Ahmet Avanlıer

Kısır Döngü

KISIR DÖNGÜ

 Ortaokul yıllarında tarih dersinde idik...
 Hocamız Hasan Bey, kendinden emin bir ses tonuyla ama duygu katmadan, tamamen kitabı ifadeler ile Endülüs Emevi Devletinin ilimde ilerlemesini anlatıyordu.
Müfredat izin vermediğinden midir yoksa kendisi öyle öğrenmemizi istediği için midir bilmem o devirdeki bütün ilerlemeleri ve gelişmeleri sadece modernizasyona, fenne, çağdaşlığa açık olmaya ve felsefi bir takım dayanaklara bağlayarak izah ediyordu.
Hatta bütün memleketlerin ilim öğrenmek için Kurtuba'ya akın ettiği, zamanın en büyük tıp bilimleri okulunun tesis edildiği, devlet kademelerinde liyakat sahibi bürokratların, devlet adamlarının ilim ve bilgisi ile örnek şahsiyetlerin bulunduğu Endülüs'ün yıkılmasını bile batılı devletlerinin savaş taktiklerine sığdırıyordu.
 Çocuk aklımla o vakitler muhakeme edemediğim mühim gerçekleri anlamak, İslâm tarihindeki kısır döngüyü keşfetmek ise ne yazık ilerleyen yaşlarıma nasip oldu.
........
Bu gün 02 Ocak 2021 bundan 529 yıl önce 1492'de, İslâmın büyük komutanlarından Tarık B.Ziyad'ın İspanya üzerinden fetihle girip, avrupa kıtasını İslâm beldesi haline getirdiği, avrupaya medeniyeti, ilimi getirdiği Endülüs Emevi Devleti'nin yıkıldığı gün.
 İlgi duyup, biraz okunduğunda, tarih ile alakadar olup araştırıldığında karşımıza çıkan bir belge ise ortaokul sıralarında tarih öğretmenimin anlatmadığı (anlatamadığı), belki sadece 1492 yılının değil öncesi, sonrası, kim bilir belki de günümüze bile üzerinde tefekkür etmemiz gereken bir tarihi not olacağını düşünüyorum.
İngiliz ajan Hampher'in "Hatıratım" isimli kitabında karşımıza çıkan şu satırlar ; "8 asırlık Endülüs'ü şaraba ve kumara alıştırarak, aralarına fitne ve fesad sokarak, Kur'an-ı kerim ve diğer İslam kaynaklarını tartışır hale getirerek ve dinlerinden kopararak yıktık. Osmanlı'yı ve diğerlerini de bu silahları kullanarak yıkacağız!.."
      (devamında ise...)
 "Müslüman devlet adamlarının etrâfına casuslarımızı yerleştirip, onlar vâsıtasıyla, Nâzırlığımızın arzûlarını tatbik etmek için, onları bu devlet adamlarının müsteşarları hâline getirmeliyiz...
" Bir önceki yazımızda rahip Samuel Zwemer'in 1933'te Kudüs'te misyonerlik seminerinde söyledikleri de hemen hemen aynı satırlar değil miydi...
Kısır Döngüden kastım da budur dostlar,
 Hâk'kı hakim kılmak için yola çıkılıyor, Kur'an önder, Rasulullah (sav) rehber, Kur'an hükümleri dayanak oluyor ve yol alınıyor...
Adâlet ile hükmedilip, mahlukata şefkat ile muamele edilip, liyakat sahipleri ile yönetilip ilim, fen, teknolojide zirve olunuyor...
Sonra bu ilerleme ve zirve hâli, topluma giren, girdirilen fitne ateşi sayesinde sadece ve sadece kuldan, icadı yapanın kendisinden, teknolojiden biliniyor (ki bu da imtihandır) ve maalesef bütün gücü bahşeden, hükümlerine uyan toplumlara azameti, kudreti nasip eden Allah (haşa) unutuluyor, unutturuluyor âdeta...
İslâm ahlâkından uzaklaşan toplumlarda ise kaçınılmaz son (haşa) Kur'an hükümleri tartışılmaya, birtakım felsefi mülahazalar ile İslâm'ın hükümleri eleştirilmeye, azameti ve kudreti nasip eden Allah zikredilmemeye, inançsızlık yayılmaya başlıyor.
Darlıkta yapılan mücadele bollukta rehavete bırakıyor yerini ve fitne ateşi sarıyor her yanı...
Hülâsa dostlar;
 Bize dayatıldığı, öğretildiği gibi "tarih tekerrürden ibaret değildir." tarihten ders almadan yapılan "hatalar tekrar eder."
O halde bu kısır döngü girdabına girmeden
Alemlere rehber ve önder olarak gönderilen Rasûlullâh (sav)'ın veda hutbesinde söyledikleri rivayet edilen şu mübarek sözü ile bitirelim yazımızı;
“Size iki şey bırakıyorum. (Bunlara tutunursanız) asla delalete düşmezsiniz: Allah’ın kitabı ve sünnetim. Bu ikisi (kıyamette) havza kadar ayrılmadan beraberce geleceklerdir.” (Hâkim,1/93).
Kalın sağlıcakla Ahmet AVANLIER / 02.01.2021

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri