Ahmet Avanlıer

Huzur Bozan Çocuklar Var dı...

HUZUR BOZAN ÇOCUKLAR VAR DI…

Mahalle arasında oynadığımız futbol maçları vardı, hatırlar mısınız? Hani o plastik top ile oynadığımız maçlar. Zemin asla futbol oynamaya uygun olmazdı, düştüğümüzde dizimizi kanatan küçük çakıl taşlar olurdu sahanın her yerinde. Bu maçlarda top sahibi mutlaka maça dâhil edilir hatta kaleye geçirilmezdi. Ufak tefek münakaşaların çıkabilir ama günün sonunda hep dostluk kazanırdı.

Ben yaştaki arkadaşlarımın bu satırları okurken tebessüm ettiklerini ve nerede o eski maçlar dediğini görür gibiyim.

Bu güzelliğin yanında bir de mahallede geçimsiz, huzursuz çocuklar olurdu. Huzur bozmakta mahir bu tipler kavga çıkarmak için önce ortam oluştururlar, sonra da çıkardıkları kavga ile hem o an orada bulunanların hem de tüm mahallenin ağzının tadını bozarlardı. Herkesin huzurunu kaçırmakla huzur bulan bu geçimsiz çocuklar, mahallenin çocuklarının nelerden tahrik olacağını, kavganın nelerden, hangi sebeplerden çıkabileceğini çok iyi bilirlerdi. Amaçları kargaşa çıkarmak, huzur bozmak olduğu içinde bu çocuklarla konuşarak anlaşmak, yaptıklarının yanlış olduğunu anlatmak neredeyse imkânsızdı. Güçlerini kaba kuvvetten ve kavgadan alan bu arkadaşları da tebessümle olmasa da hatırladınız değil mi?

Buraya kadar yazdıklarım masum, kimseye zararı olmayan, bazen tebessümle bazen de üzüntü ile hazırladığımız anılarımızdan ibaret ama bana bu hatıralardaki geçimsiz çocukları hatırlatan olay ise maalesef hiç de masum değil.

Ramazan ayı içerisinde (her sene olduğu gibi) Kudüs’te meydana gelen olayların, İsrail mezaliminin, hukuk tanımazlığının etkileri hâlâ devam ederken. Çocuk öldürmekte, sivil katletmekte, zulümde sınır tanımayan ve Allah tarafından lanetlenmiş bir ırkın dünyadaki temsilcisi İsrail’e karşı  Müslüman yakışır duruşu ve İslam’ın ilk mescidi Mescid-i Aksa’mıza sahip çıkan onurlu duruşu ile ülkemin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile hep gurur duydum. Siyaseten desteklemese de Müslüman olarak bu duruşu saygı gösteren, siyaseten farklı düşünen arkadaşlarımda oldukça fazla. Çünkü bu duruş tescilli bir duruş.

Fakat ne talihsizliktir(!) ki, Türkiye Cumhuriyetinin muhalefet liderlerinden Meral Akşener Hanım, zalimliğin simgesi Netanyahu ile her daim mazlumların yanında duruşuna dünyanın şahit olduğu, kendi ülkesinin cumhurbaşkanını aynı kefeye koyup, birbirine benzetme gafletinde bulunmuştur. İyi niyetimi kaybetmeme ve ağır konuşmama adına büyüklerimin hayatım boyunca verdikleri öğütleri tutuyor ve terbiye sınırlarını aşmamak için bu ahmakça girişime gaflet(!) diyorum, talihsizlik(!) diyorum.

Bununla yetiniyor mu? Hayır. Bu gafletin tartışmaları hâlâ devam ederken Cumhurbaşkanımızın memleketi olan Rize’ye ziyarete gidiyor. Kendisine tepki gösterileceğini bile bile gidiyor. (aksini iddia etmek Meral Hanımın zekasına hakaret olur sanırım). Beklenen de oluyor tabii, tam da beklediği gibi karşılanıyor. Yıllardır zalime karşı dik duruşlu liderleri özleyen millet hem de kendi hemşerisine elbette sahip çıkıyor ve Meral Hanıma söz ile bulunduğu yeri, yaptığı siyaset ile kimin yanında olduğunu ve neye hizmet ettiğini hatırlatıyor. Burada şu notu da düşmek isterim sadece Rize‘de değil, Türkiye’nin her yerinde bu tepkiyi alırdı ama Rize’de bir farklı olacağını da tahmin etmek zor olmasa gerek.

Devamı daha trajik, söz ile tepki gösteren vatandaş Meral Hanım’ın yanındakiler tarafından hatta aktif siyaset yapan yetkili biri tarafından darp ediliyor, yumruklanıyor. Akşamına Tv kanalının birinde Can Ataklı, vatandaşı yumruklayan siyasetçiye, Rizeliyi hatta tüm Türkiye’yi  tahrik eden siyasi söylemlere tek bir söz etmezken Rizelileri tehdit ediyor ve “aklınızı başınıza alın Silivride yer kalmayacak” diyerek. Olur da iktidar değişirse ne yapacaklarının da mesajlarını veriyor. Daha muhalefette dahi vasatın altında oy potansiyeline sahip kişilerin, bu pozisyonda bile vatandaşı yumrukla darp ettiğini gördükçe, koca bir şehri ceza evine sokmakla tehdit eden gazeteci (!), sözde yayıncılarının olduğunu gördükçe bunların iktidar olduğunu görmek endişelendiriyor beni.

Hülasa dostlar;

Zaman içerisinde bizim o eski mahallede top oynadığımız çocukların arasından  nice avukatlar, doktorlar, askerler, saygın iş adamları ve namuslu esnaflar çıktığını gördüm ama kavgadan beslenen o geçimsiz çocukların bir baltaya sap olduklarını görmedim. Onlar hâlâ huzursuzlar ve hâlâ mahallenin zararına işler yapıyorlar. Tek fark verdikleri zarar o zaman olduğu gibi masum değil.

Kalın Sağlıcakla

Ahmet AVANLER 22.05.2021
[email protected]

3 Yorum

Zekeriya

Zekeriya

23 Mayıs 2021
Çok doğru tespit, birkaç kelime ilave etmek isterdim ama yazar herşeyi özetlemiş rabbim doğruların yardımcısıdır. Zalimler kısa vadede kazandık sanırlar ama kazananlar muhakkak inananlardır...

Erol Özdemir

Erol Özdemir

23 Mayıs 2021
Tebrikler Ahmet bey Ağzına kalemine sağlk ne güzel özetlemişsin Allah kolaylık versin

Turgut Kantekin

Turgut Kantekin

24 Mayıs 2021
Evet fıtrat değişmiyor, 7 sinde ne ise muhalif parti başkanı olunca da o oluyor.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri