- 30 Eylül 2024 - DÜNYA MEZBAHANESİNDE MÜSLÜMAN KOYUNLAR
- 09 Ağustos 2024 - CÜBBELİ AHMET & YAHYA SİNVAR
- 08 Haziran 2024 - YAĞMALANMIŞ NİNNİLERE UYANMIŞ ÇOCUK
- 07 Mayıs 2024 - KONGO’DAN GAZZE’YE BATININ DEMOKRASİ ŞARLATANLIĞI
- 18 Nisan 2024 - ACZİYETİMİZİ İRANLA GİZLEMEK
- 03 Nisan 2024 - KAVANOZU KİM SALLADI ?
- 17 Şubat 2024 - “HER EYLEM YENİDEN DİRİLTİR BENİ”
- 08 Şubat 2024 - ASIM’IN NESLİNDEN SKİBİDİ TOİLET NESLİNE
- 06 Şubat 2024 - RAMAZAN HOCANIN ŞEHADETİ VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
- 10 Mart 2022 - İsrail Terör Devleti Değildir.
- 02 Mart 2022 - “Üç Günlük Boş Dünya” Demenin Astro Fizikçesi
- 12 Mayıs 2021 - Kudüs'ü Erbakanca Sevebilmek
- 10 Mayıs 2021 - Gündelik Siyaset Girdabı
- 28 Nisan 2021 - Soykırımcı Amerika'ya Bak Sen!..
- 25 Nisan 2021 - Doğu Türkistan Sessizliğinin Sebebi Hikmeti Nedir ?
- 27 Şubat 2021 - ERBAKAN'ın Mirası
- 10 Şubat 2021 - İslamda Muhafazakârlık Varmı?
- 20 Ocak 2021 - Amerikan Rüyası
- 26 Aralık 2020 - -YENİ- Milli Piyango Bu Senede Harammış !!
- 06 Aralık 2020 - İçten İçe Yenilmek
- 20 Kasım 2020 - Kavramlar Arasındaki İnce/Kalın Çizgiler
- 30 Ekim 2020 - Sosyal Medyanın Kurt Adam Hikayesi !
EMİN GÖNEN
27 ŞUBAT 28 ŞUBATTAN BÜYÜKTÜR
27 ŞUBAT 28 ŞUBATTAN BÜYÜKTÜR
28 Şubat her zaman ülkemizin tarihinde kara bir leke olarak kalacaktır ki bu kara en çok bu kara günde parmağı olanların yüzüne bulaşmıştır. Onlar Erbakan Hocamızı sindirebileceklerini ve sonsuza kadar bu ülkenin istikbaline çöreklenebileceklerini düşündüler. "Bin yıl sürecek" zannettikleri tahakkümlerinin, ancak güneşin altındaki kardan bir kule kadar hükmü olabileceğini ise anlamaları çok geç olmadı.
27 Şubat ise Erbakan Hocamızın kutlu hicretinin yıldönümü. Her ne kadar Hocamızın ahirete irtihalinin yasıyla mahzun olsak da cenaze merasimindeki eşi benzeri görülmemiş o devasa kalabalık; Hocamızın, milletin gönül tahtında ilelebet yaşayacağını, 28 Şubatçıların ise milletin gözünde ve gönlünde çoktan öldüklerini, en fazla soğuk ve karanlık bir hatıra olarak kalacaklarının mührüdür. Bu bakış açısıyla diyebiliriz ki: 27 ŞUBATIN FERASET VE DİRAYETİ 28 ŞUBATIN MELANETİNE GALEBE ÇALMIŞTIR.
Belki de haddim olmayarak daha önce birçok defa Erbakan Hocamız hakkında bir şeyler yazdım. Bundan sonrada yazmaya davam edeceğim. Onu ve onun açtığı yolu iyi anlamak, gelecek nesillere onun davasını ve mücadelesini doğru aktarmak adına, bunu üzerime vazife biliyorum. Ama şimdi sadece naçizane kendi kaleme aldığım bir şiirle bu seferlik satırlarıma son vermek istiyorum.
ADANMIŞLAR ÇAĞINA SULTANDIR ÖMRÜN
Zarif ruhunla taşıdın demir yükü
Ey dava çilesine boyanmış adam
Üstüne gelse de kudurmuş alevler
Sabrın ateş nefesiyle yanmış adam
Koyu bir hüsranı sürüklerken insan
Bir umut düşürdün ümmetin bağrına
Yeşerdi kuru toprak dal verdi fidan
Gülüşünle muştular ektin yarına
Çelik nazarında parlayan heyecan
Ay ve güneştir mazlumun efkarına
Hocam kimsesiz bir gülün yaprağından
Aydınlık bir baharı gören göz oldun
Kelebeklerin narin kanatlarından
Fırtınaları müjdeleyen söz oldun
Sönmüştü içimizde asırlık çerağ
Ruhlarımızı tutuşturan köz oldun
...
Şimdi şahit olsun rüyana kainat
Şahit olsun kaldırımda yatan çocuk
Ve beton duvarları çatlatan şefkat
Şahit olsun göklere savrulan yumruk
Şimdi azmini yaza dursun kalemler
Tarihin ufuklarında adın kaldı
Seni anmazdı önce mühürlü diller
Hak minberinde silinmez yadın kaldı
Bir mirastır savunduğun kutlu çile
Senden bize sarsılmaz cihadın kaldı
....
Çiçek çiçek açan soylu bir direniş
Dua dua yükselen isyandır ömrün
Nasipsiz baykuşlar perdelerken güneşi
Karanlık şatolara ziyandır ömrün
Şanlı bir tarih uyanır uykusundan
Adanmışlar çağına sultandır ömrün
Henüz Yorum yok