EMİN GÖNEN

Doğu Türkistan Sessizliğinin Sebebi Hikmeti Nedir ?

     DOĞU TÜRKİSTAN SESSİZLİĞİNİN SEBEBİ HİKMETİ NEDİR?

    Biraz zamansız ve gündem dışı bir yazı olacak belki ama bu yazıda zaten Doğu Türkistan meselesinin gündem olamaması üzerine bir sitem içermektedir.

     Ata toprağımızda yaşanan bu tarifi imkansız mezalimin neden toplumumuzda yeterince tepkiye neden olmadığını anlamak gerçekten çok zor. Neden dillerimiz mühürlü? Nedir bu anlamlandıramadığımız acziyetimizin reel politik tefsiri? Engellemeye gücümüzün yetmediğini, dilimizle durdurmaya bile çalışamayışımız, hatta kalbimizle buğz etme konusunda bile zaaflarımızın bulunması hangi vicdani körlüğün eseri? Nerede toplumsal vicdan? Hani biz tarihin en merhametli ve zulme en duyarlı milletlerindendik. Vatan, bayrak, millet, din konusunda yüksek hassasiyet iddiasındaki anlı şanlı sivil toplum örgütlerinin sesi neden çıkmaz, yada zoraki çıkan cılız seslerini neden en yakınlarına bile duyur(a)mazlar? Mesela neden camilerimizde şöyle gümbür gümbür bir Doğu Türkistan hutbesi okunmaz? Bu durumun siyasi, sosyolojik, toplumsal tevili nedir?

     Onlar, asimilasyona ve çinlileştirmeye karşı çıktıkları için sistematik olarak sürekli artan bir şiddet ile zulme uğrayan özbeöz Müslüman Türk kardeşlerimiz. Onlar, detaylarını uzun uzun yazmaya bu yazının yetmeyeceği yüreklerin dayanmayacağı işkencelere maruz kalan masum ve mazlum millet. Onlar, Kominist Çin’in etnik kimliklerin kaynaşması adı altında her eve bir çinli erkek yerleştirmek, kız çocuklarını uzak yerlere çalışmaya götürüp hapis hayatı yaşattırmak, gibi akıl almaz birçok taciz, tecavüz, katliam uygulamalarına maruz bırakılmış ama asla özünü kaybetmemiş soydaşlarımız. Öncesinde isyancı, sonrasında hiç alakaları olmadığı halde 11 Eylül olayları ile birliktede tamamen terör unsuru ilan edilmişler. Çeşitli şekillerde dünya ile tüm bağlantıları kesilerek kapalı bir kutu içine hapsedilmişler ve dünya genelinde sesleri çıkması engellenmiş. Bu konuda yazacak o kadar çok şey varki buraya yazmak neredeyse mümkün değil. Bugüne kadar uzanan tarihsel süreci ve Kominist Çin gaddarlığının boyutlarını bir nebze anlayabilmek için İHH ‘nın bu konuda hazırladığı raporu okumanızı kesinlikle tavsiye ediyor ve buraya bu raporun linkini bırakıyorum.

  https://insamer.com/tr/dogu-turkistan-raporu-gecmisten-bugune-din-ve-etnik-baskilar_3059.html

   İnsan düşünmeden edemiyor; bu derin, kahredici vurdumduymazlığın bizim bilemediğimiz bir sebeb-i hikmetimi var acaba? Öyle ya sıradan halk olarak bir nereden bilelim uluslararası dengelerin arka planını. Devletimizin en üst yöneticilerinin konu açıldığında Çin’in toprak bütünlüğünden dem vurmaları hangi küresel dengenin amentüsüdür aklımız almaz pek bizim. Bu cahil aklımızla Çin Dışişleri Bakanı Türkiye’ye geldiğinde, Doğu Türkistan Milli Meclis Başkanı Seyit Tümtürk’ün pandemi öne sürülerek ev hapsine tabi tutulmasının ardındaki reel politik unsurları anlayabilmemiz de pek olasıda görünmüyor tabi. Doğu Türkistan bölgesindeki zulmü basın açıklaması kabilinden yürek yakan bir feryat ile anlatmaya çalışan kız çocuklarını izinsiz gösteri diye polis eliyle yaka paça engellemenin esbab-ı mucibesini kavramak istesekte olmuyor maalesef. Gerçi halk arasında siyaset metodolojisi ve diplomasi konusunda kendisini epeyce yetiştirmiş milliyetçi muhafazakar halk aydını kardeşimiz var etrafımızda. Bu kardeşlerimiz çözmüşler meseleyi. Bu mesele aslında Türkiye’mizin Çin ile arasını bozmak ve zor duruma düşürmek isteyen Amerika’nın oyunuymuş.

    Kendi kusurlarımızı ve eksikliklerimizi tevil konusunda çok maharetli bir milletiz vesselam. Ama olmuyor be kardeşim! şahsen beceremiyorum ben. Bu tarz durumlarda vicdanın sesini susturup olayın sebebi hikmetinin tezahür etmesini bekleyemiyorum. Dil sussa yürek susmuyor işte ne yapayım. Demek ki anlamıyorum ilmi siyasetten, diplomasiden. Uluslararası diplomatik dengelere pek basmıyor kafam.
Selam ve dua ile...

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri