MAHMUT ALİ CENGİZ KÖROSMANOĞLU

TÜRKİYE’NİN TAVUKLARI ALTIN YUMURTALAYACAK

TÜRKİYE’NİN TAVUKLARI ALTIN YUMURTALAYACAK

Her kriz fırsatları da beraberinde getiriyor. Pandemiyle beraber tarımsal üretim kavramı, gıda vatan kavramına evrildi. Yani tarımsal üretim = gıda vatandır. Gıda vatan (tarımsal üretim) artık bir silah olarak kullanılıyor.

Türkiye dünyada yaşanan bu krizden başarılı çıkmaya çalışıyor. Tarım da var olduğumuzu, söz sahibi olduğumuz dünyaya gösterdik.

Türk çiftçisi dünyanın en fazla üretken, verimli bir şekilde üretim yapan tarımsal arazi varlığıyla yani 23.4 milyon hektarlık tarım arazisiyle 14.6 milyon hektarlık çayır mera alanıyla toplamda dünyada tarım alanıyla 31. sırada olan tarımsal faaliyetlerde gösterdiği başaralı çalışmayla tarımsal hasılada ilk 10 da, Avrupa’da 1. durumda

Türkiye, fındık, kayısı, ayva, kiraz, incir de dünya birincisi çilekte dünya ikincisi, mercimek ve yerfıstığında dünya üçüncüsüdür. Elma, domates, mandalina ve nohutta dünyada dördüncü sıradayız. Şekerpancarında beşinci sıradayız. Çay ve üzüm ile de altıncı sıradayız. Ayçiçeği ve limonda yedinci sıradayız. En çok arpa üreten ülkeler arasında sekizinci sıradayız. Portakalda onuncu, buğdayda on birinci sıradayız.

Avrupa da yaşanan kuş gribi krizi ve Rusya’nın iç tüketimindeki dengesizlikten dolayı Türkiye’nin yumurta üretimi ve ihracatı yeniden gündem oldu. Artan iç talep ve mevsimsellik nedeniyle yumurta fiyatlarında yaşanan artış sonrası harekete geçen Rusya hükümeti, Türkiye'den yumurta ihracatını hızlandırdı. Konu ile ilgili Rusya Ekonomik Kalkınma Bakanlığı’nın yaptığı açıklamada, 1 Ocak-30 Haziran 2024 tarihleri arasında geçerli olacak Gümrük ve Tarife Düzenlemesi Alt Komitesi’nin ülkeye yaklaşık 1,2 milyar adet yumurta ithalatında gümrük vergisini sıfırladığı bildirildi. Bu demek oluyor ki 2024 te Rusya başta olmak üzere ciddi bir ihracatımız olacak. Tavuklarımız altın yumurtlayacak. Türkiye’nin bu kapasitesi var mı? Elbette var. . Günlük üretim kapasitemiz 135 milyon adet. 39 ülkeye ihracata yapma potansiyelimiz var. Hâlihazırda Üretimimizin yüzde 21’ini ihracata gönderiyoruz. Yani ihracat olacak diye iç piyasada ki dengeleri bozmamamız gerekiyor. Son 12 aylık döneme baktığımızda Türkiye genelinde en çok yumurta ihracatı yaptığımız ülkeler; sırasıyla 101 milyon dolarla Birleşik Arap Emîrlikleri, 56 milyon dolarla Irak, 48 milyon dolarla Suriye, 47 milyon dolarla Katar, 36 milyon dolarla İran olarak sıralanıyor. Yıllık 4 milyar adet yumurta ihracatı yapılıyor.

Türkiye hayvancılıkta özellikle de kanatlı hayvan yetiştiriciliğinde önemli bir potansiyele sahip.

Türkiye’de yaklaşık 70 in üzerinde kuluçkahane, 375 işletmeye ait 2.403 adet damızlık kümesi, 7.905 işletmeye ait 13.018 etlik tavuk kümesi ve 2.752 işletmeye ait 4.975 yumurtacı tavuk kümesi bulunmaktadır.

Türkiye’de kümes hayvanlarının sayısı 400 milyona yaklaşmış adet olup, bunun en büyük bölümünü %98,3 ile tavuk oluşturmaktadır. Hindi %1,2, kaz %0,4 ve ördek ile Beç tavuğu %0,1 paya sahip olan diğer kümes hayvanlarıdır 19.643.711 bin adet yumurta üretimiyle, ihracatta Hollanda’dan sonra 2. sıradadır.

TÜİK istatistiklerine göre tavuk yumurtası üretim miktarı, 2021 yılı itibariyle 19,3 milyar adettir. Kuluçkaya basılan yumurtanın %90’ı etlik piliç civciv üretimi, %9,6’sı yumurtacı tavuk civcivi üretimi ve %0,4’ü hindi civcivi üretimi içindir. Türkiye’de 2021 yılında kabuklu yumurta ihracatı 221 bin ton olup, bunun %99,98’ini tavuk yumurtası oluşturmaktadır. Ayrıca 159 ton kabuksuz yumurta ve sarısı ihraç edilmiştir

Dünyada toplam 100 milyon tona yakın yumurta üretiliyor. Dünyanın en büyük yumurta üreticisi olan Çin, toplam üretimden yüzde 35 pay alıyor. Dünya toplam yumurta üretiminde ABD yüzde 8,4, Hindistan yüzde 6,8, Meksika yüzde 3,7, Brezilya yüzde 3,5 pay alıyor. Dünya üretiminde sekizinci sırada olan Türkiye’nin payı ise yüzde 1,4 seviyesinde.

İç piyasada yumurta fiyatlarında artış var maalesef. Bunun sebebi aslında yem fiyatlarının artması. Ne oldu da yem fiyatları arttı? Son bir buçuk ayda ne değişti de bu zaman içinde yem fiyatları beş defa zamlandı. İşçilik maliyeti aynı, üç yıldır akaryakıt fiyatları da aynı, ham madde fiyatları da hemen hemen aynı. Burada ihracat söylentileri ile beraber firmalar hemen yem fiyatlarını yükseltti, nasıl olsa yumurta firmaları kazanacak diye. Bu doğru değil. Daha asgari ücretin zammının belli olduğu dakikadan itibaren marketlerin etiket fiyatlarını değiştirmesi gibi bir şey oldu burada da... Burada şu ayrıntı gözden kaçıyor; yumurta firmaları hepsi de ihracatçı değil. Hal böyle olunca iç piyasaya çalışan firmalarda artan yem fiyatlarından dolayı, yumurtaya zam yapmak zorunda kaldılar. Burada denge politikası gütmek zorundayız. İç piyasayı dengede tutmak için denetimler sıkılaştırılmalı. Kim haksız kazanç peşinde ise gereken yapılmalı.

2021 Eylül ayından itibaren serbest piyasa da buğday pandemi ve Rusya- Ukrayna savaşının da etkisi ile aniden yükseldi. Buna paralel olarak arpa ve mısır fiyatları da yükseldi. Devletimiz halkı mağdur etmemek için TMO vasıtasıyla un fabrikalarına düşük fiyata buğday verdi. Devlet yüksek fiyattan çiftçiden aldı, düşük fiyata un fabrikalarına verdi. Aynısını yem fiyatları içinde yapmıştı.

Serbest piyasada buğday kilosu 7 TL’yi bulmuşken, TMO kilosu 2,5 liradan fabrikalara buğday verdi ve un dolaysıyla da ekmek fiyatlarının yükselmesini önledi. Benzer uygulamayı hayvan besleyen üreticilere de yaptı.

Devletimiz güçlü hamdolsun. Bu güç ve imkânı sayesinde tıpkı doğalgaz, akaryakıt vs. konularda yaptığı sübvansiyonu bu buğday da ve yem hammaddesi arpa ve mısırda sağlamış ve 2 yıldır milletimizin daha ucuz ekmeğe ve düşük yem maliyetine ulaşmasına imkân sağlamıştır.

Şimdilerde ise dünya piyasası ile rekabet etmek için TMO bu buğday ve yem bitkileri desteğini kaldırdı.

Ülkemiz siyasi, ticari ve ulaşım açısından çok stratejik bir noktadadır. İstanbul’dan 3,5 saatlik uçuşla dünyanın tam 55 ülkesine gidebiliyorsunuz. 3,5 milyarlık bir nüfusa hitap edebiliyorsunuz. Bunun bize kattığı çok büyük avantajlar var.

Türkiye olarak bizler bu stratejik durumu avantaja çevirmeli, tarımsal ihracatı artırmalıyız. Yumurta ihracatında olduğu gibi diğer tarımsal ihracat için fırsatlar kollamalıyız. Unutmayalım ki gıdayı yöneten dünyayı yönetir.

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri