AV. MUSTAFA İLHAN

Başkanlık- Parlamenter Sistem

           

            BAŞKANLIK- PARLAMENTER SİSTEM

  Türkiye birkaç gündür Gelecek Partisi genel başkanı Davutoğlu’nun söylediklerini tartışıyor.

  Beni aday göstersinler diye grup kuracak kadar ya da yüksek sayıda milletvekilliği ile bir anlaşma yapılırsa olacağı budur. Dilimizde tüy bitti Allah bir daha o koalisyonlu günlere geri döndürmesin diye.

  Onlara da hak vermek lazım. Bu başkanlık sistemi devam ettiği müddetçe bu millet sol zihniyete iktidarı, başkanlığı teslim etmez. Bunun tek istisnası Ecevit oldu. O da koalisyonlarla ülkeyi yönetti. Onun döneminde Lüksemburg’dan 1 milyon dolar dilenmiştik. Tüp, sigara, çay, benzin kuyrukları oluşmuştu.

Genişletilmiş Parlamenter Sistem dedikleri ucube yönetim şeklini biraz açıklayalım. Önceki parlamenter sistemden ayrılan yönü nedir evvela ona bakalım. O sistemde ne vardı. Üçlü kararnamelerde baş örtülü eşi olanları dahi üçlü kararname ile atamayan bir Cumhurbaşkanı sözde yürütmenin başı idi. Meclis tarafından seçildiği için siyasi partilerle işbirliği yapmak zorunda idi. Ancak kendi düşüncesinde bir parti iktidar olmaz ise vay haline. Ahmet Necdet Sezer Ak partinin meclisten geçirdiği kanunların tamamına yakınını veto ediyor. Meclis zaman harcayıp tekrar görüşüyor ikincide zorunlu olarak imzalıyordu. Ancak bu seferde Anayasa mahkemesine iptal başvurusunda bulunabiliyordu.

  Parlamenter sistemde de ülkeyi meclis yönetmiyordu. Meclis sadece güvenoyu veriyor ya da güvensizlik oyu veriyordu. Diğer hallerde şimdi başkanın kullandığı tüm yetkiler başbakanda idi. Başbakan bakanların istifasını isteyebilir. İstifa etmeyen olursa azledebilirdi. Bürokratları başbakan atar. Ülke politikalarına yön verirdi.

  Anlayacağınız şimdi başkanın kullandığı yetkileri başbakan kullanıyordu.

  Bu sistem de meclis kanunları çıkarıyordu, şimdi de çıkarıyor. Kanun teklifini şimdi milletvekilleri veriyor. O dönemde kanun tasarısı şeklinde hükümette veriyordu.

  Bu sistemde de yargı bağımsızlığı HSK tarafından sağlanıyordu. Şimdi de HSK tarafından hâkim ve savcılar atanıyor. Atandıktan sonra anayasa gereği ona kimse emir veremiyordu. Şimdi de öyle. Siz bakmayın birilerinin Başkan istediği için böyle karar veriyorlar yargı siyasallaştı dediklerine. Eskiden de yargı mensupları siyasi karar veriyorlardı. Ancak vesayet dönemlerinde güçlü bir başkanlık sistemi olmadığı için Adalet Bakanı Şevket Kazan’ın gitmeyin demesine rağmen Ankara adliyesindeki tüm hâkim ve savcılar Genelkurmay birifingine gitmişlerdi.

  Şimdi gelelim kıyaslamaya. Başkanlık sistemine gelinceye kadar ülkede askeri vesayet vardı. 367 oy olmadan mecliste Cumhurbaşkanı seçilemezden tutun partiler kapatılmasına kadar varan yargı vesayeti vardı. Başkanlık sisteminde bu durum yok. Şimdi yönetime el koymayı düşünen Fetöcüleri göz önüne alsın. Askerse ordudan bir gecede atılır. Rahmetli Başbakan Erbakan’a bir asker küfür etmişti de o zaman Başbakan olan Çiller istemiş ancak Demirel red etmişti. O sistemde bir Albayı bile atamıyordunuz. Bu sistem de ise vesayet düşünen iki kere düşünüyor. 

  Yargı vesayeti olması da mümkün değil. Başkan, Meclis ve Yargının kendi içinden seçtiği kişilerce ortak oluşturulan HSK nın yapısı böyle bir duruma müsaade etmez.

  Dillerine pelesenk edilen tek adam yönetiyor söylemi de doğru değil. Cumhurbaşkanlığında onlarca kurul var. Her gelen konu tetkik ediliyor. Bakanlıklarda hazırlanan kanun tekliflerine son hali bu kurullarda veriliyor. MİT her şeyi takip ediyor. Türkiye’yi hedefinden saptırmak isteyenlere fırsat vermiyor. Bakanlıklar çağı yakalamak için çalışıyor.

  Parlamenter sistem gelirse ne olura da bakalım. Öncelikle bakanlıklar sonra bankalar paylaşılacak. Diyanet işleri gibi özerk yapılar hangi partiye verilecekse karar verilecek. Kanunlar koalisyonu oluşturan tüm partilerce onaylanmadan meclisten geçemeyecek. Birisi kabul etmese kıyamet kopacak. Biri sağda , bir solda, bir ortada  partiler bu güne kadar ortak bir zeminde hiç buluştular mı ki şimdi işler yürüsün. Kaldı ki kendilerine verilen bakanlıklara diğer partilerde söz sahibi olmak isteyeceklerdir. 9000 bürokrat hazır diyorlar. Bakalım 6 parti aynı bürokrata olur verecek mi ?

  Eliniz vicdanınıza koyun düşünün oyunuzu öyle verin. Siyasi istikrar başkanlık sistemi ile mümkündür. Bir yazarkasa atılması bu ülkeye milyarlarca dolara mal olmuştu. En ufak bir dedikodu, spekülasyon ülkede kaç banka batırır. Kaç şirketi iflasa götürür. 

  İstikrar Başkanlık sisteminde, çıksın bir babayiğit ben başkanlık sistemi ile Erdoğan’dan daha iyi nasıl yönetirim desin yarışa girsin. Yoksa kırk yamalıklı bohça ile hükümet yönetilemez.

                                                                                               Kayseri Strateji Dermeği Başkanı
                                                                                                          Av. Mustafa İlhan

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri