- 23 Mart 2025 - -YENİ- İMAMOĞLU’NUN SİYASİ HAYALİ CEZAEVİNDE...
- 04 Mart 2025 - SİLAHLARI BIRAKMA
- 24 Şubat 2025 - SAVAŞA HAZIR DEĞİLİZ
- 08 Şubat 2025 - TRUMP VE SİYONİZME KARŞI
- 02 Ocak 2025 - SURİYE’DE YENİ YÖNETİM
- 02 Aralık 2024 - NETENYAHU GALANT TUTUKLAMA KARARI
- 24 Kasım 2024 - CUMHURİYET ÖĞRETMENİ
- 16 Kasım 2024 - AMERİKA SEÇİMLERİ VE GÜNEY CEPHEMİZ
- 01 Kasım 2024 - İÇ CEPHE SAĞLAM -2
- 29 Ekim 2024 - İÇ CEPHE SAĞLAM -1-
- 19 Ekim 2024 - VATANIMA FEDA OLSUN
- 16 Eylül 2024 - SİVİL TOPLUMDAN BEKLENTİLER
- 02 Ağustos 2024 - YENİ MİLADIMIZ
- 15 Temmuz 2024 - DOĞRU OLMAK YETMEZ ALGI DA ÖNEMLİ
- 05 Temmuz 2024 - SURİYELİLERİN GERİ DÖNÜŞÜ
- 05 Haziran 2024 - TAŞERON ÖRGÜT KULLANMA
- 09 Mayıs 2024 - DEPREMLE İLGİLİ NE YAPTINIZ ?
- 23 Nisan 2024 - BELEDİYELER VE GENÇLİK
- 20 Nisan 2024 - HABERİ YOK MU İDİ ?
- 16 Nisan 2024 - İRAN –İSRAİL NE OLUYOR?
- 15 Nisan 2024 - GENÇLİK VE YURTLAR
- 01 Nisan 2024 - MAHALLİ SEÇİM ANALİZİ
- 25 Kasım 2023 - Cemaatle Olmak
- 11 Kasım 2023 - Bulanık Beyinler
- 11 Kasım 2023 - Biber Gazı
- 16 Ekim 2023 - Madem Son Savaş
- 15 Ağustos 2023 - Gençlik Elden Gidiyor.
- 03 Ağustos 2023 - Son Beşte Beklenen Reformlar -2-
- 28 Temmuz 2023 - Son Beşte Beklenen Reformlar-1
- 15 Temmuz 2023 - Emekliye Yapılmayan Zamlar
- 02 Temmuz 2023 - Dış Güçler
- 17 Mayıs 2023 - Rehavet ve Algı
- 06 Mayıs 2023 - Eksilmedi Arttı
- 03 Nisan 2023 - İstikrar Mı Kaos Mu ?
- 24 Mart 2023 - Adaylık Başvuruları
- 24 Mart 2023 - İyi İnsan İyi Müslüman
- 13 Mart 2023 - Kayseri’de Deprem Eleştirisi
- 18 Şubat 2023 - Depremden Kimler Ders Almalı
- 09 Şubat 2023 - Deprem Birlik Beraberlik
- 02 Şubat 2023 - Avrupadaki Yükselen Türkiye Düşmanlığı
- 29 Ocak 2023 - İsveç - Finlandiya –Nato
- 25 Ocak 2023 - Başkanlık- Parlamenter Sistem
- 21 Ocak 2023 - Seçimde Dürüstlük Prensipleri
- 14 Ocak 2023 - Nereden Nereye

AV. MUSTAFA İLHAN
-YENİ- EMEK SÖMÜRÜSÜ
EMEK SÖMÜRÜSÜ
Türkiye’de 20.yüzyılda fazla dikkate almadığımız ancak üst üste binerek bu günlere kadar katmerleşen iki yarası 21. Yüzyılda alarm zilleri çaldırıyor. Gençlik ve Aile sorunu akıl almaz bir hızla geleceğimiz tehdit etmeye başladı.
22 yıldır iktidarda olan Ak Parti de olayın farkına varmış olmalı ki 2025 yılını aile yılı ilan etti. 2024 yılında ilan edilen emekli yılı gibi olacaksa vay bizim halimize diyerek olayı açmaya çalışayım.
Gençler ne şeflik dönemini, ne Demirel’in günübirlik politikalarını, ne Özal’ın ben vatandaşın zenginini severim sözünü ne de Erbakan’ın Beynelminel Siyonizmle mücadelesini bilmiyor, hatırlamıyor, bilmek de istemiyor. Varsa yoksa günümüzde sosyal medyada kendisine takılan at gözlüğü ile görür kör olmuş durumdalar.
Bizim gençliğimizde de gençler toplumsal olaylarda en ön safta idiler. Ancak gençliğin tamamı sağcı da olmadı solcu da. Şimdi ise tarihten ders almayan, günübirlik yaşayan, dini inanç, milliyetçilik v.s. duyguları körelmiş, toplumsal baskı hissetmeyen eyyamcı bir gençlik ile karşı karşıyayız.
Gençler, aile kurmak için de acele etmiyorlar. Ekonomik zorluklar nedeni ile yük altına girmek istemiyorlar. Toplum baskısı, aile baskısı, büyük, küçük tanımama, çocuk büyütmenin zorluğu nedenleri ile ya evlenmiyorlar ya da boşandıktan sonra bir daha evlenmeyi düşünmüyorlar. Türkiye’nin geleceği açıkladığım ve daha da sayfalarca ilave edilebilecek nedenlerle karanlık bir geleceğe doğru ilerliyor.
Tedbir almak gerekiyor. Bunun için ülkede köklü çözümlere ihtiyaç duyuluyor. Pansuman tedbir ancak sorunu öteler fakat çözemez. Acilen çözüm üretmemiz ve kafa yormamız gerekli.
İlk olarak işçi- işveren ilişkilerinin kanunlarla ve cezalarla rayına girmesi gerekiyor. Bizim kültürümüzde anlının teri kurumadan ücretini ödeme var iken şimdilerde işçinin emeğini nasıl sömürürüm düzeni işlemekte. Başta bizim cenah olmak üzere tüm işverenlerin adil olmadığını, kazandığını işçisi ile uygun oranda paylaşmadığını belirterek gençlik sorunları başında bu adaletsizliği düzeltmek gereklidir. 3-4 ay maaş ödeme sonra şirketi battı göster, başka isimde şirket kur, işçiyi o şirkete aktar, işçi alacağını isteyince tutanak tut, işten at, arabulucu, mahkeme, istinaf v.s. derken ölme eşeğim yaz gelecek. Bu işçi ne yiyecek, çocukları okula nasıl gidecek, il dışında okuyan çocuğuna nasıl para gönderecek, kirayı nasıl ödeyecek, kızı, oğlu evlenecek düğün salonunu nasıl tutacak, eşyaları nasıl alacak, taksitleri nasıl ödeyecek v.s. daha da sayacağım ancak sinirlerim müsaade etmiyor.
Bu genç ne yapacak. Sokağa da çıkar, fırın duvarını da yıkar, aile de kurmayı düşünmez. Tüm suçu senin 22 yıllık iktidarına yıkar sen de nerede yanlış yaptım der iki elini kafanın arasına alır düşünürsün. Evet bıçak kemiğe dayanmış durumda. Niye Avrupa’da işçinin bir kuruşuna kimse dokunmuyor da Müslüman ülkesi Türkiye’de bu sorun kangrenleşiyor. O halde acilen kanunlar değişmeli. Arabulucu, istinaf v.s işçinin alacağını para iken pul eden uygulamalar kaldırılmalı. İşçinin parasını bir gün geciktiren işverenin derhal fabrikasına, hatta tüm malvarlığına el konulup, işçiye de hakları devlet ya da bankalar tarafından ödenmeli. Devlet ya da garantör bankalar fabrikayı mı satacak, mahkemeye mi gidecek onlar uğraşsın. Vatandaş alın terinin karşılığını aybaşında alacağını garanti altına alıp steresle yaşamasın. Sendikasız işçi kalmasın. İşçinin hakkını anında arayacak avukat orduları hazırlansın.
Velhasıl emek sömürüsü kalksın. Bu olmazsa aile kurumu çöker. Evlenmeyen bekârlar, dullar ya da bir iki çocuğu bile fazla gören aileler çoğalır. Geçim kaygısı azalırsa insan fıtratına uygun olduğu veçhile aileler çoğalır, neslimiz konusunda kaygılarımıza son verebiliriz.
Toplumdaki tüm adaletsizliklerin sebebini İslamcı iktidar görüyorlar. Siz isteseniz de geçim sıkıntısını bitiremezseniz suçlu iktidarınız olur, devamlı şükür tavsiye eden ancak adaleti temin edemeyen inançlarınız olur. Bu gidişle cephede savaşacak asker dahi bulamayacak duruma geleceğiz. Bu konuda anket firmalarından rica ediyorum toplumun nabzını ölçün ve sorumluları sizler de uyarın.
İkinci olarak adaletli olduğunuza herkesi inandırmanız gerekiyor. İktidar belediyeleri de muhalefet belediyeleri de al birini vur ötekine misali yolsuzluklara batmış durumdalar. Eğer iktidarınızı kaybetmek istemiyorsanız büyük bir temiz eller operasyonuna ihtiyacınız var. Bunu yaparsanız gençler ancak size yönünü döner. Cimere gelen her ihbarın üzerine gidecek sonuna kadar Beştepe’nin arkalarında duracağı yolsuzluk savcılarına ihtiyaç var. Haklarında en ufak şaibe olanları partiden atacak, belediyelerden uzaklaştıracak, oy kaygısı gütmeyecek irade gerekir. Toplumda bu adalet duygusu oluşursa oynanan oyunlara dur diyecek inançlı nesiller beklentimiz artar.
Allah’a emanet olunuz.
Av. Mustafa İlhan
Kayseri Strateji Derneği Başkanı
Henüz Yorum yok