Ahmet Avanlıer

“Tarih Ve Şuur Söyleşileri” Neden Önemli ?

“TARİH VE ŞUUR SÖYLEŞİLERİ” NEDEN ÖNEMLİ ?
Erkam Gençlik Merkezinde pandemi öncesinde, gençlere ve gençliğe sevdası ile tanıdığımız Avukat Fevzi Konaç ağabeyimiz ile başlattığımız ve yağmur çamur, hastalık vs. hiç bir bahaneye sığınmadan, üç kişi olur, beş kişi olur, yüz kişi olur, kaç kişi olursa olsun biz bu söyleşilere devam edeceğiz diye sözleştiğimiz “Tarih ve Şuur Söyleşileri”nden her yaştan tarih sevdalısına ulaştık. Halis bir niyetle çıktığımız yolda, Erkam Gençlik Merkezi Genç Mekan’da 60 haftanın üzerinde yüz yüze ve pandemi döneminde de ara vermeden haftalarca zoom uygulaması üzerinden online olarak devam ettik ve teveccüh gösteren büyük, küçük yüzlerce dostlarımızı derdimize ortak kıldık.

“Tarih ve Şuur Söyleşilerinde” özellikle de geleceğimizi emanet edeceğimiz yarının mühendisleri, hukukçuları, siyasetçileri, ilahiyatçıları, tarihçileri gençler ile tarih bahçemizde gezintiler yaptık. Yeri geldi kokusu yedi düvele yayılmış birbirinden güzel güllerinden gönül dünyamıza devşirdik, bize bizden bahsettik. Yeri geldi o güllerin canımızı acıtan dikenlerinden, keşkelerimizden dersler çıkardık, aynı hatalara düşmemek üzerine yapmamız gerekenlerden bahsettik. Ama bütün söyleşilerimiz boyunca en büyük hassasiyetimiz, bizim olana asla küfretmeden, yok saymadan, hakkını vere vere öz tarihimizle yüzleşmeye çalıştık. Kim olduğumuzu tanımaya, neler yaptığımızı bilmeye, gücümüzü kuvvetimizi, kabiliyetlerimizi, medeniyet kodlarımızı hatırlatmaya, kısacası bizi bize anlatmaya çalıştık. Fevzi KONAÇ ağabeyimin etkili hitabeti ve anlatımı da eklenince ortaya doyumsuz bir tarih turu çıkmıştı.

Şimdilerde Gençlik Spor İl Müdürlüğü Kayseri Gençlik Merkezinde yeniden başlayacağını duyduğum ve sabırsızlıkla beklediğim “Tarih ve Şuur Söyleşileri”ne tüm dostlarımı ve kardeşlerimi katılmaya davet ediyorum.

Neden mi dostlar?

Özellikle gençlerin, şu anda geçmekte olduğumuz sıkıntılı süreçte dünyanın dört bir tarafında cereyan eden savaşlara, her gün farklı farklı gündem olmak için ülkemiz hakkında konuşan batılı devlet adamlarının sarfettiği sözlere,  karşılaştığımız zorluklara, olaylara ve gelişmelere, bize dayatılanın aksine özgün bir bakış açısı oluşturmakta “gerçek tarihimizi!” bilmenin, “anlatılmayan tarihimizi !” belgeleri ve ispatları ile, hatta tarihi müfterilerin kendi kalemleri ile yazdıkları itiraflarını duymalarının önemine inanıyorum da ondan.

Neden mi dostlar?

Tarihi ile kavga eden değil, (gurur duyulacak kadim) tarihi ile barışık, tarih satırlarında karşısına çıkan hatalardan da ders alarak geleceği şekillendirecek nesile olan ihtiyacın farkındayım da ondan.

Neden mi dostlar?

Silmeye çalışılan, unutturulmaya çalışılan, yok sayılan tarih ile neyi hedeflediklerini net görüyorum da ondan.

Neden mi dostlar?

Toprağın, bayrağın, cihadın anlamını, bizdeki karşılığını ve önemini kavramak için ısmarlama yazılmış, ispatsız, mesnetsiz tarihi bilgileri asılları ile değiştirmeliyiz de ondan.

Mesela, geçtiğimiz günlerde Yunanistan’da emekli bir generalin trajikomik bir beyanı düştü ajanslara. “Türkiye’nin üç köprüsünü uçaklarımızdan atacağımız füzelerimiz ile vururuz” diyor. Başka bir general eskisi de” Ayasofya’da çanlar yeniden çalacak” diyor.

Sevgili dostlar, tarihinizi, gücünüzü bilirseniz bu sözlerin kuklayı tutan el tarafından söyletilen sufleler olduğunu görürsünüz. Yunanistanın tarihin hiçbir aşamasında dengimiz olmadığını bilirsiniz. Okul yıllarında bize öğretilen en büyük yanlışa, en büyük düşman Yunanistan düzmecesine inanma gafletine düşmezsiniz. Çünkü Yunanistan bize düşman olamayacak kadar küçüktür. Twiter’de takip ettiğim Selim Cerrah ağabeyin güzel ve anlamı bir paylaşımında “Kadim nasihatir; " Denginle savaş" denir. Arslan ceylan yavrusunun peşinde ava çıkınca onun savaşa değil, Av'a çıktığı söylenir...” sözleri ile duygularımıza tercüman olmuştur.

Hülasa dostlar,

“Şehirleri imar ederken, neslin ihyasını ihmal ederseniz ihmal ettiğiniz nesil imar ettiğiniz şehirleri tahrip eder.”demiş ya bilge mimar Turgut CANSEVER, bizlerin de geleceğimiz tahrip olmasın diye gençliğin ihyası için dert sahibi olmamız gerekiyor. Bu derdi taşıyan büyük küçük tüm dostlara selam ediyor, derdine şahit olduğum ve yol yürüdüğüm Fevzi Konaç ağabeyime dua ve teşekkür ediyorum.

Kalın sağlıcakla,

Ahmet AVANLIER 16/06/2022

 

1 Yorum

Rıdvan

Rıdvan

20 Haziran 2022
Güzel haber

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri