- 04 Kasım 2024 - -YENİ- ELEŞTİRİ ADABI
- 28 Ağustos 2024 - YENİ EVLENECEK OLANLARA ÖNERİLER
- 05 Haziran 2024 - ÖNCE AHLAK VE MANEVİYAT
- 25 Aralık 2023 - GENÇLER ALACAKLI, YAŞLILAR BORÇLU
- 11 Haziran 2023 - Kayserigaz! Lütfen Böyle Yapma!
- 20 Mart 2023 - İnsan Değişir Mi?
- 07 Eylül 2022 - Beklentilerden Beklediklerimiz
- 12 Mayıs 2022 - Saygı Denince Anlaşılan
- 04 Ocak 2022 - Ben de Seni
- 11 Ekim 2021 - Maske Düştü
- 25 Eylül 2021 - Lütfen Çabuk Gelmeyin!
- 25 Mayıs 2021 - Beynimizdeki Kamburlar
- 30 Mart 2021 - Lütfen Bekleyiniz
- 26 Şubat 2021 - Ölümüne Sevmeyin
- 08 Ocak 2021 - Okumanın Gücünü Önemseyelim
- 21 Kasım 2020 - Meşgul Abiler
- 07 Kasım 2020 - Yapmayın Beyler
- 20 Eylül 2020 - Şampiyon Kayseri
- 02 Ağustos 2020 - Tükürün!
- 05 Mayıs 2020 - Dikkat! Kendi Engelin Sensin!..
- 13 Nisan 2020 - Geçmiş Peşini Bırakmaz
- 26 Mart 2020 - Gemileri Yakmadan Önce...
- 09 Şubat 2020 - Abi Yemin Et!
- 20 Ocak 2020 - Araçlar Amaç Olunca
- 01 Ocak 2020 - Aşka Uçma Kanadın Yanar !
- 16 Aralık 2019 - Ben Onu Çok Sevmiştim…
YUSUF YEŞİLKAYA
Önce Yaya’ymış, Sonra Ne Olmuş?
Önce Yaya’ymış
Sonra Ne Olmuş?
Yusuf YEŞİLKAYA
Yaya güvenliğini sağlamak ve yaya geçitlerinde yaya geçişlerini öncelemek için, “önce yaya” yazıları yazıldı. Ardından yaya geçitlerindeki çizgiler daha belirgin şekilde çizildi. Yaya geçidinin önüne ardına ÖNCE YAYA yazısı adeta insanların gözüne sokulur büyüklükte kazındı. Bütün memlekette, trafik polisleri eşliğinde kampanyalar başlatıldı. Yaya geçitlerinde sürücülere, DUR bakalım ÖNCE YAYA denildi. Önce uyarıldı, bilinç oluşturuldu(!) Sonra ceza uygulandı.
Nasıl ki, gelişmiş ülkelerde medeni toplumlarda yaya kaldırımdan daha ayağını indirmeden trafikteki araçlar duruyorsa; bizde de öyle olacaktı. Sahi bizim gelişmiş ülkelerden, medeni toplumlardan neyimiz eksikti… Hem bizim iki bin yıllık güçlü bir tarihimiz ve güvenle baktığımız bir geleceğimiz vardı. Hani yaptığımız her işe tarihimizle övünerek başlarız ya.
Ama öyle olmadı. Sosyal medyadan ve kitle iletişim araçlarından bağıra bağıra yürütülen Önce Yaya kampanyası, her işimizde olduğu gibi saman alevi aşkla bitiverdi. “Ama kanun var. Ama cezası var.” Diyebilirsiniz. Evet var. İşlevi olmayan, uygulanmayan yasalar gibi. Kanun uygulanmadıktan sonra, yayanın değil, görevlinin gözünün içine baka baka yasayı çiğneyen insanlara hiçbir yaptırım uygulanmaz ise yaya geçidinde, yayanın gözünün içine baka baka aracını yayanın üstüne sürer. Ve sürüyor da zaten.
Sizlere kenar mahallelerden, sakin cadde ve sokaklardan haber vermiyorum. Şehir merkezinden. Şehrin tam kalbinden. Adım başı görevlilerin bulunduğu hatta görevli araçların belirli noktalara sabitlendiği yerlerde dahi –şayet trafik ışığı ve mobese kameraları yoksa- yaya olarak karşıdan karşıya geçmeniz çok zor. İstediğiniz kadar renkli renkli çizgiler çizin. İstediğiniz kadar adam boyu ÖNCE YAYA yazıları yazın. Kâr etmez ve etmiyor.
Yaya olarak kaldırımda yaya geçidinin bulunduğu yere geliyorsunuz. Yola adımınızı atacaksınız ama araçlar durmuyor. Yaya geçidini gösteriyorsunuz. Bak burası yaya geçidi, burada yaya olarak benim önceliğim var demek ister gibi. Ama sizin yaya geçidini göstermenizle sürücüler daha bir aşkla basıyor gaza. Ve siz de bekliyorsunuz, bekliyorsunuz, bekliyorsunuz… Araçlar biterse ya da sakinleşirse hızla karşıya geçip canınızı kurtarıyorsunuz. Ve önce yaya güvenliği sağlanmış oluyor(!)
Ha bazen yaya geçidinde yaya gördüğünde duran sürücüler olmuyor değil. Ama çift şeritli bir yolda bir araç durduğunda diğer şeritten hızla bir araç geliyor ve yaya geçtiğine geçeceğine bin pişman oluyor. Ana caddelerde trafiği felç eden ikinci, üçüncü parkları yazmıyorum bile.
Sürücülere bu kadar yükleniyorsun ya!
Trafik ışıklarının bulunduğu yerde, yayalar için kırmızı ışık yanarken araçların önüne atlayarak trafiği tehlikeye atan yayaları neden yazmıyorsun?
Al onları da yazdım.
Dostlar, medeniyet başka bir şeydir. Sürücü olarak trafikteysek; yapacağımız bilinçli hataları trafik polisini veya mobese kameralarını görünce hatadan dönüyorsak, medeni insan değiliz. Yayalara nasıl olsa ceza uygulanmıyor diyerek ışık veya kural tanımadan trafiği tehlikeye atıyorsak, medeni insan değiliz. Cezayı, polisi, kamerayı düşünerek hata yapmıyorsak; duruşumuz medeni insan duruşu değildir. Sadece ve sadece cebini düşünen, çıkarcı insan duruşudur.
Medeni insan, gece karanlığında esnerken eliyle ağzını kapatan insandır.
Yahu Allah aşkına memleket korona ile boğuşuyor, sen ne ile uğraşıyorsun?
Son bir not:
Medeni insan, işini cebindeki mazeretlere sığınmadan yapabilendir.
1 Yorum
İbrahim Halil A
28 Ocak 2021