Mustafa Dündar

Yaşadığımız Çağ: Postmodern Cahiliye Dönemi

          YAŞADIĞIMIZ ÇAĞ: POSTMODERN CAHİLİYE DÖNEM

  İçerisinde yaşadığımız çağ farklı isimler ile nitelendirilmektedir. Modern çağ, postmodern dönem, teknoloji çağı, yüksek teknoloji çağı gibi… Ben ise içerisinde yaşadığımız çağı “postmodern cahiliye dönemi” olarak nitelendiriyorum.

  Evet, bizler postmodern cahiliye döneminde yaşıyoruz. Zira her ne kadar teknoloji gelişmiş olsa da insanlar her gün ayrı bir buluşa imza atsa da cahiliye dönemi adetlerinin çoğunu devam ettiriyoruz. Zaten cahiliye dönemine “cahiliye” denmesinin nedeni teknolojide yahut ilimde geri kalmışlık falan değildir. Allah’ın emirlerinden, hakikatten uzak kalmanın adıdır “cahiliye”… Günümüzde de cahiliye döneminin, İslamiyet’ten önceki hayatın ne kadar kirli, karanlık yönü varsa birçoğunun modern izdüşümünü görmekteyiz. Yazımızın sonunda da belirteceğimiz üzere ancak İslam’ın aydınlığı, cahiliyenin karanlığına galebe çalabilir!

  Cahiliye döneminin en yaygın adetlerinden birisi putlara tapmak idi. Postmodern dönemde bu değişti mi peki? Hayır! Modernizmle birlikte bizlerin de modern putları oluştu. Para, konfor, iş, sınav, çocuk, bilim, zafer gibi… Modern putlar, modern silahlar ile donatıldığı için insanların bu putları kırması cahiliye dönemine nazaran daha zor bir hal aldı. Rasim ÖZDENÖREN’in Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler kitabında da belirttiği gibi “bir putpereste, taptığı taşın ona zarar ya da fayda getirmeyeceğine onu inandırabilmek belki daha kolaydı”.

  Postmodern cahiliye döneminde para gibi bir put var. Allah’ın yasak kıldığı faize bile boyun eğecek, daha zengin olmak için yaşarken Allah rızasını unutturacak kadar etkisi altına almış halde… Konfor ya da refah gibi bir putumuz var! Sırf daha konforlu, refah yaşayabilmek için şartların helal / haram olup olmamasına dikkat etmeksizin hareket edecek kadar tesiri altına almış bizleri… Halbuki biz Müslümanlar için mühim olan “felah”tır, “refah” değil. Sınav diye bir putumuz var. Sırf bu sınavları geçebilelim diye ahiretteki sınavı göz ardı edecek kadar baş üstüne çıkarmışız bu putu. Sınavları, Allah’ımızın emir ve yasaklarına önceliyoruz! Sınavlarımız incinmesin diye Allah’ı incitmekten geri durmuyoruz. Vah ki vah! Bilim gibi bir putumuz var! Zafer diye bir putumuz var. Öyle ki seferden sorumlu olduğumuzu unutuyor ve işin sonunda zafer gelmeyecekse sefere dahi çıkmıyoruz. Halbuki bizler zaferden değil, seferden sorumlu değil miydik? Daha birçok put sayılabilir TV dizileri, “el alem” ne der, teknoloji… Tüm putlar, günün sonunda Allah’ın emirlerini kulak arkası etmemize, haram kıldığı filleri de meşrulaştırmamıza sebep oluyor!.. Zira taptığımız putlar Allah’ın haram dediğine “helal” diyorsa, bizim için de artık helal(miş) gibi oluyor.

  Cahiliye döneminde kadına değer verilmez, kız çocukları diri diri toprağa gömülürdü. Peki şimdi? Sözde “özgürlük” adı altında kadınlar reklamlarda, TV programlarında, kafelerde adeta birer cinsel meta, “müşteri” çekmek isteyen kapitalist düzenin köleleri gibi muamele görüyor. Şehvet dolu gözlere, azgın nefislere diri diri gömülüyor! Postmodern cahiliye dönemi, değersizliği bir “değer”miş gibi göstererek yani her zamanki gibi “-miş gibi” yaparak değersizleştiriyor kadını… Unutulmamalı, hiç kimse ve hiçbir kurum kadına, İslam’ın verdiğinden daha fazla değer ver/e/mez!..

  Cahiliye döneminde, sadece bir kesimin zenginleşmesine hizmet eden faiz uygulaması vardı. Günümüzde de faiz, kurumsallaşmış bir halde karşımızda duruyor. Faiz, “olmazsa olmaz” görülüyor. Keza kumar ve şans oyunları yaygındı cahiliyede. Peki postmodern cahiliyede durum nedir? Başına “milli” sıfatı getirilerek meşruymuş gibi devam ettiriliyor bu uygulama. Hatta insanlar teşvik ediliyor kumar ve şans oyunlarına… Güçlü olanların hukuku vardı cahiliye döneminde. Özellikle uluslararası arenaya bakacak olursak bu durum modernizmle birlikte son bulmuş değil, aksine daha da güçlenerek devam ediyor!.. Fuhuş yaygındı İslamiyet’ten önce. Günümüzde “cinsel tercih”, “cinsel yönelim” gibi isimler verilerek fuhşun yanına farklı sapkınlıklar da eklenmiş halde. Postmodern cahiliye dönemini putlarının da etkisi büyük bunda. Hülasa yaşadığımız çağda cahiliye dönemine ait ne kadar uygulama varsa tamamına yakını devam ettiriliyor. Kimileri farklı isimlerle kimileri ise zorunlu kılınmak suretiyle meşrulaştırılmaya çalışılarak.

  Peki ne yapılmalı? Bunca sözden sonra bir çözüm önerisi de olmalı!

  Cahiliye dönemi, İslam’ın gelişi ile son buldu! Küflü zindanlardan, aydınlık bahçelere çıktı insanlık. Postmodern cahiliye dönemi de ancak ve ancak İslam ile son bulabilir ve tüm insanlığı kuşatıcı ve kurtarıcı bir sistem ancak ve ancak İslam ile kurulabilir!.. İnsanlık, sudan ve havadan çok daha fazla İslam’a muhtaç.

  Kanaatimce Cuma hutbeleri bu konuda büyük bir önem arz ediyor. Zira -maalesef- camiler en çok Cuma namazlarında doluyor… Diyanet bir düzenleme yapsa, artık hutbelerde yıllardır anlatılanların dışına çıkılsa… Kur’an ayetleri, cahiliye döneminde hangi sıra ile indiyse yine o sıra ile Müslümanlara anlatılsa ve uygulamaya yönelik Peygamber Efendimiz’in hayatından örnekler verilse, ardından camideki her Müslümandan bu ayetleri ve Peygamber Efendimiz’in sünnetlerini kendi hayatlarına tatbik etmeleri istense… Güzel olmaz mı? Siyasetçilere, öğretmenlere, doktorlara, hukukçulara, esnafa hülasa toplumun her kesimine ulaşmış olmaz mıyız? Sonrasında bu uygulama tabana yayılarak genişletilse…  

  Müslümanların, tekrar ve hakiki manada iman etmeleri gerekiyor. Zihinlerini cahiliye dönemine ait uygulamalardan, putlarından, putların emrettiklerinden arındırmaları gerekiyor. **Bunu da inanıyorum ki Kur’an’ı, nüzul sırasına göre tefsiri ile birlikte okuyarak ve Peygamber Efendimiz’in hayatını kendimize bir “yol haritası” yaparak gerçekleştirebiliriz! Cahiliye dönemini yerle bir ettiği gibi tüm bu saydığımız sorunlara, postmodern cahiliye dönemine de son verecek olan İslam’dır!

  Bizler "refah" için değil, "felah" için çalışan, hakikatin izini süren, kâmil manada iman etmiş, "sünnetullah" ve "hududullah" kavramlarından bîhaber olmayan Müslümanlar olmak mecburiyetindeyiz!

  İnsanlık, İslam ile nefes alacak; yeryüzü, İslam ile aydınlanacak; kör kuyulardan çıkış İslam ile olacak… Küfrün karanlık zindanlarından çıkışımızın anahtarı İslam’dadır!

  Son söz:

  “Yoksa Cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Gerçeği kesin olarak bilip kabul eden kimseler için Allah’tan daha güzel hüküm sahibi kim olabilir?” (Mâide Suresi-50. Ayet)

 

  NOT: **Kur’an’ı nüzul sırasına göre okumak ile Kur’an’ı nüzul sırasına göre tekrar yazmak, düzenlemek arasında fark vardır. Yazımda anlaşılacağı üzere “nüzul sırasına göre Kur’an tekrar yazılmalıdır” demiyorum, “okunmalıdır” diyorum. Zira Kur’an’ı, yazıldığı sıra ile (şu anki hali) muhafaza etmek bizlere birer borçtur!

  Vesselam.

1 Yorum

İbrahim DÜNDAR

İbrahim DÜNDAR

13 Nisan 2022
Allah razı olsun oğlum.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri