Mustafa Dündar

Unuttuk Biz!

UNUTTUK BİZ!

  Bazı şeyleri unuttuk biz...

  Sevmeyi mesela… Ağlamayı unuttuk, sonra mutlu olmayı ve umudu unuttuk en son. Halbuki umut olmadan yaşayabilir mi insan? İşte, yaşamak dersen bizimkine öyle yaşıyoruz umutsuzca. “Yok”lar aleminde nefes alıp vermekten başka bir şey değil artık bizim için yaşamak…Yarına dair planımız, gelecekten beklentimiz, hedeflerimiz, ideallerimiz yok. Üst komşumuzla selamımız, uğruna can vermeyi göze alacağımız bir sevdiğimiz yok. “Belki çeşme başında görürüm sevdiğimi” diyerek bir umut evden çıkmıyoruz artık, pantolonumuza yama yapıldı diye mutlu değiliz, kuzularımızdan birisi öldü diye ağlamıyoruz, arife günü bayram heyecanını yaşa/ya/mıyoruz artık.

  Çoğu şeyi unuttuk biz…

  Elimizdekilerle yetinmeyi mesela… Paylaşmayı unuttuk en çok da. Elimizde bir elma varsa yarısını komşumuza verirdik eskiden. Şimdi, yalnız bir elmam var diye kederlenip ikincisini nasıl alırımın derdine düşüyoruz. Kardeşimizde elma var mı yok mu umurumuzda değil, komşumuz aç mı tok mu bilmiyoruz bile… Yalnızca kendimizi düşünüyoruz…Bencillik bütün duygularımızı işgal etmiş durumda. Dünyada bir dilim ekmeğe muhtaç mideler, bir damla suya muhtaç dudaklar var ama hiç oralı bile olmuyoruz. Elimizdeki telefon ile bir üst model telefonları araştırıyoruz da başımızı kaldırıp etrafa bakmak aklımızın ucundan dahi geçmiyor. Her akşam haberlerde hali pür melalimizi izledikten sonra gönül rahatlığıyla, kahkahalar atarak dizimizi izleyebiliyoruz. Dedim ya, ağlamayı unuttuk biz…

  Unuttuğumuzu ve unuttuklarımızı da unutuyoruz zamanla. Alışıyoruz bu halimize… Normal geliyor artık anormal olan her şey ve kimse şikâyet etmiyor bu durumdan…

  Herkes alışadursun bu halimize amma ben şikayetçiyim! Bizi biz yapan ve yapacak olan her şeyi unutanlara, tüm insanlığa haykırıyorum:

  Şikayetçiyim!..

  Çocuklarının saçını okşamayan, onlarla sohbet etmeyen, oyun oynamayan, birlikte kitap okumayan anne babalardan şikayetçiyim!

  Hatırlatmayan, kendine getirmeyen, öğrencileri yavaş yavaş öldüren eğitim sisteminden ve bu sistemi eleştirmeyen, değiştirmek için çabalamayan, öğrencileri ölüme terk eden öğretmenlerden şikayetçiyim!

  Sevmeyen, selam vermeyen ve almayan, suratı sürekli asık gezen, mutlu olmak için onca sebep varken hala mutsuz olmayı seçen, elindekine şükretmeyip daha fazlasını elde etmek için hırs yapmış ve bu hırsı duygularına perde olmuş insanlardan şikayetçiyim!

  Bir dilim ekmeğe, bir yudum suya, bir gram sevgiye muhtaç insanlar varken elindekileri paylaşmayı kendine ar edinmiş insanlardan şikayetçiyim!

  Bizden bir şey olmaz, bu gençlik mi bizi kurtaracak diyenlerden; geleceğe umutla bakmayanlardan şikayetçiyim!

  Ağlamayanlardan, ağlayana gülenlerden, erkek adam ağlamaz safsatasını zihinlerimize işleyenlerden şikayetçiyim!..

  Bu dünya hepimizin, bu dünyayı birlikte güzelleştireceğiz… Sevgi tohumları ekip can suyunu göz pınarlarımızdan akıtacağız ve umut meyvesini toplayacağız hep birlikte. Meyveleri ise olması gerektiği gibi birbirimizle paylaşacağız…

  Dünyayı ancak “biz” yaşanılır hale getirebiliriz!..

  Hatırlayanlardan ve hatırlatanlardan olmak duasıyla…

  Vesselam.

    

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri