AV. MUSTAFA İLHAN

GENÇLİK VE YURTLAR

                        GENÇLİK VE YURTLAR

            Geçmiş yıllarda üniversite eğitimi için büyük şehirlere öğrenci gönderirken şöyle düşünülürdü. Komünist olmasın da bunlar dinini diyanetini bilen insanlar diyerek ya FETÖ’ye ya da Süleymancılara veya başka bir guruba biraz da ekonomik durumlar nedeni ile eti senin kemiği benim düşüncesi ile teslim edilirdi.

            Bu düşüncenin ne kadar yanlış olduğu Fetö örneğinde görüldü ve ispatlandı. Dinine bağlı kalsın diye gönderdiğimiz öğrenciler düşünceleri dumura uğramış mankurtlar olarak yetiştirildi.  Öyle ki kendi vatandaşına uçakla mermi yağdıracak beyinleri yıkanmış hale geldiler. Bu durumdan her gurup kendi lehine olacak şekilde düşünmeyen, üretmeyen, düşünceleri özgür olmayan insanlar yetiştirdi. Hatta öyle hale geldi ki başında bulunan kişiyi ele geçiren tüm guruba istediğini yaptırır hale geldi. Bunları yaşadık gördük. Bu konuda daha açık ifadelerle yazacak olursam linçe uğrayacağımı da biliyorum Ancak bir düşünce kuruluşu olarak fikirlerimize saygı duyulması gerektiği, ülkenin ve gençliğin geleceği açısından elzem gördüğüm için yazıyorum.

            Bir kısım öğrenci ise yurtların disiplinine dayanamayan, ailesinin maddi durumu, yurt bulamama gibi nedenlerle öğrenci evlerinde kaldılar. Büyük şehirlerin yaldızlı dünyası, kira, yiyecek erken ekonomik zorluklar onları da başka gurupların kucağına itti. DHKP-C, Devsol, v.s. yine isim verdiğimde linçe uğrayacağım için isim yazmıyorum diğer örgütlerin ağına düştüler. Bunlarda özgürlük laiklik, faşistlik v.s. diyerek asker ve polise karşı gelmeye gezide olduğu gibi onlarca milyar dolara mal olacak zararlar vermeye, ataist, deist, LGBT ci oldular.

            Bu örnekleri çok daha artırabilirim. Fakat yazımın amacı çözüm önerileri olduğu için fazla uzatmayacağım.

            Milli Eğiitm Bakanlığı Türkiye’de kim yaptırırsa yaptırsın yapılan okulları kendisine alıyor ve eğitime öyle devam ediliyor. Camilerde istisnalar hariç kim yaptırırsa yaptırsın Diyanet İşleri Başkanlığına ya da vakfı tarafından idare ediliyor. Yurtlarda aynen böyle olmalıdır. Kim yaptırdı ise yaptırsın, kim yaptıracaksa yaptırsın tüm yurtların idaresi kredi ve yurtlar kurumunda olmalıdır. Şu anda yurt amacı ile yapılan tüm yurtlara devlet el koymalıdır.

            Yurtlara yerleştirme adil olmalıdır. Öyle kriterler konulmalı ki asla torpile yer olmamalıdır. Öncelik köylü çocuklarına olmalıdır. İkinciye emekli işçi ve Bağkurlu çocukları, üçüncüye asgari ücretle çalışanların çocukları, dördüncüye memur çocukları, beşinciye esnaf çocukları, üniversitede iki ve daha fazla çocuk okutanlar v.s. gibi ayrıntılı kriterler oluşturulup yerleştirme yapılmalıdır. 

            Yurtların idarecileri tecrübeli, ahlaklı, evli çocuk sahibi öğretmen ve idarecilerden özenle seçilmelidir. Bütün yurtlarda giriş ve çıkışların saatleri belirlenmeli taviz verilmemelidir. Yemek yapılırken, çamaşır yıkarken öğrencilerin hem öğrenme ve hayata hazırlanmaları hem de gelir elde etmeleri için imkânlar yaratılmalıdır.

            Yurtlarda spor alanları olmalı ve bunları kullanma bir düzen dâhilinde dostluk ve arkadaşlıkları pekiştirecek şekilde ayarlanmalıdır. İnternet ücretsiz olmalı ve teknoloji atölyeleri kurulmalıdır. Her yurtta mutlaka bir mescit olmalı. Kimse inancı dolayısıyla baskıya uğramamalıdır. Ancak ramazanlarda inançlara saygı açısından tedbirler alınmalıdır. ( ortak alanlarda sigara içilmemesi, sahur ve iftar vakitlerine yemek saatlerinin ayarlanması, oruç tutmayanlara da normal yemeklerine devam edilmesi gibi. )  Bu konu çatışma konusu olmamalı bilakis kaynaşma farklı inançlara hayatın ileriki safhalarında saygılı olmaya sebep olmalıdır.

            Yurtlarda uyuşturucu ve alkole asla izin verilmemelidir. Mutlaka rehber öğretmenler bulunmalıdır.

            Yurtlardaki farklı fikirlerin karışık durması insanımızın birbirini öteki görmesini önlemeli, Türkiye milliyetçiliği (ırkçılık değil), Türkiye Müslümanlığı kavramının yerleştirilerek gençlerin yabancı güçlerin  piyonu olması, dünya vatandaşlığına özenmesi, ataist olması, birbirini yobaz, faşist, kominist v.s. görmesi  önlenmelidir. Herkes bu vatan için çalışacak insan olarak yetiştirilmelidir. Sonraki hayatlarında da liyakate göre yerleştirilmeli radikalleşme önlenmelidir.

            İnsan yetiştirme modelimiz değişmelidir. Bundan 40 yıl öncesinin Türkiye’si ile bugün bir değildir. Sosyal medya gençlerimizi elimizden alıyor. Yalan ve düzmece haberlere ağır cezalar verilmelidir. Biz de insan yetiştirme modelimizi değiştirmeliyiz. Geç olmadan..

                                                                                              Av. Mustafa İlhan
                                                                                   Kayseri Strateji Derneği Başkanı

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri