Ahmet Avanlıer

Dinlemek, Anlamak ve Öğrenmek

DİNLEMEK, ANLAMAK VE ÖĞRENMEK

Belki mâlumunuzdur dostlar, dört yıldır Erkam Gençlik Merkezinde, Üniversiteli arkadaşlar ile programlar yapıyorum. Misyonumuz, akademik kariyerini yapmaya gelen üniversiteli kardeşlerimizle, hayatlarının belki de bu en kritik dönemecinde kesişen yolumuzu, âlemlerin Rabbi olan Allah’ımızın razı olduğu şekilde, hem dünya hem ukba başarısını amaçlayarak birlikte yürüyebilmek. Akademik eğitim bittiğinde (ki bana göre öğrenme sonsuzdur) çift diploma ile maddi ve manevi kazanımlarla hayata atılabilmek.

Bu sene aramıza yeni katılan elektrik-elektronik mühendisliği bölümünde eğitim alacak çiçeği burnunda üniversiteli kardeşime “Neden üniversiteli oluyorsun, bölümünden, okulundan, bizlerden beklentin nedir?” diye sordum. Beklemediğim ve duymaktan mutlu olduğum bir cevap verdi. “öğrenmek için”

Daha önceleri de ilk defa tanıştığım genç kardeşlerime defalarca yönelttiğim bu soruya genelde aldığım cevaplar;
iyi bir mühendis olmak için,
vatana millete faydalı olmak için,
iyi bir akademik kariyer neticesinde geliri bol bir mesleğe sahip olabilmek için... gibi genelde duyulması muhtemel cevaplardı.

Aslında o kadar hasret kalmışız ki kardeşimden duyduğum bu kıymetli niyete, şaşkınlığımı saklayamadım. Öyle ya, herkesin her şeyi çok iyi bildiğini sandığı, konusu olsun olmasın her konuda sınırsız ve sorumsuzca ahkâm kesebildiği, hele de bir şey bilmediğini dahi bilmeyenlerin işinin ehli bilenlere bilgiçlik tasladığı bu hazin dönemde, Üniversiteye “öğrenmek için” gelen genç bu adına okumak denen işin özünü anlamıştı bence. Öğrenmek, öğrenmeyi talep etmek gibi değerli bir kaygısı olan bu pırlanta mesabesinde gençlerin sayılarının artması duası ile bir soru daha soruverdim ardına, “Peki nasıl olacak bu öğrenmek işi?” O, kalbinin güzelliği yüzüne vuran genç, üzerine belki de kitap yazılacak cevabı verdi. “Talep ederek ağabey, dinleyerek ve anlayarak, en azından anlamaya çalışarak”

Dostlar ne dersiniz, Hız ve haz çağı diye nitelendirdiğimiz. Sevgi de dahil olmak üzere bir çok duyguyu bir nefeste tükettiğimiz, Bilginin akış hızına dahi yetişemediğimiz bu garip zamanda, atladığımız, ihmal ettiğimiz konu tam da bu olabilir mi. Öğrenmeyi mi ıskalıyoruz acaba? (hele yaş da ilerledi ise) “öğrenmek”  fiili, biz de bir acizlik duygusu mu çağrıştırıyor yoksa? Birbirimizi dinlemeyi, anlamayı mı unuttuk? Her şeyin doğrusunu ve en iyisini bildiğini zannetmek gibi bir gafletin, hatanın girdabında mı bocalıyoruz? Büyüklerin tecrübeleri sıkıcı mı gelmeye başladı yoksa işimize mi gelmiyor artık?

Dostlar ne dersiniz, Dini yaşamayı sadece hocaların, vatanı savunmayı sadece askerlerin, eğitimi sadece öğretmenlerin, yemek yapmayı sadece annelerin, adaleti sağlamayı sadece avukatların, hâkimlerin… Öğrenmeyi sadece çocukların ve cahillerin işi mi zannetmeye başladık. Asıl cehaletin öğrenmekten, anlamaktan, anlamak için dinlemekten vazgeçmekle başlayacağını unuttuk mu yoksa?

Gelin dostlar, öğrenmekten asla vazgeçmeyelim…

Yağan yağmurda, düşen her kar tanesinde, daldan düşen bir yaprakta, alıp verebildiğimiz her nefeste, gecenin ardından gündüzün gelmesinde, kışın ardından baharın gelmesinde Allah’ı öğrenmekten,

Gelin dostlar, dinlemekten vazgeçmeyelim…

Yaşlı dedemizin anılarında buram buram yaşanan hayat tecrübesini dinlemekten, Bizi sırf Allah rızası için bizden bir karşılık beklemeyen dostu dinlemekten, kim bilir kaç defa geceleri uykusuz bıraktığımız annelerimizi can kulağı ile dinlemekten, bütün gayreti, çabası, derdi, kaygısı biz olan babalarımızı dinlemekten, bize iyiyi, doğruyu, güzeli, Allah’ı, Peygemberimizi anlatanları dinlemekten asla vazgeçmeyelim.

Gelin dostlar, anlamaktan, anlamaya çalışmaktan vazgeçmeyelim…

Kulağımıza fısıldanan ve bize ait olmayan her ne varsa bunlara inat, bizi bizi yapan değerlerimizi, tarihimizi anlamaktan, bizden olana kızmadan, içini dışını, neden ve niçin olduğunu bilmeden suizanda bulunmaktan kaçmayı ve anlamaya çalışmayı ihmal etmeyelim.

Hülasa dostlar, nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi, kim olduğumuzu biliyorsak. Bu coğrafyanın istikbali ile derdimiz var ise bizden olanı dinlemekten, anlamaya çalışmaktan ve gerçekleri öğrenmek arzumuzdan asla vazgeçmeyelim.

Bana bu duyguyu hatırlatan üniversiteli genç kardeşime dua ile satırlarıma şahit olan tüm dostlarıma muhabbetlerimi arz ederim.

Kalın sağlıcakla… 

Ahmet AVANLIER 16.10.2021     [email protected]

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri