- 24 Ağustos 2022 - İlahi Adalet Ve Müslümanlar
- 19 Ağustos 2022 - Kaostan Kozmosa: Adalet
- 16 Haziran 2022 - Ya Komplo Değilse
- 13 Haziran 2022 - The Economist Dergisi Ve Buğday Tarlaları
- 13 Nisan 2022 - Yaşadığımız Çağ: Postmodern Cahiliye Dönemi
- 07 Mart 2022 - Medeniyet Tasavvuru Okulu
- 19 Ocak 2022 - Anlatmanın Tesirli Yolu: Yaşamak
- 05 Ocak 2022 - Çocuklar, Köpekler, Duygular Ve İtidal..
- 22 Aralık 2021 - Hukuk Eğitimi Üzerine Eleştiriler
- 12 Aralık 2021 - İnce Çizgi: Hakikat
- 24 Kasım 2021 - Mezarlardan Yükselen Bahar
- 05 Kasım 2021 - Kelebek Etkisi
- 29 Ekim 2021 - Hangi Müslümanlar ve Neden “MTO”
- 20 Ekim 2021 - Hangi Müslümanlar
- 08 Ekim 2021 - İnsan Biriktirmek
- 27 Eylül 2021 - Büyük Eserler ya da Mühim Meseleler
- 23 Ağustos 2021 - Önemi Anlaşılmayan Bölüm: Gastronomi
- 17 Ağustos 2021 - Şakir'in Zikri:''Bu Da Geçer Ya Hu''
- 19 Temmuz 2021 - Kalem Yahut Defter Olmak
- 05 Temmuz 2021 - Leyleklerin Getirdiği Nesil: Z Kuşağı
- 21 Haziran 2021 - Bir Koruma Tedbiri Olarak “Tutuklama”
- 17 Haziran 2021 - TGM: Twitter Güvenlik Mahkemesi
- 06 Haziran 2021 - Masumiyet Karinesi Nereye Gidiyor
- 24 Mayıs 2021 - Zafer Değil Sefer
- 09 Mayıs 2021 - Marangoz'u Anlamak
- 02 Mayıs 2021 - Baba
- 25 Nisan 2021 - Mescid-i Aksa’yı Gördüm Düşümde
- 18 Nisan 2021 - Bir Toplumun ''Bağışıklık Sistemi'': Aile
- 12 Nisan 2021 - Merhaba Ya Şehr-i Ramazan
- 04 Nisan 2021 - Afet-i Gam
- 28 Mart 2021 - Kur'an Masaya İmamlar Sahaya
- 20 Mart 2021 - Transhümanizm Ve Lgbt
- 15 Mart 2021 - Esaretin Yeni Adı: Teknolojinin Nimeti
- 08 Mart 2021 - Hesap Vereceğiz
- 28 Şubat 2021 - 26 Şubat 1992: Hocalı Katliamı
- 21 Şubat 2021 - Emanet Bilinci
- 13 Şubat 2021 - Doğu Türkistan'da İnsan Olmak
Mustafa Dündar
Unuttuk Biz!
UNUTTUK BİZ!
Bazı şeyleri unuttuk biz...
Sevmeyi mesela… Ağlamayı unuttuk, sonra mutlu olmayı ve umudu unuttuk en son. Halbuki umut olmadan yaşayabilir mi insan? İşte, yaşamak dersen bizimkine öyle yaşıyoruz umutsuzca. “Yok”lar aleminde nefes alıp vermekten başka bir şey değil artık bizim için yaşamak…Yarına dair planımız, gelecekten beklentimiz, hedeflerimiz, ideallerimiz yok. Üst komşumuzla selamımız, uğruna can vermeyi göze alacağımız bir sevdiğimiz yok. “Belki çeşme başında görürüm sevdiğimi” diyerek bir umut evden çıkmıyoruz artık, pantolonumuza yama yapıldı diye mutlu değiliz, kuzularımızdan birisi öldü diye ağlamıyoruz, arife günü bayram heyecanını yaşa/ya/mıyoruz artık.
Çoğu şeyi unuttuk biz…
Elimizdekilerle yetinmeyi mesela… Paylaşmayı unuttuk en çok da. Elimizde bir elma varsa yarısını komşumuza verirdik eskiden. Şimdi, yalnız bir elmam var diye kederlenip ikincisini nasıl alırımın derdine düşüyoruz. Kardeşimizde elma var mı yok mu umurumuzda değil, komşumuz aç mı tok mu bilmiyoruz bile… Yalnızca kendimizi düşünüyoruz…Bencillik bütün duygularımızı işgal etmiş durumda. Dünyada bir dilim ekmeğe muhtaç mideler, bir damla suya muhtaç dudaklar var ama hiç oralı bile olmuyoruz. Elimizdeki telefon ile bir üst model telefonları araştırıyoruz da başımızı kaldırıp etrafa bakmak aklımızın ucundan dahi geçmiyor. Her akşam haberlerde hali pür melalimizi izledikten sonra gönül rahatlığıyla, kahkahalar atarak dizimizi izleyebiliyoruz. Dedim ya, ağlamayı unuttuk biz…
Unuttuğumuzu ve unuttuklarımızı da unutuyoruz zamanla. Alışıyoruz bu halimize… Normal geliyor artık anormal olan her şey ve kimse şikâyet etmiyor bu durumdan…
Herkes alışadursun bu halimize amma ben şikayetçiyim! Bizi biz yapan ve yapacak olan her şeyi unutanlara, tüm insanlığa haykırıyorum:
Şikayetçiyim!..
Çocuklarının saçını okşamayan, onlarla sohbet etmeyen, oyun oynamayan, birlikte kitap okumayan anne babalardan şikayetçiyim!
Hatırlatmayan, kendine getirmeyen, öğrencileri yavaş yavaş öldüren eğitim sisteminden ve bu sistemi eleştirmeyen, değiştirmek için çabalamayan, öğrencileri ölüme terk eden öğretmenlerden şikayetçiyim!
Sevmeyen, selam vermeyen ve almayan, suratı sürekli asık gezen, mutlu olmak için onca sebep varken hala mutsuz olmayı seçen, elindekine şükretmeyip daha fazlasını elde etmek için hırs yapmış ve bu hırsı duygularına perde olmuş insanlardan şikayetçiyim!
Bir dilim ekmeğe, bir yudum suya, bir gram sevgiye muhtaç insanlar varken elindekileri paylaşmayı kendine ar edinmiş insanlardan şikayetçiyim!
Bizden bir şey olmaz, bu gençlik mi bizi kurtaracak diyenlerden; geleceğe umutla bakmayanlardan şikayetçiyim!
Ağlamayanlardan, ağlayana gülenlerden, erkek adam ağlamaz safsatasını zihinlerimize işleyenlerden şikayetçiyim!..
Bu dünya hepimizin, bu dünyayı birlikte güzelleştireceğiz… Sevgi tohumları ekip can suyunu göz pınarlarımızdan akıtacağız ve umut meyvesini toplayacağız hep birlikte. Meyveleri ise olması gerektiği gibi birbirimizle paylaşacağız…
Dünyayı ancak “biz” yaşanılır hale getirebiliriz!..
Hatırlayanlardan ve hatırlatanlardan olmak duasıyla…
Vesselam.
Henüz Yorum yok