AHMET AVANLIER

Bakmak ve Görmek

 Saba makamında okunan muhteşem sabah ezanı;
 Karanlığın, birazdan aydınlanacağının en naif müjdesi, Rabbin, ömür sermayesi verdiği kullarını huzura, huzuruna çağırdığı günün ilk daveti, sonu meçhul bir güne bereket ile başlamanın yegane adresi...
 Mahallemizin gül yüzlü Mehmet amcasının kendi ifadesi ile sabah ezanını her dinleyişinde tarifsiz bir huzur kaplıyordu içini,
  “- ilk iş abdestimi aldıktan sonra evimin balkonuna çıkıp çekebildiğim kadar huzur çekiyorum içime, ardından seher kuşlarının bir yandan ezana eşlik ettiğini, bir yandan da gafil olma, haydi gel camiye dediklerini duyar gibi oluyorum.” diyor ve ekliyor, “- iki rekat sünneti evimde kıldıktan sonra camiye vardığımda, namaz vaktine kadar imam efendinin okuduğu Kur’an tilaveti ile âdeta gönlüme de abdest aldırıp birazdan yapacağım büyük buluşmaya hazırlıyorum bedenimi.” diyordu.
 Yine bu sabah, namaz sonrası yüce Allah'a dua ve şükrünü arz edip camiiden çıkarken, zaten gittikçe azalan camii cemaati ile pandemi denilen illet yüzünden musafaha yapamamanın mahzunluğu Mehmet amcanın yüzünden okunuyordu, neredeyse cemaatle tek tek göz teması ile selamlaşıp  camiiden çıkmak üzereyken, usulca yanına yaklaşıp ,
 ”- Allah kabul etsin Mehmet amca” dedim. Allah razı olsun dercesine kafasını salladıktan sonra camii cemaatinden yirmili yaşlarda bir delikanlıyı göstererek “-Allah bu gençlerin sayısını artırsın.” diye dua etti. Belli ki o an onu geçiriyordu aklından,Cevabını bildiğim halde,
 “-Niye öyle dedin ki Mehmet amca?” diye sorduğumda ise yüzüme mânâlıca bakıp;
 ”- Nasıl öyle demeyeyim Ahmet Bey kardeşim, baksana bugün herkes ülkeyi, dünyayı kurtarma derdinde. Özellikle gençler hep bir şeylerden şikayetçi, gidişat iyi değil, düzeltmek lâzım diyorlar… diyorlar da işe kendisini düzeltmekten başlaması gerektiğini bilmiyorlar. Dirilişin, uyanışın ve düzelmenin sabah namazında camiilerin dolması ile başlayacağını düşünemiyorlar. Kendisi süslü, muhtevası ise alabildiğince boş cümlelerle, sloganlarla İslâmın savunulacağını zannediyorlar... Ahmet Bey kardeşim okumuyorlar, okuyamıyorlar ne yazık !!!” diye içli bir cevap verdi,
 Ne güzel bir tasvirdi bu, aklıma Selehaddin Eyyübi Hazretleri ile gencin arasında yaşanan o bilindik diyalog geldi, Hani o kendisine hutbedeyken bize cihadı emretmeyeceksin diye çıkış yapan genci ertesi sabah camiide göremeyince “ne zamanki o gençler sabah namazında dolduracak bu mescitleri işte o zaman gerçekleşecek cihad ve fetih” demişti Kudüs fatihi. Anlaşılan Mehmet amcamın gönlü doluydu bu sabah. Evlerimizin yakın olması ve camii çıkışı yolumuzun aynı olmasından da istifade ile biraz daha konuşturmak, belki bu gönül pınarından kendim de istifade etmek istediğim için, biraz da kinayeli bir biçimde sordum,
  “- daha nasıl okusunlar Mehmet amca, dediğin gibi okumasalar, okuyamasalar bunca doktor, mühendis olur muydu hiç.”
Zaten ağır adımlarla olan yürümesini bir anda  durdurup bana doğru dönerek, yüzünde hafif bir tebessüm ile, “- ben onu mu dedim cahil” dedi. O kadar güzel,  o kadar samimi bir şekilde söyledi ki,  dünyadaki tüm cahiller adına kabul edip “- sen nasıl dedin Mehmet Amcam” dedim tebessüm ederek. O da anlamıştı niyetimi ve yürümeye de anlatmaya da devam etti,
  “- görüyor musun birazdan güneş doğacak, bir gün aksatmadı, bugün de doğmuyorum, bakın başınızın çaresine demedi değil mi,
hele şu tertemiz havayı çek içine bak ne büyük nimet, almasak ölürüz, veremezsek ölürüz, formülündeki denge değişse yakıcı oksijen ve yanıcı hidrojenden mahvoluruz, ilginçtir herşeyin tesadüfen oluştuğunu iddia eden, inanmayan densizler bile havadaki bu kusursuz %21 , % 79 dengesi bozulur diye yanlarında oksijen tüpü ile gezmezler,bak mevsim kışa dönüyor, bir düşünsene kar siyah veya kırmızı yağsa nasıl kasvetli olurdu değil mi...
 Ah kardeşim ah ...bu kusursuz dengeye verilecek daha yüzlerce örnek var, işte bunları okuyamamaktan bahsediyorum... güneşi, ayı, ağacı, kuşu, havayı okuyan gafil olur mu hiç. Hep bakarız bunlara da göremeyiz, okuyamayız diyedir serzenişim.
 Hâlbuki yaratılmış olanları bu nazarla okuyabilsek secde secde şükürle inşaa olur ve inşaa olan o gönüller ile düzelir ticaret de, siyaset de, dünya da...
Derken gelmiştik Mehmet amcanın evinin önüne;
 “- Allah senden razı olsun Mehmet amca, sabahın hayrolsun, müstefid oldum.”dedim,
Son mesajı vermeden eve girmek istemedi koca çınar.
 “- hemen yatağa girme olur mu en azından yarım saat zikir, salavat ve ardından işrak namazı kıl sevabı, ecri çoktur Ahmet Bey kardeşim. Allah senden de razı olsun.” dedi ve evine girdi.
Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de kullarına;
 “ Sizi gözler, kulaklar ve akıllarla donatan O’dur, ne de az şükrediyorsunuz” (Mü’minûn Suresi 78.ayet) der.
 Sabah uyanıp gözümüzü açtığımız andan gece yatağımıza girdiğimiz ana kadar hatta adeta geçici bir ölüm gibi olan uyku ve rüya âlemi de dahil olmak üzere Rabbimizin birçok mucizesi ve eserine muhattab oluruz. Oluruz da ne kadarını farkeder, görebilir ve okuyabiliriz?
 Rabbim cümlemize baktıklarımızı görmeyi ve hakkı ile okumayı nasip etsin inşallah.
 Kalın sağlıcakla...

Ahmet AVANLIER / 30 Kasım 2020

2 Yorum

Caner Akgün

Caner Akgün

01 Aralık 2020
Amin. Yüreğinize sağlık.

Huseyin YÖNTEN

Huseyin YÖNTEN

03 Aralık 2020
Mehmet amcamin ve sizin gayir dualariniza talibim. Yuregine, kalemine saglik hocam

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri