AV. MUSTAFA İLHAN

-YENİ- TRUMP ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ

TRUMP ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ

İsrail Başbakanı katliamcı Netenyahu’nun ABD ziyareti sırasında gündeme Türkiye ve Erdoğan’ın gelişi ve sonrasında Trump ve Netenyahu’nun ağızlarından dökülen sözlerin anlamını yorumlamak ve Muhtemel Erdoğan’ın ABD ziyaretinde karşılaşacakları ile ilgili düşüncelerimi yazmak istedim.

Trump diyor ki; “ Erdoğan’ı seviyorum, o da beni seviyor.Çok sert bir adam çok da akıllı“ “ 2000 yıldır alınamayan Suriye’yi aldınız dedim. O da ben almadım dedi ancak ben sizin aldığınızı biliyorum dedim” “ Ben aranızı bulurum ancak sizin de biraz makul olmanız lazım, hepimiz makul olmamız lazım.” “ Cumartesi Umman’da İran’la direk görüşeceğiz, Nükleer silah sahibi olmasını istemiyoruz. Anlaşma olmaz ise müttefiklerimizle konuyu konuşacağız.”

Netenyahu diyor ki ; “ Biz Suriye’de Türkiye ile çatışmak istemiyoruz. “ “ Türkiye’nin Suriye’de üsler kurarak bizi tehdit etmesini istemiyoruz.” “Trump’tan Türkiye ile aramızı bulsun istiyoruz.” 

Bu yazı öncesinde “savaşa hazır değiliz “ başlıklı yazımızı okumanızı tavsiye ederek yazıma başlamak istiyorum.

Yukarıdaki beyanlardan ben şunları anladım; Netenyahu Trump’a Muharref Tevrattan bahis ederek Suriye’nin vaad edilmiş topraklardan olduğunu Türkiye’nin Suriye’ye yerleşmesi halinde işlerinin zorlaşacağını belirterek Türkiye’nin Suriye’ye yerleşmesi, üs kurmasının önlenmesini istemiş, Trump ise Netenyahu’ya sizin 2000 yıldır alamadığınız yeri almaya kalkmayın biraz makul olun diyor.

Trump’un önceki dönemde F 35 programından çıkarmak için chaatsa yaptırımları uygulamasını, rahip bronson tehdidini ve Gümülcine’ye askeri yığınak yapmasını, PKK- YPG konusunda aptal olma diyerek mektup yazmasını unutmadık. O halde niye Ben Erdoğan’ı severim o da beni sever dedi. Avrupa, Kanada, Meksika, Çin konusunda tehditler savurarak sonuca gitmek isteyen Trump Erdoğan’la pazarlık etmek istiyor. Sebeplerini analiz etmek istersek;

Türkiye Savunma sanayi alanında ABD ile boy ölçüşemeyecek kadar olmasa da bölgesindeki güçlerle mücadele edebilecek kadar güçlü bir orduya sahip. Bu ordu dinamik ve profesyonel. Türkiye jeopolitiği bir anda karşınıza alınabilecek bir yerde değil. Afrika’da Avrupa’nın etkisini kırabilen ve Çin ile rekabet edebilen bir güç. Afrika’da ABD Türkiye ile işbirliği yapmak istiyor. Rusya ile mevcut sorunlarda bir kanat ülkesi olarak asla karşı cepheye geçmesi istenemez. Nitekim S 400 alımında çok büyük tepki gösterilmesinin nedeni de bu durum. Hamas konusunda kenarda duruyor görünse de Hamas’a söz geçirebilen tek ülke yine Türkiye. Suriye’de İran ve Rusya etkisini kırabilen de Türkiye. İran’la olası bir çatışmada da Türkiye’nin yanlarında olması gerekir.

O halde ABD Türkiye ile nelerin pazarlığını yapacak ve biz ne yapmalıyız.

Öncelikle bütün bu verilere göre feda edemeyeceğimiz bir durum var. Türkiye’nin bekası için Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve PKK- YPG nin silah bırakıp Suriye’deki mevcut yönetim içinde eritilmesi. İsrail istemese de bizim Suriye ile bir an önce Savunma işbirliği anlaşması imzalamamız gerekli ve zaruridir. 

“Makul olma” konusunda İsrail’i de memnun edecek şekilde İsrail sınırına fazla yaklaşmama şeklinde bir teklif sunulabilir.

Gazze konusunda da Türkiye’ye ihtiyaçları var. Mevcut şartlarda Hamasın silah bırakması ya da bıraktırılması mümkün görünmüyor. Bunun temini ancak İsrail’e karşı onları koruyacak bir gücün tampon bölgeye yerleştirilmesi olabilir. Bu takdirde Hamas silah bırakıp siyasi mücadeleye dönebilir. İsrail’in buna ikna edilebilmesi ise Trump’ın Gazze sahilinde plaj ve oteller yapması, bu suretle Gazze ekonomisinin de düzenlenmesi düşünülebilir. Türkiye’de, Mısır’da, Dubai’de benzeri oteller varsa niye Gazze’de de olmasın. Bu teklif Trump’ın da hoşuna gidecek bir teklif olabilir. Karşılığında PKK- YPG nin de silah bırakması temin edilir. Rusya’nın Suriye’deki varlığı sonlandırılabilir.

İran’ın Haçdi Şabi ve Hizbullah yolu ile Suriye’de Şii hilali yapma isteği ve bu konuda Türkiye’yi rakip görmesi, Ermenistan konusunda bizim politikalarıma ters düşmesi, Nükleer silah sahibi olması, İsrail’in eline sürekli koz vermesi nedeni ile rahatsız olmamız dolayısıyla ABD ile İran konusunda uyumlu politikalarda Trump ile anlaşılabilir.

Görüldüğü üzere her ne kadar Beynelminel Siyonizmin baş destekçisi olması dolayısıyla ABD’ye asla güvenmememize rağmen kazan kazan politikası gereği bir takım kazanımlar elde edilebiliriz.

Reis iş sana düşüyor. “Çok sert adam çok da akıllı” sözünün gereğini yerine getir.

Allah’a emanet olunuz. 

                                                                                               Av. Mustafa İlhan

                                                                                              Kayseri Strateji Derneği Başkanı

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri