MEHMET BOZKURT

-YENİ- BİZ HEP ACI MI YAŞAYACAĞIZ!?

BİZ HEP ACI MI YAŞAYACAĞIZ!?

Türkiye'de acılar bitmez ve bitmiyor!
Millet acılar yaşarken, günlerdir bir tiyatro devam ediyor!?
Bolu'da 78 insanımız ihmalden ve sorumsuzluktan dolayı öldü...
Çocuklar ve bebekler öldü...
Yanarak ve boğularak öldüler!..
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan televizyonları dolaşıyorlar! Herkes kendisini haklı görüyor!
Bir süre önce otelde 8 kusur tespit edilmiş,1998 tarihinde hizmet vermeye başlamış 27 yaşındaki bir otelde bu kusurlar hiç görülmemiş!?

Müslümanlar, Hz. Ömer (r.a) adaleti diyecek ama turist Ömer gibi yaşayamaz/davranamaz!
Hz. Ali (r.a)’in ilminden söz edecek ama Cin Ali gibi davranamaz!

Sayın Kültür ve Türizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy diyor ki: "İtfaiye ihbarda bulunsaydı oteli kapatırdık!"
El hak doğru...
Şu ya da bu nedenle yapılan bir denetimin sonucunda yüzlerce insanın kaldığı bu tür büyük otel ile ilgili tespit edilen hayati önemdeki eksikliklerin sorumlu makamlara mutlaka bildirilmesi gerekirdi. Kaldı ki, bırakın resmi bir makamı, herhangi bir vatandaş için bile bu bir yasal zorunluluk ve bir insani görevdir!

Buraya kadar tamam!
İyi de Sayın Bakanım, bu aynı zamanda bir sorumluluğun itirafı anlamına gelmiyor mu?
Yani, "denetim yetkisi bakanlığınızda olmasına rağmen otelin kanunen gerekli önlemleri almadığından, bakanlık olarak zaten herhangi bilgimiz yoktu" demiş olmuyor musunuz?
Sonuçta Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü tarafından tespit edilen 8 hayati kusur akşamdan sabaha oluşacak kusurlar değil ki, bakanlık olarak bir mazeret ileri sürme imkanınız olsun!?
Sizin Bakanlık olarak öncelikle 78 kişinin hayatını kaybettiği otelle ilgili en son ne zaman bir denetim yaptığınıza dair bir bilgi vermeniz gerekmiyor mu?
Yoksa hiç denetim yapmadınız mı?
Yahut yaptınız da bir şekilde "uygundur" raporu mu verdiniz!?
Bolu Belediyesi'nin görev ihmali/kusuru/suçu varsa elbette gereği yapılmalıdır! Sonuçta suçu ve suçluyu koruyacak değiliz.
Lakin tek suçlu Belediye imiş gibi  davranarak en azından kendi itiraf ettiğiniz bilgisizliğinizin oluşturduğu devasa sorumluluğu görmezden gelmeniz ne kadar kabul edilebilir bir davranıştır?

Hiç düşündünüz mü Sayın Bakanım?
Siz de Bolu Belediye Başkanı da sorumlusunuz ve görevinizi ihmal etmişsiniz!
Ne yapmanız gerekiyorsa, millet bunu bekliyor!

... Ve

Tarih şahittir ki, kimler acı yaşamadı ki, kimler ihmaller ve ihanetlerden dolayı yok olup gitmedi ki!?
Yaşadığımız yüzlerce acıdan bazılarını hatırlayalım ve acı yaşayanları analım...

Adnan Kahveci
Eski Maliye Bakanı
Dedi ki: "Bizim bağımsız olmamız için
Amerika ve İMF'den kurtulmamız lazım..."
2 gün sonra 05 Şubat 1993 tarihinde Gerede'de trafik kazasından öldü!

Bedri İncetahtacı
Saadet Partisi Gaziantep Milletvekili,
Dedi ki:
"Amerika en büyük engeldir bir ülkede; ABD istediğini Başbakan yapar, istediğini Cumhurbaşkanı"
"5 gün sonra Gaziantep'e giderken 15 Temmuz 2016 tarihinde trafik kazası geçirerek öldü!

Turgut Özal
T.C. Cumhurbaşkanı
Dedi ki:
"Musul ve Kerkük bizimdir. Bunu dünya biliyor, alacağız"
10 gün sonra 17 Nisan 1993 tarihinde öldü!

Eşref Bitlis
Jandarma Genel Komutanı
Dedi ki:
"Amerika'nın İncirlik'ten kalkan uçakları PKK'ya yardım dağıtıyor!"
4 gün sonra -60 dereceye kadar dayanıklı olan Türk Silahlı Kuvvetlerine ait uçak ile Siirt’e giderken, uçağı daha kalkar iken, Ankara Yenimahalle Posta İşletme Merkezinin üzerine düştü ve 17 Şubat 1993 tarihinde öldü.
Kaza nedeni, uçak motorlarının buzlanması! Oysa Siirt'te o esnada hava -11 idi. Ankara'da ise -5 idi.

Recep Yazıcıoğlu
Denizli Valisi
Denizli'de kanun çıkardı.
Artık bundan sonra cafe ve benzeri yerlerde İngilizce isim kullanılmayacak, yani cafe değil, kahve yazılacak" dedi.
Ve bir hafta sonra Ankara'ya giderken trafik kazası geçirdi, 21 Haziran 2003 tarihinde öldü.

Bahtiyar Aydın
Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı
Dedi ki:
"Bu dış mihrakların büyük bir oyunu, sakın inanmayın, kanmayın, kardeşi kardeşe vurduruyorlar,
Lice'si ile Hani'si ile Eruh'u ve Edirne'si Muş'u ile aynı ırkın evlatlarıyız, bu ülke kolay kazanılmadı.
Çanakkale'de dedelerimiz omuz omuza can vererek kazandılar. Biz de laiki ile muhafaza edeceğiz ve bu PKK bitecek ve ABD oyunu son bulacak"
10 gün sonra Diyarbakır Lice'de ilkokul çocuklarına önlük, bot, ayakkabı ve kırtasiye malzemesi dağıtırken keskin nişancı silahı ile sırtından, çocukların gözü önünde 22 Ekim 1993 tarihinde Lice'de vurularak öldürüldü.

Muhsin Yazıcıoğlu
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı
25 Mart 2009 tarihinde içinde bulunduğu TC-HEK kuyruk numaralı Bell 206L-4 Long Ranger tipi helikopter Kahramanmaraş'taki Keş dağına düştü. Helikopterdeki 6 kişinin tamamı öldü...
Büyük dava adamı şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nun şaibeli ölümü hala meçhul!

TBMM
1 Mart tezkeresine red oyu verdi. 3 gün sonra İstanbul’un göbeğinde bombalar patladı. 57 kişi öldü ve 750'den fazla kişi saldırılardan yaralı olarak kurtuldu.

Hepsini şükranla anıyor, özlüyor ve rahmet diliyorum!

... Ve

Yıllardır planlı olarak bir gurup sözde sanatçı, rezil ve hayasız kıyafetleriyle Türk kızlarına kötü örnek oluyorlar. Millet olarak sadece seyretmiyoruz, alkışlıyoruz bu sürüntüleri...
Kişiliksizlik, kimliksizlik ve kalitesizlik!
Özeniyor bunlara gençliğimiz...
Bunları alkışlamalarımız cesaret veriyor!
Durdurulmalıdır bu hayasızlık!
Lanetli eğitim sistemimiz böyle insanlar yetiştiriyor! Acilen Türkiye'nin en önemli meselesi olan Eğitim meselesi çözülmelidir. Yoksa neslimizi heba ediyoruz!

... Ve

Hayatım boyunca hep enflasyonları yaşadım ve devalüasyonlara şahid oldum...
1974 ve 1980  Petrol krizleri...
24 Ocak 1980 kararları (Turgut Özal)
1982 Banker krizleri...
1990 Körfez krizleri...
5 Nisan 1994 krizi (Tansu Çiller)
2000 ve 2001 krizi (Bülent Ecevit)
2008 küresel ekonomik krizi...
2018-23 döviz ve borç krizi...
Ve son iki yılda %411 devalüasyon...

Nedeni?
Korkunç israf...
(Har vurup harman savurmak)
Denetimsizlik...
Sistemsizlik...
Herkes parasını ABD ve BATI'nın parasına çevirmiş, yastığının altına koymuş... Parasını altına çevirmiş, altın yastık altında...
Devletine güvenmiyor ve devlet de güven vermiyor!
Parası pul olmuş!
Sonuç: Bir millet kendi kendisini işgal ediyor!
Acilen bu para ve altın ekonomiye kazandırılmalıdır...
Varlık içinde yokluk çekiyoruz!

... Ve

Ben bir şey diyorum ki!?
Müslüman olmak; bir guruba dahil olmak değil, bir duruşa sahip olmaktır! O duruş ki, Tevhid'de buluşmaktır!

İslam'da;
Miskinlik yok!
Tembellik yok!
Sorgulamadan inanmak yok!
Taklitçilik yok!
Anlamadan okumak yok!
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak yok!
Sadece eleştirmek yok!
Yapmak yerine yıkmak yok!
Her gün aynı yerde durmak yok!
Bir işi bitirince durmak yok!
Ümitsiz olmak yok!
Kararsızlık yok!

Kaç hakiki müslüman gördümse makberdedir!
Müslümanlık bilmem ama galiba göklerdedir!

Her müslüman kendisini artık test etmelidir!
Kur'an böyle bir müslüman diyor, var mı böyle bir müslüman!?
Şuurlu bir Müslüman kimdir!?
Hayatının merkezine Allah'ı alandır!
Allah ile arasında hiç kimse yoktur!
Her şeyi Allah rızası için yapandır!
Bir gün, her yaptığının hesabını Allah'a vereceğini düşünerek hareket edendir!
Teslimiyet içinde secde edendir!
Tebliğ görevini hakkiyle yapandır!
Haksızlık yapmayan ve haksızlık karşısında susmayandır!
İnfak eden ve zekat verendir!
Adalet ve ahlakı hayatına rehber edendir!
Bütün canlılara merhamet edendir!
Riya ve gösterişten uzak durandır!
Menfaatine göre hüküm vermeyendir!
Kendisi söyler, ama kendisi yapmaz!
Okuyan, araştıran ve sorgulayandır!
Dünya ve ahiret dengesini kurandır.

Mehmet Bozkurt
Eğitimci, İlahiyatçı Araştırmacı Yazar

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri