- 09 Aralık 2024 - YILBAŞI ALKOL BAŞI
- 06 Aralık 2024 - İSLAM DEOLOJİ DEĞİLDİR
- 04 Kasım 2024 - SORUNLU DEĞİL SORUMLU BİR HAC
- 21 Ekim 2024 - ZAHİD ŞEHİT YAHYA SİNVAR
- 09 Ekim 2024 - 7 EKİM FITRATIN DİRENİŞİ
- 16 Eylül 2024 - BİR MEVLİD KANDİLİ DAHA GERİDE KALIRKEN
- 25 Ağustos 2024 - CAMİKEBİR KENTSEL DÖNÜŞÜM
- 21 Ağustos 2024 - EVLİLİK TALEPİNİZ NE OLMALI?
- 08 Ağustos 2024 - MİTİNGLER BİTTİ ŞİMDİ NE OLACAK
- 02 Ağustos 2024 - İSMAİL HANİYE HAFTASI
- 31 Temmuz 2024 - SİYONİST YAHUDİ TERÖRİSTLER
- 24 Temmuz 2024 - SÖMÜRGE BESLEMELERİ
- 15 Temmuz 2024 - KATİLLER ÜLKESİ AMERİKA
- 05 Temmuz 2024 - MÜLTECİ GÖÇMEN PEYGAMBER
- 30 Haziran 2024 - AHLAK KÜLTÜR SANAT EĞİTİM ÇALIŞTAYI
- 23 Mayıs 2024 - RAHMANIN MİSAFİRİ OLMAK
- 20 Mayıs 2024 - ÖMER NASUHİ BİLMEN VE TOPLUMSAL CİNSİYET
- 13 Mayıs 2024 - ÇOCUKSUZ KADINLAR VE KÖPEKLER
- 06 Mayıs 2024 - KÜRESEL VİCDAN AYAKLANMASI
- 22 Nisan 2024 - FİLİSTİN MESELESİ ÇADIRDA BİLE
- 16 Nisan 2024 - İSLAMCILAR VE EKSEN KAYMASI
- 09 Mart 2024 - KADINLAR 8 MART
- 06 Mart 2024 - RÖNESANS II GAZZE
- 26 Şubat 2024 - İSLAM ŞERİATI
- 12 Şubat 2024 - 14 ŞUBAT SEVGİLİ
- 23 Ocak 2024 - AKREDİTE İMAN
- 12 Ocak 2024 - REGAİP GECESİ BİDAT SA!
- 30 Aralık 2023 - KIZIL GONCALAR
- 24 Aralık 2023 - ELEŞTİRİSEL BAKIŞ FİLİSTİN
- 09 Kasım 2023 - Seyyid Burhaneddin ve Erciyes Bulvarı - Mehmet Özhaseki
- 09 Kasım 2023 - Seni Yargılayacağız Netanyahu
- 29 Ekim 2023 - Muasır Medeniyet Sınıfta Kaldı
- 06 Ekim 2023 - Sanatçı Veya Konserler Adına Aileyi Yok Etmek
- 11 Mayıs 2023 - Anneler Gününde Kadınlar
- 06 Mayıs 2023 - 14 Mayıs Seçimlerini Bu Makale Üzerinden Okumak
- 16 Şubat 2023 - İmani Bir Eylem Ensar Olmak
- 09 Ocak 2023 - Yüzleşmek ve Filistin
- 19 Aralık 2022 - Militarist Siber Seküler Saldırı
- 15 Aralık 2022 - Kudüs’ü Bünyamin’ce Sevmek
- 12 Aralık 2022 - Çocuk Evlilikleri Ve Din
- 10 Haziran 2022 - Güne Kur’an İle Başlanılmayan Bir Toplumun Kitabı Sahipsiz Kalacaktır
FURKAN YILMAZ ALTINÖZ
DİYANET CAMİ VE CEMAAT
DİYANET CAMİ VE CEMAAT
89 bin 817 camii ve 128 bin 469 kadrolu ve sözleşmeli personeli olan bir kurum Diyanet. 1-7 Ekim tarihleri arasında Din Görevlileri ve Camiler Haftası olarak etkinlikler düzenlendi. Toplum bu haftanın farkında mıydı? Evet, cevabını vermek, çok güç.
Din görevlileri ve Camiler haftası geldi ve geçti. Mevlid-i Nebi’ de. Haftanın Cuma namazı hutbesi bu konuyla ilgiliydi. Hutbenin bir kısmı şöyleydi “Rabbimiz el-Câmi’ ismiyle bütün mahlûkatı rahmeti ve merhametiyle nasıl kuşatıyorsa, camilerimiz de ırkı, dili, rengi ve cinsiyeti ne olursa olsun bütün Müslümanları bağrına basıyor. Din görevlileri olarak bizler de başta camilerimiz ve Kur’an kurslarımız olmak üzere aile ve dini rehberlik bürolarımız, gençlik merkezlerimiz gibi pek çok alanda insanımıza hizmet sunuyoruz. Hastanelerden KYK yurtlarına, engelli kardeşlerimizden bağımlılara, okullardan işyerlerine kadar pek çok yerde İslam’ın rahmet yüklü mesajlarını kardeşlerimize ulaştırmanın gayretindeyiz. Kadın, erkek, çocuk, genç ve yaşlı herkesin okuyabileceği, dinimizi, değerlerimizi, tarihimizi ve kültürümüzü öğrenebileceği kitaplar ve dergiler yayınlamaktayız. Dijital mecralar, Diyanet TV ve Diyanet Radyolarımız aracılığıyla din-i mübin-i İslam’ı aziz milletimize ve tüm insanlığa anlatmanın çabası içindeyiz. Her yaştan ve her meslekten insanımıza yüce kitabımız Kur’an’ı öğretmeyi asli görev telakki ediyoruz. Dinimizi istismar etmeye, değerlerimizi yozlaştırmaya, aile yapımıza zarar vermeye çalışanlara karşı bilgiyle ve hikmetle mücadele etmenin gayreti içindeyiz.” Diyanet kendisini böyle tanımlıyor. Ama:
Türkiye’de sığınmacı karşıtlığı yükselişte. Mülteci karşıtlığı son yıllarda özellikle X’te (yani Twitter’da) de revaçta. Giderek artmakta ve milli güvenlik boyutunu almaktadır.
Boşanan çiftlerin sayısı 2021 yılında 175 bin 779 iken 2022 yılında 180 bin 954 oldu. Bin nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden kaba boşanma hızı 2022 yılında binde 2,13 olarak gerçekleşti. Ayrıca cinsiyet değiştirmek için sıra bekleyenler artıyor.
Türkiye genelinde vesikalı ya da gizli çalışan hayat kadınlarının sayısının 100 bine yaklaştığı kaydedilen raporda, Türkiye’nin kadın nüfusunun 35 milyon civarında olduğu hesaba katıldığında, her 350 kadından birinin fuhuş batağının eşiğinde olduğu belirtiliyor. Üç büyük ilde, yaklaşık 30 bin kadın genelevde çalışmak amacıyla vesika bekliyor.
Konya'da yapılan bir araştırmaya göre gençlerin yüzde 7'den fazlası deist, ateist veya agnostik. Çalışmaya göre ayrıca gençlerin sadece yüzde 70'i hiç şüphe etmeden inanıyor. Şirk ve tevhid, ahlak ve adalet gençlerin gündeminde yer almıyor.
Kur'an-ı Kerim okuyanların oranı ülkemizde yüzde 41. Nüfusun yüzde 59'u hala Kur'an-ı Kerim okumasını bilmiyor.
Türkiye’de yüzde 41’lik bir kesimin Kur’an-ı Kerim okumasını bilmesine rağmen Kur’an-ı anlayarak okuyanlar sadece yüzde 5 oranında.
50’ye yakın Tv. Kanalı izleme oranında Diyanet TV. İzlenme oranı: 0.06 oranla son sıralarda.
İlk sıralarda, tercih ve takip edilen yayın evleri arasında Diyanet ve TDV. Yayınları yer almıyor.
Türkiye’de düzenli namaz kılanların oranı 26 ilde 2 bin kişiyle yapılan ankete göre, Nisan 2022'de "Tüm vakit namazlarını kılarım" oranı yüzde 23 iken Ağustos 2024'de bu oran yüzde 18,8'e düştüğü: Aynı ankette, 'Namaz kılmam' yanıtı 2022 yılında yüzde 41,8 olduğu görülürken, 2024 yılında yüzde 44,5 oranına yükselmiştir.
2018 - 2021 yılları arasında evlendirme işlemlerinin kolaylaştırılması ve bürokrasinin azaltılması için müftülüklere resmî nikâh kıyma yetkisi verildi. Bu dört yıl içerisinde 38 bin 53 nikâh akdi il ve ilçe müftülüklerince gerçekleştirildi. Belediyelerde ise 553 bin 202 nikâh kıyıldı.
Türkiye’de yaklaşık 10 milyon insan madde ve davranış bağımlısıdır. Cinayetlerin %60’ı, saldırıların %40’ı, tecavüzlerin %33’ü alkol ve madde kullanımı olan kişiler tarafından gerçekleştirilmektedir. Muhafazakâr olarak adlandırılan şehirlerde bile her mahallede en az bir alkol bayii var.
Diyanetin STK’larla sağlıklı iletişiminden söz etmek sanırım çok zor. Din adamı çerçevesinde dini ancak din görevlileri/adamları! Bilir. Kamuoyunda diyanetin/din adamlarının halkla ilişkisi para üzerinden olduğu gözlenmektedir. Özellikle Cuma günleri para toplanması cemaat üzerinde olumsuz intiba bırakmaktadır.
Asal Araştırma tarafından gerçekleştirilen ve 1 Ağustos 2024’te 2 bin kişinin katılımıyla yapılan ankette, Türkiye’de en güvenilen kurumlar belirlendi. Ankete göre, katılımcıların en çok güvendiği kurum %19,7 ile ordu oldu. Medya ise %0,9 ile en az güvenilen kurum olarak sıralamanın sonunda yer aldı.
Güven sıralamasında ordunun ardından %16,5 oranıyla polis ikinci sırada yer alırken, Cumhurbaşkanlığı %11,1 oranıyla en güvenilen üçüncü kurum olarak öne çıktı. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ise %10,2 güven oranıyla dördüncü sırada yer aldı.
Ankette dikkat çeken bir diğer sonuç, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın %2 ile sondan dördüncü, yargının ise %1,4 ile sondan üçüncü sırada bulunması oldu. Politikacılara güven oranı %1,0 olarak kaydedilirken, ankette “Hepsine güveniyorum” diyenlerin oranı %4,4, “Hiçbirine güvenmiyorum” diyenlerin oranı ise %18,2 olarak belirlendi.
Eğer kötülükler giderek artıyorsa, dini değerler ve algılar zayıflıyorsa, İslam’ın temel dinamikleri açıkça ihlal ediliyorsa; Cuma hutbesinde sıralanan iddiaların sorgulanması öne çıkıyor. Güçlü bir bütçesi ve insan gücü olan bir kurumun karnesi bu olmamalıdır. Belli ki eksiklikler var. Bir şeyler yanlış gidiyor. Hesap verme, sorumluluk, sevap ve günah, hesaba çekilmekten bahseden bir kurum; kendisini hesaba çekmesi; beklenir.
Biline bir gerçek ki İslam dinin talepleri ve muhatabı yalnızca Diyanet değildir. Ama öncelikle diyanet sorunların muhatabıdır. Can yakıcı sorunların üstesinden gelmek elbette toplumun sorumlulukları arasındadır. Çözümü ben Müslümanım diyen herkes olmakla birlikte; kanat önderleri, cemaat ve vakıflar da çözümün paydaşları olmak zorundadırlar. Ama hiçbir vakfın imkânı ve bütçesi Diyanet ile ölçülemez. Üstelik 15 Temmuz’la birlikte cemaat, vakıf ve derneklerin itibarsızlaştırılması: Diyaneti daha da öne çıkarmakta ve sorumlu kılmaktadır.
Henüz Yorum yok