- 18 Nisan 2021 - -YENİ- BİR ZAMANLAR KIBRIS…
- 24 Mart 2021 - HDP'nin Kapatılması Meselesi, RP & FP Kapatılması Davası ve AK Parti Kapatma Davası
- 14 Mart 2021 - Yeşilçam Gazozu (!) Hikayelerine Meydan Okumak...!!
- 07 Mart 2021 - Sadece Kadına Şiddete Değil & 8 Mart Dayatmasına da Karşıyız !!!
- 27 Şubat 2021 - Cennet Mekan Bir
- 18 Şubat 2021 - Şehitler Ayı... Boğaziçi... İskilipli Atıf Hoca !!
- 25 Ocak 2021 - Mağrur Olma Padişahım & Senden Büyük Allah Var!!
- 02 Ocak 2021 - CHP Genetik Kodlarının Gereğini Yapıyor !! Şaşırmadık...
- 18 Aralık 2020 - Eskiden ABD Bize Posta Koyabilir miydi…??? Hadi Ordan…!!
- 13 Aralık 2020 - Bir Covit-19 Macerası ve Aşı Polemiği !!
- 17 Kasım 2020 - Fikri İktidar Olamadık Ama Formula'da Gazozu Patlattık !!
- 10 Kasım 2020 - 10 Kasım Bir Kısım İnsanlarımız İçin Riyakarlık Günüdür
- 28 Ekim 2020 - Reis Gider... Kumu Kalır !!!
- 23 Ekim 2020 - Gardiyan Devlet & Garson Devlet !!
- 13 Ekim 2020 - Çorak Toprağın Çocukları ve Ateşin Çocukları…!!
- 24 Eylül 2020 - Abdurrahman DİLİPAK’ı Linç Etmek...!!
- 22 Eylül 2020 - Eylül Hüzün Ayıdır...!!
- 05 Eylül 2020 - Devletin Merhamet Elini Tutmayan & Virüsün Şamarını Yer!!
- 30 Ağustos 2020 - Virüste Ete Kemiğe Büründü...Ama Biz Hala Akıllanmadık!!
- 17 Ağustos 2020 - 17 Ağustos Depremi.. Bitmeyen Manevi Depremler !!
- 29 Temmuz 2020 - Ey Reis… (!) Sen Bizimle Dalga mı Geçiyorsun ?
- 14 Temmuz 2020 - 15 Temmuz Hürmetine
- 16 Haziran 2020 - Tabu Atatürk & Sahte İmza & Sahte Belge & Yetim Ayasofya !!
- 27 Mayıs 2020 - Menderes'i & Erbakan'ı Yalnız Bırakmak ve Arkalarından Ağlamak!!
- 18 Mayıs 2020 - Mustafa Yalçın Başkan... Terör Örgütü Üyesi Cenazesi... Ceset Yakmak!!!
- 12 Mayıs 2020 - Camikebir & Asmalı Fırın & Küncülü Pide & Tekne Orucu!!!
- 30 Nisan 2020 - Sakın Evde Kalmayın Hanımlar & Kaçın Kurtulun !!!
- 17 Nisan 2020 - www.kayserianahaber.com... Cihannüma... Bizim Hikayemiz...
- 13 Nisan 2020 - Hak Ettiğimiz İmtihan - Kül mü? & Ateş mi?
- 08 Nisan 2020 - -YENİ- 1845 İrlanda'lı Hristiyanlar & 2020 İtalyan Hristiyanlar...!!
- 24 Mart 2020 - Virüs Yaşlıları... Merhametsizlik Gençleri Öldürür !!!!
- 17 Mart 2020 - Babaannem - Elektrik - Masal ve Korona Virüse Teşekkür !!
- 09 Mart 2020 - Hakkı Teslim Etmek ve Millet Kütüphanesi
- 28 Şubat 2020 - 28 Şubat Ayazında Vatana Sevda...
- 23 Şubat 2020 - Bu Devirde Genç Olmak Çok Zor !!
- 10 Şubat 2020 - İstanbul Sözleşmesi Kadını Korurken(!) Erkeği Ezmiş Ve Aileyi Dağıtmıştır!!
- 05 Şubat 2020 - İnsan Âcizdir. – Çin Malı Korona Virüsü - Yarasa Çorbası İçmeyin !!
- 26 Ocak 2020 - Deprem - Görünmeyen Devlet - Millet Olma Şuuru !!
- 22 Ocak 2020 - Karneler Alındı-İyi Matematik Çözmek-İyi İnsan Olmak
- 14 Ocak 2020 - Tavuğun Kursağı - Avustralya Develeri- HZ.Ömer !!
- 09 Ocak 2020 - Yahya Ağa ve Arkadaşları Bize Sesleniyor!!
- 01 Ocak 2020 - Libya Nerededir? - Kanal İstanbul - Tartışmayi Bilmiyoruz !!
- 26 Aralık 2019 - Deli Erbakan (!)… Yerli Otomobilden Önce, Yerli Yürekler Lazım!
- 22 Aralık 2019 - Yılbaşı Piyangosu ve Umudu Beslemek...!!
- 11 Aralık 2019 - Nato Zirvesi - Fransa CB. Macron – Kanuni Sultan Süleyman
- 03 Aralık 2019 - Kayserispor Sen Bizim Her Şeyimiz misin?

Av.Fevzi Konaç
Yalakalık Bir Sanattır Ama (!)... Kazananlar Hakkı Söyleyenlerdir.
YALAKALIK BİR SANATTIR AMA (!)... KAZANANLAR HAKKI SÖYLEYENLERDİR.
Ülkemizde siyaseten son yaşananları tartışmalar, çıkarılan bazı yanlış kanunlar ve Cumhurbaşkanımız tarafından veto edilen kimi değişiklikler gözönüne alındığında, liderlerin en büyük handikapları da/şansları da etrafındaki insanlardır dersek, yanılmayız. Tarih okumalarında hep, ecdadımızın büyük liderlerinin yanında onları madden ve manen uyaran değerli ilim, devlet ve din adamlarının varlığını görüyoruz. Osman Gazi’nin Edebalı’sı, Orhan Gazi’nin Geyikli Babası, Fatih’in Akşemseddin’i, Yavuz’un Zembilli Ali Efendisi, Kanuni’nin Ebussuud Efendi’si bunlardan bazılarıdır. Bu güzel insanlar Sultanı hak yolunda tutmak adına, cesaretle sergiledikleri dirayetleriyle anılırlar ve arkalarından dua edilir. Yüzyıllar boyunca İslam öğretisinden hareketle bizlere de ahlak olarak hata ve kusurlarımızı gösterecek dostların ve arkadaşların varlığı için dua etmemiz öğretildi.Çünkü beşer şaşardı. Bundan korunmanın en güzel yollarından biri, bizi hatadan uzak tutacak samimi dostların varlığı idi.
Sultanların, padişahların, kralların en büyük gücü nasıl ki etrafındaki kaliteli kadrolarsa, en büyük handikapları ise bu vasıfları taşımayan niteliksiz, kalitesiz, kişiliksiz yalaka kadrolardır.Devlet idaresinde yanlış yapılabileceği, insanın kusurlu olabileceği ortada iken, buna engel olacak ve doğruya doğru, eğriye eğri diyebilecek yardımcılara ne kadar çok ihtiyaç olduğu ortadadır.
Bu nitelikteki kadrolarda bulunması gereken en önemli vasıflardan biri cesaret ve özgüvendir. Emri altında çalıştığı liderinin veya amirinin yanlışına, cesaretle müdahale edecek özgüvene sahip bir karakterdir. Eğer liderlerin ve makam sahiplerinin etrafında bu kalitede yardımcılar yoksa, risk büyüktür. “Çok Yaşa Padişahım” mantığı ile her yapılan icraatı ve ileri sürülen fikri tasdik etmekten öte bir vasfı olmayan kadrolar, liderin/idarecinin en zayıf tarafıdır. Bu tavır yalakalıktır, yalakalık aslında bir meslektir/kadrodur ve sahibini geçindirir. Tarihte bu tip devlet erkanına örnek çok isim bulabiliriz ama yakın tarihimizde eğitimin içinde ismi çokça zikredilen Hasan Ali Yücel’i, bir hatıradan dolayı sizlere aktarmak isterim.
Daha sonraları Milli Eğitim Bakanı olacak olan zamanın Maarif Müfettişi Hasan Ali Yücel ile Mustafa Kemal arasında bir gece Kayseri'de sofra sohbeti başlayınca Mustafa Kemal Hasan Ali Yücel'e:
“-Bugün lisede sizin mantık kitabınızı karıştırırken, "Matematikte Usul" diye bir bahis gördüm... demek siz riyaziyeden de anlıyorsunuz..." diye sorunca, Hasan Ali Yücel, "Biraz paşam" diye cevap vermiş...
Bunun üzerine Mustafa Kemal’in: "Peki söyleyin sıfır neye derler?" diye ikinci bir soru sorması üzerine Hasan Ali Yücel, gayet mütevazı bir şekilde:
- "Huzurunuzda bana derler Paşam!"cevabını vermiştir...
(Vakkasoğlu, Vehbi; Devrimlerin Deviremediği, Yeni Asya Yay., İstanbul/1993, s.96)
Bu cevabın sahibi bahsedildiği gibi daha sonra Milli Eğitimin yol haritasını çizmiştir. Elbette yaptığı iyi icraatları olabilir ama bu hikayede geçen şekliyle çizdiği karakter, fevkalade renksiz ve yalaka bir insan tipidir. Gazi Mustafa Kemal’in iktidarında etrafında bulunan kadroların büyük bölümünün, bu nitelikte insanlardan oluştuğu görülüyor. O dönemin hayırla anılacak hizmetleri olduğu gibi, milletimize ödetilen, büyük bedellere sebep olan zulümleri de görmezden gelemeyiz. Bu yazının konusu bu olmadığı için sadece o dönemin devlet erkanının yapısını anlatmak adına bu şahsa dikkat çekmek isterim.
Eğer bu karakterde değilde, etrafında, Devlet Başkanı Mustafa Kemal’e yanlış icraatlarında hayır diyebilecek bir kadro olabilseydi, yaşanan acı travmaların bir kısmına engel olabilirdi, diye düşünüyorum. Ben sıfır hükmündeyim diyen bir bakanın idare ettiği Milli Eğitim, nasıl bir savrulmanın makamı olmuştur yakın tarihin gerçek hikayesinde hepsi kayıtlıdır. Çünkü makamları şereflendiren o makamın sahibinin ortaya koyduğu icraatlarıdır. Ama makamları korumaktan başka alameti farikası olmayan biri için, yalakalık, makamı korumanın ve menfaati temin etmenin en kolay yoludur. Ve adam kıtlığının yaşandığı Cumhuriyet’in ilk dönemleri, devlet ideresinde bu tiplerin cirit attığı bir süreç olmuştur.
Bu hikayeden hareketle dersler çıkarmalıyız. Siyaseten bölünmenin bizleri getirdiği nokta ortada iken, hataya ve yeni tartışmalara sebep olacak yanlışlara hakkımız yoktur, diye düşünüyorum. Konumumuzu korumak için, hatalarını gördüğümüz halde yöneticimize ses çıkarmamak, en azından büyük bir vebaldir. Bu ülkede “Tek Adam” eleştirilerinin tarihimizden gelen bir zaaf olarak gündemden hiç düşmediği göz önüne alınırsa, hangi dönem olursa olsun şayet öyle ise “o tek adamın” en büyük şansı, onu hatasından alıkoyacak iradeli ve vakarlı yardımcıları ve ekibidir.
Bugün geçmişten ders alınması için hala fırsatımız vardır. Ülkemizde idari sistem tartışılırken, güçlü karaktere sahip devlet adamları değerlidir. Doğruları söyleyebilme erdemi kimi zaman bedel ödetse de kişiye, vicdani anlamda kazananlar, doğru zamanda ve zeminde, usule uygun olarak hakkı savunanlar ve hataya itiraz edenler olmuştur.
Son söz olarak bu yazının kaleme alınma amacını özetlersem; iç ve dış siyasette bu kadar risk ve karar alınırken, ülke idare edilirken Reis insandır ve hata yapabilir. Tarihte Osmanlı Sultanlarını güçlü kılan husus, onlara yol arkadaşlığı yapanların dirayeti ve cesaretidir. Tartışılan Cumhurbaşkanlığı sisteminde, dirayetli ve özgüvenli ekibi onun asıl gücüdür. O yüzden hata ihtimali görülen işlerde onu uyarmayan yol arkadaşlığında hayır yoktur. Menfaati gereği böyle davranan kim olursa olsun yalaka konumuna düşer. Bu asla unutulmamalıdır. 15/12/2109
Henüz Yorum yok