FURKAN YILMAZ ALTINÖZ

-YENİ- 8 MART KADIN ŞİDDETİ

8 MART KADIN ŞİDDETİ

Psikolojik harp yürütülüyor. İnsan ciddi bir zihin ve algı operasyonu ile kuşatılmış durumda. Bu harbi yürütenler hükümet edenlerden destek alsa da hükümetler üstü bir odak olmalı. Elbette sermaye sahiplerinin (kapitalizm) bu operasyonda önemli payları var. Ama daha çok uzun vadede insana yönelik doğum kontrolü başta olmak üzere insan türünün her yönüyle sevk ve idare edilmesi kontrol altına alınması hedeflenmektedir. Siyonizm, masonlar ve Soros türü yapılanmaların başat rol üstlendikleri söylenebilir.     

İletişim, medya ve sosyal medya çağında özgür bireylerin sayısı ne kadardır meraka değer doğrusu. Reklam, görsellik ve propaganda çağında bireylerin özgür düşünme ve davranma yetilerinin olduğunu söylemek çok zor olsa gerek. Çünkü görsel medya muhataplarını istediği renkte istediği tarzda giydiriyor. İstediği şekilde yediriyor istediği tarzda beslenme alışkınlıkları oluşturuyor. İstediğini sevdiriyor istemediğini ötekileştirip şeytanlaştırıyor. İnsan kendisinin ürettiği renkleri değil kendisine sunulan renklerden birini tercih etmesini, kendi iradesi sonu özgür bir tercih olduğunu zannediyor! Bu örneği tüm davranış biçimlerine uyarlayabiliriz…

8 Mart dünya kadınlar günü nedeniyle mikrofonlar hiç boş kalmadı. Kamu kuruluşları, kadın dernekleri, iş dünyası ve diğerleri birçok etkinlikler yaptılar. Ve kadınlar güzellemesi seremonisi ve geçidine tanık olundu.  Şiddet başta olmak üzere çocuk gelinler, çalışma hayatında ki zorluklar, ücret adaletsizliği ve yönetimde kadınların azlığı gibi birçok konu gündeme getirildi.

Ama bunlar arasında kadınların bireye ve topluma karşı yaptıkları şiddet yoktu. Yatak odasıyla sokağı karıştıran kadınların cinsel taciz ve şiddeti gündeme getirilmedi. Parkları ve kafeleri yatak odası haline getirerek iffeti itibarsızlaştıran kadınlardan söz edilmedi. Resmi ya da gayri resmi beyaz kadın ticaretini yürüten ve aileyi hedef alan kadın organizatörler gündem olmadı. Fuhuş şiddeti yoktu. Okullarda ve iş yerlerinde giyim tarzları ve makyajları ile öğrenimi ve iş hayatını olumsuz etkileyen kadınlar konu olmadı. Beden ölçüleri bozulmasın diye normal doğum yapmayan ve sezaryen ile doğum yaparak doğurduğu bebeğe şiddet uygulayan kadınlar yoktu. Göğüsleri bozulmasın diye çocuğunu emzirmeyen kadınların şiddetinden konu edilmedi. Daha 6 aylık bebeğini kreşlere terk ederek sevgisizlik şiddeti hiç gündem olmadı. Evli olduğu halde çok kocalığı teşvik eden ve zinayı normalleştiren bizzat kadınları yönettiği medya programları gündeme gelmedi. Hastanelerde yoğun bakım servislerinde saçının telini yabancı erkeklere göstermeyen kadınların, çıplak bir şekilde erkeklerin bakışına servis edildiğinden bahsedilmedi. Evet, küresel anlamda kadınlar yaratılış kodlarından koparılarak hiç farkında olmadan şiddetin faili konumuna getirildiler. 8 Mart dünya kadınlar günü üzerinden psikolojik harp yürütülmektedir. Algı operasyonu zirve yapmış durumdadır.

Küresel anlamda kadına yönelik şiddetin durdurulması gerektiği gibi kadınların neden olduğu şiddette durdurulmalıdır. Her alanda şiddetin durdurulması. Ancak bunu sağlayacak yeni bir inanç, sosyal ve siyasal sisteme ihtiyaç vardır. Çünkü Batının başını çektiği dünya sistemi çöktü. Onların kadınlara vereceği hiçbir şey yoktu. Olamazdı da!

 

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri