olmaz “ diye kaldırttı. Sonra “mermer olmayın” diye herkesi sakallı olmaya zorladı. Hadi bunlar neyse fakat biz gençleri top oynama, takım kurma bahanesi ile camiye getiriyoruz. Hoca demez mi ki “ top kafalı olmayın, hak kafalı olun” diye artık anladık ki biz daha fazla tolere edemeyeceğiz hocayı değiştirdik.

            Yine Almanya’da dediler ki komşu camiye bir şeyh geliyormuş, zikir çekilecekmiş gidip biz de katılalım dediler. Gittik. Adam öyle şeyler söylüyor ki benim süzgecimden geçemedi. Şüphelendim. Sonra zikire başladı. Önce karşısına kendisi ile gelen birini oturttu. Ben biraz da içimdeki fitne uyandığı için takip ediyorum. Karşısındaki kişiyi hipnoz etti. O kişi onun işaretleri ile hop oturup hop kalkıyor. Diğer herkes samimiyetine göre hareket ediyor. Neyse sonuçta öyle şeyler söyledi ki islamla alakası olmayan şeyler. Ertesi gün camimizin hocası ile istişare ettik. Aynı camiden randevu istedik. Toplantı yapmalarını istedik. Bizim caminin hocası adamın nasıl bir şarlatan olduğunu dili döndüğü kadar anlattı. Bizlerde destek olduk. Bir daha o şahsı çağırmadılar.

            Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Ancak biz itikadımızın sağlam olduğuna inanan insanlar olarak bunları sorguluyorsak gençler neleri sorgulamaz. O yüzden de gençleri yanımızda tutamıyoruz. Bizimle aynı düşüncede olduğunu sandığımız kişiler elden gidenleri elde tutmaya değil elden bizleri de kaçırmak için bizimle uğraşıyorlar.

            Bu konu siyaset üstü bir konudur. Bu sıkıntılar A parti geldiğinde daha az olabilir ancak B parti gelse de devam edecektir. Kimse kendini hatasız görmesin. Bizde bir Narsisim hastalığı  almış başını gidiyor. Herkes kendi yolunun doğru olduğunu düşünüyor. Kimse acaba benim savunduğum doğrumu yoksa başkalarınınki mi diye empati yapma yolunu seçmiyor.

            Gündelik menfaatler için feda etiklerimizin farkında değiliz. Gidiyor beyler gidiyor. Gençlik elden gidiyor. Sizin inandıklarınıza artık onlar inanmıyorlar. Kimi Allah’a inanıyor ancak sizin inandığınız şekilde iman etmiyor. Kimi ibadet etmiyor. Kimi sırf isyan etmek için şeytana uyuyor ve Allah’a da inanmıyor.

            Dini önderlerimiz bu durumun sorumlusu da çözüm üretecek olan da sizlersiniz. İnandırın bu gençliği artık. Yeni yollar usuller bulun. Sonra çok geç olacak. Sizin kendinizi kurtarmanız sizi hesap vermekten kurtarmaz. Tarikatlar, şeyhler en çok da sizlere iş düşünüyor. Madem ki size kayıtsız şartsız inanan bir kitle var.  Duyguları sömüren değil duyguları yücelten, insana insan olma şerefini hatırlatan insana kul değil Allah’a kul nasıl olunur, devlet malı nasıl korunur, hesap vermek için nasıl dürüst olunur bunlara yoğunlaşın. İnsanları Müslüman yapmak için herkes kendine çeki düzen vermeli. 

            Bu gençliği hurafelerle kandırma devri bitti. İnternette herkes her bilgiye ulaşabiliyor. O halde onlara inanabilecekleri bir İslam sunalım. İnanabilecekleri bir sistem sunalım. İnanabilecekleri gibi yaşayıp ölen örnek insanlar olalım. Dürüstlük, üstün ahlak, ibadetle süslenen bir ömür şiarımız olsun.

            Allah’a emanet olun.

Av. Mustafa İlhan
Kayseri Strateji Derneği Başkanı

2 Yorum

Osman Yetişen

Osman Yetişen

17 Ağustos 2023
Hoca eğitimine çok önem verip önüne geleni hoca ünvanı verilmemeli

Bilal YILMAZ

Bilal YILMAZ

17 Ağustos 2023
Kalemine yüregine saglık üstadım ALLAH Razı olsun

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri