- 27 Mart 2024 - GAZZE İNSANLIK ÜNİVERSİTESİ
- 21 Ocak 2024 - İLK ADIM HEYECANI
- 09 Ocak 2024 - BİLGİ VE HABER OBEZİTESİ
- 28 Kasım 2023 - -YENİ- Elhamdülillah Alâ Külli Hâl
- 25 Kasım 2023 - Öğretmek Demek…
- 04 Kasım 2023 - Sahiden… Kudüs Bizim Neyimiz Olur?
- 19 Mayıs 2023 - Sandığa Mutlaka Gitmeli
- 25 Nisan 2023 - Dua Vakti
- 15 Nisan 2023 - Sakın Unutmayın ! Hatırlatmakta Fayda Var (!)
- 09 Mart 2023 - Düşünmekten Yorulduk
- 27 Şubat 2023 - Sıradan Bir Seçmenden Muhalefete Tavsiyeler
- 28 Ocak 2023 - Neden Kahrolmuyorlar ?
- 07 Aralık 2022 - Güç Zehirlenmesi
- 15 Kasım 2022 - Yeter Artık
- 16 Haziran 2022 - “Tarih Ve Şuur Söyleşileri” Neden Önemli ?
- 08 Haziran 2022 - Vah Bize Vahlar Bize
- 05 Mayıs 2022 - Bazı İnsanlar Vardır…
- 09 Nisan 2022 - Nerede O Eski Müslümanlar?
- 27 Şubat 2022 - Bu Gece Miraç Gecesi. Peki Yarın...
- 11 Şubat 2022 - Bu Zamanın Marangozları Olabilmek
- 13 Ocak 2022 - Yenidünya Düzeni ve Yaşama Sevinci Çalınan Gençler
- 12 Aralık 2021 - Çöplüğe Dönmüş Beyinler
- 16 Ekim 2021 - Dinlemek, Anlamak ve Öğrenmek
- 29 Eylül 2021 - Ben Artık Bir Muhalifim
- 13 Eylül 2021 - Mahallemizin Mehmet Amcası
- 09 Ağustos 2021 - Hicri Yılbaşı Nasıl Kutlanır ?
- 15 Temmuz 2021 - 15 Temmuz Bir Son Değil, Başlangıçtır
- 22 Mayıs 2021 - Huzur Bozan Çocuklar Var dı...
- 12 Mayıs 2021 - İsrail Nasıl Kahrolur ?
- 10 Nisan 2021 - Deve Kuşu
- 04 Nisan 2021 - Sahne, Dekor Ve Aktörler Farklı Ama Film Hep Aynı
- 21 Mart 2021 - Olsa Ne Olur? Olmasa Ne Olur?
- 13 Mart 2021 - Korkma
- 17 Şubat 2021 - Bir İstanbul Anısı
- 02 Ocak 2021 - Kısır Döngü
- 23 Aralık 2020 - Biz Kime Benziyoruz ?
- 30 Kasım 2020 - Bakmak ve Görmek
- 02 Kasım 2020 - İnsanlığımız Enkaz Altında Kalmasın Ne Olur...
- 10 Ekim 2020 - Hangi Çağda Yaşıyoruz?
- 16 Eylül 2020 - Rahmetli Babama Mektup
- 18 Ağustos 2020 - Haydi Barışalım
- 06 Ağustos 2020 - İdrak Yolları Enfeksiyonu
- 23 Temmuz 2020 - Bu Tarihi Bir Kenara Not Edin...
- 19 Temmuz 2020 - Din Adına mı ? Demokrasi Adına mı?
- 15 Temmuz 2020 - 15 Temmuz 2016 Uzun ve Soğuk Gece...
- 13 Temmuz 2020 - Aklını Kiraya Vermek
AHMET AVANLIER
FATİH’İ VE FETİHİ GÜNÜMÜZDEN GÖREBİLMEK
FATİH’İ VE FETİHİ GÜNÜMÜZDEN GÖREBİLMEK
Bugün 29 Mayıs 2024, Fethin 571. Seneyi devriyesi…
Bundan tam 571 yıl önce ceddimiz 2.Mehmed, Peygamber (sav)’in müjdesine nail olabilmek için tıpkı dedesi gibi, tıpkı babası gibi, tıpkı ecdadı gibi, tıpkı kendisinden önce ordu komutanlığı yapmış İslam komutanları gibi; Rabbinin rızasını kazanmak ve Peygamberinin müjdesine nail olabilmek için kendinin ilk, şehrin 29. Kuşatmasını yaptı.
Hani bir söz vardır ya dostlar, “Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın hâlâ oynaştasın” diye. Bu sözü 20’li yaşlara gelmiş belki tembellik yapan, belki yaramazlık veya üşengeçlik yapan gençler için kullanırız. Fakat sözün altını dolduramadığımız için bu söz hep eğreti durur hayatımızda. Çünkü Fatih 21 yaşına geldiği için değil, bir ideali olduğu için, bir kızıl elması olduğu için, 4 yaşında okumaya başladığı, 19 yaşına geldiğinde 8 dil bilen bir makine mühendisi olabildiği için… çünkü Fatih, sanatta ve edebiyatta kendisini kusursuz yetiştirebildiği için, tarihini çok iyi bildiği, kimlik inşasını eksiksiz yaptığı, gelecek tasavvuru ve hayalleri olduğu için Fatihtir. Çünkü Fatih Molla Fenarilerin, Molla Güranilerin, Akşemseddinlerin tedrisatından geçtiği için Fatihtir. Çünkü Fatih, ezeli rakibi Uzun Hasan’ın annesi Sara Hatun’un Trabzon’un fethine giden yolculukta kendisine sorduğu “Sen ki koca cihan padişahısın, ne işin var bu küçük Trabzon’u almakla?” sorusuna, göğsünde taşıdığı Kur’an-ı Kerim-i çıkararak “Anacığım bizim ki taht kavgası değil, Kur’an-ı hakim kılma davasıdır, Yarın mahşerde başım dik olsun, Peygamberimin ve ecdadımın yüzüne bakabileyim” cevabını verebildiği için Fatihtir.
Peki Fatih olamamakla suçladığımız gençlere, bizler mola Fenari, molla Gürani, Akşemseddin veya 2. Murad olabiliyor muyuz? Yoksa vermediğimiz isteyerek bir parça haksızlık mı yapıyoruz?
Dostlar, fethi ve Fatih’i detaylıca okuduktan sonra gönlüme öyle doğdu ki; bugün belki gençlere vereceğimiz ve fetihten devşirebileceğimiz en büyük nasihat, değerleri ile barışık, idealleri ve hedefleri üzerine çok ama çok çalışan, pes etmeyen, popüler kültür kendilerine ne dayatırsa dayatsın “Allah ve Rasulü’nün” dediklerini kendilerine rehber kılan genç olabilmeleridir. Bugün gençleri ve kendimizi kronolojik tarihi bilgiye boğmak yerine, bilginin ötesinde fetih ruhunu ve Fatih olabilmeyi içselleştirebilmektir.
İnanıyorum ki, Fatih’i ve Fethi anlatabildiğimiz, fethin günümüze mesajlarını hakkıyla ulaştırabildiğimiz gençlere Kudüs ve Gazze’nin bizim için ne anlama geldiğini daha iyi anlatabileceğiz.
Nasıl ki biyoloji biliminde Gen ve DNA konusu var ise, esasen tarihte de bu hassasiyet vardır… Kişinin tarihi olaylara bakışı “KİM” olduğu ile alakalıdır.
Kimlik inşasını tam yapabilmiş, medeniyet kodları ve kültürel genleri ile oynanmamış gençlerin, geleceği dizayn konusunda örnekliklerini seçerken zorlanmayacaklarını düşünüyorum.
Kim bilir bazen sadece hatırlatmak gerekir.
571. Fetih Yılımız Kutlu Olsun
Bizlere, anlayabilmek, anlatabilmek, uyanmak ve uyandırabilmek nasip olsun…
Kalın Sağlıcakla...
Ahmet AVANLIER / 29.09.2024
Henüz Yorum yok