- 02 Aralık 2024 - NETENYAHU GALANT TUTUKLAMA KARARI
- 24 Kasım 2024 - CUMHURİYET ÖĞRETMENİ
- 16 Kasım 2024 - AMERİKA SEÇİMLERİ VE GÜNEY CEPHEMİZ
- 01 Kasım 2024 - İÇ CEPHE SAĞLAM -2
- 29 Ekim 2024 - İÇ CEPHE SAĞLAM -1-
- 19 Ekim 2024 - VATANIMA FEDA OLSUN
- 16 Eylül 2024 - SİVİL TOPLUMDAN BEKLENTİLER
- 02 Ağustos 2024 - YENİ MİLADIMIZ
- 15 Temmuz 2024 - DOĞRU OLMAK YETMEZ ALGI DA ÖNEMLİ
- 05 Temmuz 2024 - SURİYELİLERİN GERİ DÖNÜŞÜ
- 05 Haziran 2024 - TAŞERON ÖRGÜT KULLANMA
- 09 Mayıs 2024 - DEPREMLE İLGİLİ NE YAPTINIZ ?
- 23 Nisan 2024 - BELEDİYELER VE GENÇLİK
- 20 Nisan 2024 - HABERİ YOK MU İDİ ?
- 16 Nisan 2024 - İRAN –İSRAİL NE OLUYOR?
- 15 Nisan 2024 - GENÇLİK VE YURTLAR
- 01 Nisan 2024 - MAHALLİ SEÇİM ANALİZİ
- 25 Kasım 2023 - Cemaatle Olmak
- 11 Kasım 2023 - Bulanık Beyinler
- 11 Kasım 2023 - Biber Gazı
- 16 Ekim 2023 - Madem Son Savaş
- 15 Ağustos 2023 - Gençlik Elden Gidiyor.
- 03 Ağustos 2023 - Son Beşte Beklenen Reformlar -2-
- 28 Temmuz 2023 - Son Beşte Beklenen Reformlar-1
- 15 Temmuz 2023 - Emekliye Yapılmayan Zamlar
- 02 Temmuz 2023 - Dış Güçler
- 17 Mayıs 2023 - Rehavet ve Algı
- 06 Mayıs 2023 - Eksilmedi Arttı
- 03 Nisan 2023 - İstikrar Mı Kaos Mu ?
- 24 Mart 2023 - Adaylık Başvuruları
- 24 Mart 2023 - İyi İnsan İyi Müslüman
- 13 Mart 2023 - Kayseri’de Deprem Eleştirisi
- 18 Şubat 2023 - Depremden Kimler Ders Almalı
- 09 Şubat 2023 - Deprem Birlik Beraberlik
- 02 Şubat 2023 - Avrupadaki Yükselen Türkiye Düşmanlığı
- 29 Ocak 2023 - İsveç - Finlandiya –Nato
- 25 Ocak 2023 - Başkanlık- Parlamenter Sistem
- 21 Ocak 2023 - Seçimde Dürüstlük Prensipleri
AV. MUSTAFA İLHAN
Nereden Nereye
NEREDEN NEREYE
25 yıl ilkokul öğretmenliği yaptım. İlk öğretmen olarak atandığım köy Yozgat ili Akdağmadeni ilçesi Karapir köyü idi. 1976 yılında bu köyde elektrik yoktu. Gaz lambasında aydınlanıyorduk. Okul binası da yoktu. Evini yurt dışına gittiği için boşaltan bir köylünün odası okul, sofası lojmandı. Okulda bir kara tahta ve başka okullardan gelen birkaç kırık dökük sıra dışında okul malzemesi yoktu. Dışarıda ince uzun bir ağaçtan yapılma bayrak direğimiz vardı. Ormandan birkaç kütüğü ilçeye gönderdik tahta kestirdik. Kütükleri sıra ve masa ayağı yaparak eksik masa ve sıralarımızı tamamladık.
Benim oturduğum yer üzeri ağaç ile örtülü toprak damlı bir sofa idi. Ne bir dolap ne de kanepe vs. yoktu. Yaylı bir somya, üzerine atılan tek kişilik bir kauçuk yatak ile annemin verdiği bir yorgan, yastık, bir ufak tüp, tava, tabak ve bardak vs. tüm ev eşyamdı. Okul müdürü ilçeden gelirken bana ekmek getiriyordu. Ekmekleri ve diğer yiyecekleri saklamak için olağanüstü bir gayret gerekli idi. Daha yattığım ilk gün burnumun üzerinden geçen bir şey olduğunu fark edip uyandığım gibi el lambasını tutmam bir oldu. Büyükçe bir fare yataktan aşağı atlayıp kayboldu. Okul müdürüne fare tuzağı getirmesini söyledim. Gelen fare tuzağı ile ilk gün 8 tane fare yakaladım. Bu günlerde ülke parlamenter sistem ve koalisyon hükümetleri ile yönetiliyordu.
Bir de 1979 yılından bahsedeyim. Yer Kayseri ili Kocasinan İlçesi Yuvalı köyü. Köyde 4 odalı bir okulumuz var. 8 kadar da öğretmeniz. Bu köyde elektrik var. Ancak su yok. Çeşmeden her gün su taşıyoruz. Ayda bir gün Kayseri’ye maaş almaya gidiyoruz. O gün aylık tüm ihtiyacımızı alıp geliyoruz. Bazen de Cumartesileri Kayseri’ye gidip alışveriş yapıyoruz.
Bu dönemin en büyük sıkıntısı tüp, yağ, sigara çay bulunmaması. Köyde iki bakkal var. Bunlara da sınırlı sayıda sigara veriyorlar. Bakkallar sigaraya peşin para vererek aldıkları için köyden insanlara veresi vermemek için bizim çay ve sigaramızı ayırt ediyor. Biz de peşin para vererek alıyorduk. Ancak bu torpil dahi yetmiyordu. Rahmetli kayınvalidem yağ, sigara ve çay temin edip bizim şehre gelmemizi bekliyor ve bize veriyordu. Bu günlerde de ülke parlamenter sistem ve koalisyon hükümetleri ile yönetiliyordu.
Ben bu iki örneği niye verdim. Şimdiki gençler Türkiye’deki gelişmeleri sizin zamanınızda yoksa ne yapalım diye geçiştiriyor ya onun için verdim. Aradan çok geçmemiş 40 yıl geçmiş ve o günkü Türkiye’den bu günkü Türkiye’ye geldik.
Ben 1976 da Adana’dan Kayseri’ye gelirken yol gelişli gidişli olduğu ve Gülek boğazında yolun dik olması nedeniyle kamyonların çok yavaş gitmesi nedeniyle dakikalarca kamyon takip etmek zorunda kalıyorduk. Bazen otobüs kamyonun sağından toprak yol bulursa oradan solluyor pardon sağlıyordu. Şimdi o yoldaki gerek çift yoldan gerekse otobandan gidenler farkı fark ediyordur.
Amcamın vefatında Avrupa yakasından Asya yakasına geçmek için bir yarım günümüzü harcamıştık. Şimdi Avrasya tünelinden en azından paramızla da olsa yetişeceğimiz yere yetişme imkânımız var. Metrolar, Marmaray’ı saymıyorum bile.
Her evde, mezralarda bile elk, su, telefon ulaşmış, köy yolları asfalt, her evde buzdolabı, çamaşır makinesi, güneş enerjisi var. Kapımızda ucuz pahalı da olsa bir aracı olan çoğunlukta. Bu dediğim zamanda bir köyde traktörler hariç üç binek aracı yoktu.
Daha da çok örnek verebilirim. Ancak elinizdekinin kıymetini bilin. Almanya’nın yüz yılda ancak gelebildiği ulaşım düzeyine biz 20 yılda ulaştı isek yapanlara bir şekilde teşekkür etmemiz gerekmez mi ? Bunlar ise başkanlık sistemi sırasında ve sayesinde oldu.
Kayseri Strateji Derneği Başkanı
Av. Mustafa İlhan
1 Yorum
Osman Yetişen
15 Ocak 2023