- 25 Eylül 2024 - -YENİ- YENİ BİTKİSEL ÜRÜN DESTEKLEME MODELİ
- 19 Eylül 2024 - YENİ DESTEKLEME MODELİNİ ANLAMA KILAVUZU
- 13 Eylül 2024 - TARIMDA ÇALIŞANLARIN SORUNLARI
- 07 Eylül 2024 - 2024 YILI BİTKİSEL ÜRÜN DESTEKLEMELERİ
- 28 Ağustos 2024 - KIRSALDA ÇALIŞMANIN ZORLUKLARI
- 21 Ağustos 2024 - 2024 HAYVANCILIK DESTEKLEMELERİ
- 08 Ağustos 2024 - HAYVANCILIKTA YENİ DESTEKLEMELERİ ANLAMA KLAVUZU
- 29 Temmuz 2024 - TÜRKİYE’DE TARIMDA İŞÇİ SORUNU VAR MIDIR?
- 24 Temmuz 2024 - KÖPEKLERİN İKLİM DEĞİŞİMİNE ETKİSİ
- 17 Temmuz 2024 - TARIMDA KÖPEK TERÖRÜ
- 12 Haziran 2024 - 2024 YILI HUBUBAT ALIM FİYATLARI
- 16 Mayıs 2024 - KOKARCA BÖCEĞİ
- 02 Mayıs 2024 - BUĞDAYDA ARZ FAZLALIĞI BİR KRİZ MİDİR?
- 16 Nisan 2024 - ENZİM ÜRETİMİNİN TARİHÇESİ
- 03 Nisan 2024 - ZEHİRLENELİM Mİ YOKSA AÇ MI KALALIM ?
- 26 Mart 2024 - SAĞLIKLI BESLENME TAKINTISI
- 19 Mart 2024 - SAĞLIĞIMIZI BOZAN SAĞLIKSIZ YAYINLAR
- 13 Mart 2024 - İSRAİL’İN, GAZZE SALDIRISI VE KÜRESEL ISINMA
- 05 Mart 2024 - HAYVANCILIKTA YENİ YOL HARİTASI
- 27 Şubat 2024 - ZEHİR Mİ TARIM İLACI MI?
- 20 Şubat 2024 - TARIMDA ROL MODELİN ÖNEMİ
- 08 Şubat 2024 - UZAYDAN TARLAYA; TARIMDA ROL MODEL ARAYIŞLARI
- 02 Şubat 2024 - TARIMFEST (Tarım Festivali)
- 23 Ocak 2024 - HAK GELİNCE…
- 18 Ocak 2024 - HAKKIDIR HAKKA TAPAN MİLLETİMİN HELAL
- 10 Ocak 2024 - BİTKİSEL ÜRETİM 2023 YILINDA ARTARKEN ÖNYARGILARDA DÜŞME OLMUYOR…
- 03 Ocak 2024 - TÜRKİYE’NİN TAVUKLARI ALTIN YUMURTALAYACAK
- 27 Aralık 2023 - DÜNYADA HELAL SERTİFİKASYONA DUYULAN İHTİYAÇ
- 24 Aralık 2023 - ‘HAK’ YERİNİ BULDU
- 15 Aralık 2023 - Helal Belgesi Nedir ?
- 12 Aralık 2023 - Tarım Bilim Kuruluna Duyulan İhtiyaç
- 09 Aralık 2023 - Gıda Ambalajı Okuma Rehberi
- 07 Aralık 2023 - Gıda Ambalaj Okuryazarlığı
- 20 Kasım 2023 - Barkod Okuryazarlığı
- 09 Kasım 2023 - Gıda Etiketi Okur Yazarlığı
- 07 Kasım 2023 - Gıda okur-yazarlığı
- 31 Ekim 2023 - Anız Yakmak Toprağı Öldürür
- 21 Ekim 2023 - Enzimlerin Kullanım Alanları
- 25 Eylül 2023 - Enzim Nedir ?
- 20 Eylül 2023 - Dünyada Enzim Üretebilen Beş Ülkeden Biriyiz
- 13 Eylül 2023 - Glutenin Zararlı mıdır ?
- 30 Ağustos 2023 - 48 Kromozomlu Buğday mı Tüketiyoruz ?
- 22 Ağustos 2023 - GDO’lu Ekmek mi Yiyoruz ?
- 17 Ağustos 2023 - Tarımsal Bilinç Toplumsal Görevdir
- 07 Ağustos 2023 - Ata Tohumu Ekmek Yasak Değildir
- 03 Ağustos 2023 - Bitki Hastalıklarında, Biyolojik Mücadele
- 27 Temmuz 2023 - Bitki Hastalıklarında Fiziksel Mücadele
- 15 Temmuz 2023 - Bitki Hastalıkları ile Kültürel Mücadelenin Önemi
- 06 Temmuz 2023 - Türkiye’nin Et Açığını Nasıl Kapatabiliriz ?
- 20 Haziran 2023 - 2023 Yılı Hububat Alım Fiyat ve Politikaları
- 14 Haziran 2023 - Sarı Pas Hastalığı ve Mücadelesi
- 06 Haziran 2023 - Bahar Yağışları ve Bitki Hastalıkları
- 25 Mayıs 2023 - Orman Köylüsü Ormandan Sağlanan Gelire Ortak Olacak
- 18 Mayıs 2023 - Yeni Tarım Kanununda Sözleşmeli Tarım
- 10 Mayıs 2023 - Üreticiler Rahat Nefes Alacak
- 02 Mayıs 2023 - Türkiye Buğday ve Yağ Fiyatlarını Düşürdü
- 25 Nisan 2023 - Şehirde Tarım Başlıyor
- 13 Nisan 2023 - Yeni Tarım Kanunu Ve Tarımda İzinli Üretim Devri
- 07 Nisan 2023 - Bitkisel Üretimde Yeterli Destek Verilmiyor Mu?
- 31 Mart 2023 - Domates İhracaatı Yapalım mı? Yapmayalım mı ?
- 22 Mart 2023 - Türkiye Tarımda Tüm Zamanların İhracaat Rekorunu Kırdı
- 16 Mart 2023 - Sözleşmeli Tarımın Mahiyeti
- 06 Mart 2023 - Deprem Bölgesinde Tarımsal Üretim Aksadı mı ?
- 27 Şubat 2023 - Kim Kirletti İse O Temizlesin !
- 20 Şubat 2023 - Depremin Tarıma Etkisi
- 08 Şubat 2023 - Önlemek Ödemekten Daha Ucuzdur.
- 31 Ocak 2023 - Sözleşmeli Tarıma Duyulan İhtiyaç
- 23 Ocak 2023 - Hayvancılıkta Türkiye Yüzyılı
- 17 Ocak 2023 - Şehirde Tarımı Mümkün Kılmak
- 09 Ocak 2023 - Bitkisel Üretim Türkiye Yüzyılına Hazır mı ?
- 03 Ocak 2023 - Ekmek Davası
- 26 Aralık 2022 - Sahte Tarım Yazarları ve Yalan Tarım Haberleri
- 20 Aralık 2022 - Yeşil Vatan
- 12 Aralık 2022 - Orman Varlığımız Ve Orman Yangınları
- 05 Aralık 2022 - Dünyada En Çok Ağaçlandırma Yapan Ülke
- 02 Aralık 2022 - Turunçgillerde Küresel Bir Oyuncu Olan Türkiye
- 21 Kasım 2022 - Siyah Altın; Zeytin...
- 15 Kasım 2022 - Zeytinde Dünya Birincisiyiz
- 07 Kasım 2022 - Şekerpancarı Tarımı
- 31 Ekim 2022 - Türkiye’nin Şeker Krizi Ne Durumda
- 26 Ekim 2022 - 2022 Yılı Şeker Pancarı Hasadı
- 21 Ekim 2022 - Tarıma Tam Destek
- 18 Ekim 2022 - Türkiye’de Tohumculuğun Tarihi Seyri
- 10 Ekim 2022 - Türkiye’de Tohumculuğun Geldiği Son Nokta
- 04 Ekim 2022 - Türkiye’de Kuru Fasulye Tarımı
- 30 Eylül 2022 - Tarımı Şehre Çağırmak
- 26 Eylül 2022 - 2022 Ayçiçeği Hasadı
- 24 Eylül 2022 - 2022 Yılı Çeltik Hasadı-Fiyatları
- 22 Eylül 2022 - Sözleşmeli Besicilik
- 20 Eylül 2022 - 2022 Yılı Mısır Hasadı
- 14 Eylül 2022 - Bilimsel Anlamadaki Tarım Yazılarına Duyulan İhtiyaç…
MAHMUT ALİ CENGİZ KÖROSMANOĞLU
SİNEMA VE TARIM
SİNEMA VE TARIM
Çağı anlayamayan çağın sorunlarına da çözüm üretemez. Bu çağ görünür olmanın makbul olduğu göze hitap eden bir çağ. Görünür olurken gösterim araçlarını çok iyi kullanmak gerekir ki başat olabilesiniz, etkin olabilesiniz. Çünkü günümüz insanının kültür kaynağının %90’nını tiyatro, sinema, tv dizileri ve sosyal medya oluşturmaktadır. Bugün insanlar, özellikle de çocuklar ve gençler üzerinde sinemanın, tiyatronun, dizilerin, çizgi filmlerin, bilgisayar oyunu ve sosyal medyanın çok ciddi etkileri olduğu bilimsel bir hakikat.
Bunun en büyük delillerinden biri, beynelmilel Yahudi kitabında Henry Ford sinemanın Amerikan toplumu üzerindeki etkisini anlatır. Burada Amerikalıların Yahudi bir merkez tarafından filim ve tiyatro aracılığı ile nasıl değiştiğini anlatır.
Henry Ford, “Beynelmilel Yahudi” kitabında sinemanın Amerikan toplumu üzerindeki etkisini, toplumsal tahribatın boyutunu pek çok örnek vererek açıklar. Amerikan toplumunun “Yahudi bir merkez” tarafından film ve tiyatro aracılığıyla nasıl değiştirildiğini, tahrip edildiğini uzun uzun anlatır kitabında.
Bizler maalesef sinemayı ve diğer gösteri alanlarının önemini hala kavrayamadık. İlk etapta bir eğlence aracı olarak gördüğümüz televizyon, sinema ve diğer dijital gösteri alanları toplumsal değişim ve dönüşümü sağlayan aygıtlar oldular.
Sinemanın etkisi ve toplumu yönlendiren gücü ile ilgili olarak milli sinema ya da beyaz sinemanın öncülerinden bu ülkenin yetiştirdiği çok değerli yönetmen Mesut Uçakan ile bir hasbihalimizde şu tarihi anekdotu anlatmıştı.
1. Körfez savaşı esnasında dönemin ABD başkanı George Bush, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile görüşmek için Türkiye’ye geliyor. O zamanın gündemi körfez krizi ve Amerika’nın Türkiye’ye uyguladığı tekstil kotası o yıllarda Türkiye’nin ABD ‘’ye desteği karşılığında Musul ve Kerkük’ü alacağı söyleniyordu. Bu konu o görüşmede gündeme geldi mi bilemem. Ama Özal’ın öncelikli derdi kotaların kaldırılarak tekstil satışımızı artırmak, ihracatımızı yükseltmek. Bu görüşmede Özal tekstil kotasını gündeme getirince George Bush “O mesele kolay, ben esas başka bir konuyu görüşmek için geldim” diyor.
Körfez krizinden de, körfez savaşından önemli ne olabilir? O kadar yolu neyi görüşmek için gelmiş olabilir?
“Sinema…”
Çok ilginç değil mi sinemanın gündeme gelmesi…
Evet, ABD başkanı George Bush’un tek bir gündemi var; Amerikan sineması. Diyor ki ”Sizin meclise bir kanun teklifi gelecek. Konu yabancı sinemalar hakkında. Siz onu geri çekin. Meclise gelmesin, böyle bir teklif yasalaşmasın”
Neydi o teklif?
1.Yabancı filimler de Türkçe dublaj yapılmayacak, altyazı olacak. Televizyonlarda filimler altyazılı olacak.
2. Sinema salonlarında en az %25 yerli filim oynatma zorunlu olacak.
Burada bu iki maddenin temel sayiki kültür erozyonunu engellemek, yozlaşmanın önüne geçmek. Çünkü bu filimler ile çok ciddi değerlerin bozulması ve kimlik bunalımına yol açıyor.
Bunlar olunca ne olacaktı. Öncelikle bu filimler toplumun ekseriyeti tarafından kabul görmeyecekti.
Toplumda çok az kişi altyazılı film seyreder, bu filimler çok tercih edilmez, sadece özel ilgisi olanlar seyreder. Hal böyle olunca bu filmlerin reytingleri düşük olduğu içinde çok fazla tercih edilmeyecektir. Bu durum Amerikan filim endüstrisinin pek hoşuna gitmez.
Bush’un ülkemize sadece ekonomik kaygılarla geldiğini düşünmüyorum. Bu görüşmenin içeriğinde çok daha derin gerçekler var. Çünkü sinemanın toplumları etkilemek, değiştirmek ve dönüştürmek diye bir fonksiyonları var. Filimler Türkçe dublaj olduğu için toplumu direk etkiledi. Kendi dilinden olduğu için kendi gibi gördü ve içselleştirdi. İnsanlar filmlerde, dizilerde gerçekle algıyı ayırt edemiyorlar. Bu bakımdan sinema ve dizilerin toplum üzerinde bıraktığı gerçeklik etkisi ile insan davranışlarını yönlendirebilmekte bu sayede de yeni yaşam tarzı meydana getirmektedir. Bu bakımdan filimler insanların anlam değer dünyasında farklı bir düşünce evreni oluşturabilmektedirler. Filimler insanın algısına, hayata bakış açısına değer yargılarına yön vererek insanlar üzerinde kendi istediği şekilde yeni bir anlam değer dünyası oluşturabilmektedir.
Geldiğimiz noktada bu yabancı filimler başarılı olmuştur ve maalesef toplumu dönüştürmüş ve değiştirmiştir. Son zamanlarda yapılan bu milletin değerlerine ters olmayan içerikler üretilmiş, özellikle tarihi filim ve dizilerle bu tahribat tamir edilmeye başlanmıştır.
Televizyonun özelde de sinemanın seyirci üzerinde yeni anlamlar inşa etmesini tarımı sevdirmek, teşvik etmek, yönlendirmek için etkili bir araç olabileceğini düşünüyoruz.
1960 li 70 li hatta 80 li yıllarda ziraat fakültelerinin çok yüksek puanlarla öğrenci alması o dönemlerde Yeşilçam’da çekilen ziraat mühendislerinin başrollerde olduğu filmlerdendir desem abartmış olmam. Ben Uludağ üniversitesi ziraat fakültesinde okurken Zeki Metin Turan diye çok değerli bir hocamız vardı. O daha önce tıp fakültesini kazanmış ama tıp fakültesini bırakıp ziraat fakültesinde okumuş. Ziraat fakültesinin popülaritesi o yıllarda en üst seviyede. O yıllarda belki ziraat mühendislerine ihtiyaç duyuluyor, kamuda ve özel sektörde aranan bir meslekti. Ama filmlerin başrollerinde ziraat mühendislerinin olması bu mesleği daha popüler hale getirmiştir. Üniversitelerdeki okulların puan durumu o mesleğin popülaritesi ile ilgilidir. Bir zamanlar makine mühendisliğinin popülaritesi yüksekti o yüzden makine mühendisliği fakültelerinin puanları yüksekti, en yüksek puanı alanlar oralara gidiyordu. Yani okul ve meslek seçiminde popülaritenin etkisi çoktur. Sinema da bu popülaritenin motoru durumundadır. Öyle ise tarımın geleceği bu mesleğin birazda popülaritesinin artmasına bağlı. Biz bunu sinemayla da yapılacağını düşünüyoruz.
Tarımı özendirici filimler diziler yapılabilir. Bu devlet eliyle olduğu gibi özel şirketler tarafından da yapılabilir. Özellikle büyük firmaların filim masrafları vergilerinden düşebilir.
Çocuklar için tarımı sevdirici, yönlendirici ve teşvik edici çizgi filimler yapılabilir. Gençlere yönelik tarımı sevdirici, yönlendirici ve teşvik edici kısa vidolar ve sosyal medya içerikleri yapılabilir.
Henüz Yorum yok