Mustafa Dündar

Hangi Müslümanlar ve Neden “MTO”

          HANGİ MÜSLÜMANLAR ve NEDEN “MTO”

            “Hangi Müslümanlar” başlıklı bir önceki yazımda özetle dünyanın geldiği halden, Batı dünyasının halinden, dünyayı düştüğü bu çıkmazdan ancak Müslümanların kurtarabileceğinden ve bu Müslümanların “hangi” Müslümanlar olduğundan bahsetmiştim.

            Bahsettiğimiz Müslümanlar nasıl yetişecek peki? Kimler yetiştirecek? Bunun için bir çaba var mı? Günümüzde bahsettiğimiz profilde Müslüman yetişmesi mümkün mü? Bu yazımda işte bu soruların cevaplarını arayacağım…

Mezkûr soruların cevaplarını eğitim sistemimizi inceleyerek arayacağım. Zira bir toplumun geleceğini aile ve eğitim sistemi tayin eder.

            Şu an ki eğitim sistemi ile bahsettiğimiz Müslümanların yetişmesi maalesef çok zor. Eğitim sistemiz ne yazık ki “üretmeye” değil, “tüketmeye” odaklanmış durumda. Öğrenciye bir şeyler katmak şöyle dursun olanı da alan, sömüren bir sistemden bahsediyoruz. Okumayan, araştırmayan, merak etmeyen nesiller yetiştirmeye hizmet ediyor sistem. Bilgi yükleniyor öğrencilere ve yüklenen o bilgiler ile önlerine yığılan soruları çözmeleri bekleniyor öğrencilerden. Sadece ama sadece “test” çözmeye odaklı bir anlayış var. Eğitimimiz bundan ibaret.

En büyük ve ana amacı sınavlardan yüksek puan almak olan öğrenciler yetiştiriyor eğitim sistemi. Lise talebelerine şöyle bir dönüp baktığımızda en büyük hayallerinin iyi bir üniversiteye gitmek olduğunu göreceğiz ve ardından sıralanacak; iyi bir iş, iyi bir maaş, evlilik… Evet, ortaokuldan itibaren bu amaçlar yüklendi bize maalesef; iyi bir lise, iyi bir üniversite; iyi bir üniversite, iyi bir iş; iyi bir iş, yüksek maaş; yüksek maaş, huzur demek… Huzuru kazandığımız parada aramaya başladık sonra…

            Edebiyat dersleri en güzel örnek olur zannediyorum. Öğrencilere sorsak herkes hangi eser kime ait bilir lakin o eseri kaç kişi okudu diye soracak olursak alacağımız cevap hepimizi hüzne boğar. Yazarlarımızın, şairlerimizin sadece isimlerini ve eserlerini biliyoruz. Hayatlarından ve eserlerinin içeriklerinden bihaberiz. Böyle bir eğitim sistemi kaliteli, nitelikli şahsiyetler yetiştirebilir mi?

            Fiziğinden matematiğine, din kültüründen coğrafyasına kadar durum böyle. Sınavda ne çıkacaksa, ne sorulacaksa onları öğrenmeye ve öğretmeye odaklanmış haldeyiz. Tarihimizi bile araştırıp öğrenmek yerine sınava yönelik ezber yaparak öğrendiğimizi zannediyoruz. Sorgulama, araştırma yok! Muhakeme hiç yok!.. Sorgulamayan, araştırmayan, merak etmeyen, öğrendiklerini muhakeme edemeyen bir insan bu dünyayı anlayabilir mi? Bu dünyayı anla/ya/mayan insan, bu dünyayı içinde bulunduğu çıkmazdan kurtarabilir mi? Ben artık bulunduğum her yerde söylüyorum; şimdiki aklım olsa liseyi açıktan okurdum! O sırada dil öğrenir, kendimi geliştirir, ciltler dolusu kitap okurdum… Üniversite sınavına hazırlanmak ise en kolayı… On yılda bir dil bile öğretemeyen bir eğitim sisteminden bahsediyoruz. Böyle bir sistem donanımlı, birikimli, kendinden emin, nitelikli Müslüman şahsiyetler yetiştirebilir mi? Dünyayı anlatmayan, geçmişini öğretmeyen, sistemi sorgulatmayan, kim olduğundan bihaber “okuyan köleler” yetiştiren bir sistem dünyaya nefes aldıracak Müslümanlar yetiştirebilir mi? Düştüğü halin farkında olmayan kişi, insanlığı düştüğü yerden kaldırabilir mi?

            Tam da bu noktada devreye Medeniyet Tasavvuru Okulu (MTO) giriyor… MTO ne yapıyor peki? Bu soruya bir MTO talebesi olarak kendi perspektifimden cevap vereceğim…

Sistemin körelttiği zihinleri keskinleştiriyor MTO. Sistemin aksine, insanların ruhunu sömürmüyor, insanlara ruh katıyor. Temel veriyor, neyi neden öğrendiğimizi, öğrenmemiz gerektiğini anlatıyor… Kitapların ve yazarların ismini ezberletmiyor. Kitapları okutuyor, tahlil ettiriyor, ders çıkarıyor (ürün ortaya koyuyor). Tüketmiyor, üretiyor. Sistemin tükettiklerine can veriyor. Sistemin çıkmazı olan “usul” ve “esas” sorununu çözüyor. Şöyle ki MTO evvela usul öğretiyor, ardından esas geliyor. Eğitim sistemimizdeki en büyük eksiğin, usul bilmeden esasın gayemize hizmet etmeyeceğinin farkında MTO.

            MTO, Yusuf Kaplan’ın tabiri ile “dijital nizamiye”. MTO’da yaşın, mesleğin, ırkın, ikamet edilen bölgenin vs. bir önemi bulunmamakta. Yediden yetmişe herkes MTO talebesi olabilmekte, tabii mülakatı geçebilmek şartıyla. MTO için esas olan taleptir. Talep edenlere, talebe olmak isteyenlere açıktır kapısı MTO’nun. İşte bu husus kanaatimce çok önemli. Zorlama yok, talep esas!.. Zorunlu eğitimin açtığı yaralara merhem oluyor yani…

            Birbirinden kıymetli, muhteşem bir kadrosu var MTO’nun. Dersler zemin oluşturmaya yönelik. Hap bilgiler, formüller ezberletilip test çözdürülerek sorgulama yeteneği köreltilmiyor zihinlerin. Eleştirel bir bakış açısı sunuluyor, ufuk açıcı meseleler konuluyor önümüze. Derslerde öğretmen öğrenci ilişkisi olmadığı için esasen hocalar ve talebeler birlikte hakikatin izini sürüyorlar. İnsanlığın, Müslümanların düştüğü halin birlikte farkına varıyoruz, bu halden nasıl kurtulacağız birlikte düşünüyoruz…

            MTO’da bir konu anlatılırken -eğitim sistemimizin aksine- sadece Batı düşüncesi üzerinden ilerlemiyor ders. Kendi medeniyetimize, İslam’a yabancı bir şekilde görmüyoruz dersleri. Medeniyetimizde, İslam’da nasılmış öğrenip zemin hazırladıktan sonra diğer medeniyetlerin bakış açısını inceliyoruz. Dersler genel olarak bu şekilde mukayeseli ve eleştirel ilerliyor. Kuru kuruya bir Batı hayranlığı ya da Batı ezberciliği yapılmıyor eğitim sistemimizde yapıldığı gibi. İslam perspektifinden bakıyoruz olaylara…

Hülasa kendi geçmişine yabancı değil, geçmişini bilen; doğru ve yanlışı ayırt edebilme yeteneğini haiz, zemini ve temeli sağlam olan, Batı’dan da alması gerekenleri alan, sorgulayan, eleştiren, kendine güvenen, muhakeme yeteneği gelişmiş “öncü kuşaklar” yetiştirmeyi hedefliyor MTO. İbn-i Haldun’u incelerken Nietzsche’yi bilen; Gazali’yi okurken Mozart’ı anlayabilen bir nesil yetiştirmek istiyor MTO. Yusuf Kaplan’ın deyimi ile “Bu dünyada yaşayan ama bu dünyayı yaşamayan, çağrısı başka dünyalara ve çağlara ulaşan” öncüler yetiştirmeyi amaçlıyor…

Yazacak, söyleyecek daha çok şey var lakin yazımı çok uzatmamak adına bu kadarla iktifa ediyorum…
Son söz;
Kanaatimce, bir önceki yazımda bahsettiğim, bu dünyayı girdiği çıkmazdan kurtaracak olan Müslümanların, günümüz eğitim sisteminde yetişmesi çok zor… Mamafih MTO’nun, dünyaya yeni bir soluk getirecek, dünyayı düştüğü bataklıktan kurtaracak Müslümanların yetişmesinde kilit rol oynayacağını düşünüyorum biiznillah…

Vesselam.

1 Yorum

Ramazan

Ramazan

07 Kasım 2021
Evet doğru ülkede bir sorun var. Eğitim sistemi. Ne yapmalıyız. Eğitimde asıl sorun nerede. Eğitimi düzeltmek için nasıl bir yol izlemeliyiz.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri