Av.Fevzi Konaç

Bir Covit-19 Macerası ve Aşı Polemiği !!

BİR COVİD-19 MACERASI VE AŞI POLEMİĞİ !!

Üç hafta önceydi. Çarşamba öğleden sonra büroda çalışırken aniden üşümeye başlamıştım. Eklemlerime giren ağrıdan dolayı o anda acaba mı? diye içimden geçti. Akşam evde olayın seyri netleşmeye başlamıştı. Ateş ve boğaz ağrısı ile eklem ağrısı birleşince müthiş bir halsizlik hali esir aldı bedenimi. Gece ağrı kesici ve antibiyotik bir kaç ilaç alarak yattım. Yatakta kaç takla attığımı hatırlamıyorum ama her uyandığımda yastığıma birileri sanki bardak bardak su dökmüşçesine bir terle başımı kaldırdım yastıktan. Sabahlar ne kadarda geç oluyormuş onu yaşadım. Sabah namazında ilk defa oturarak namaz kıldım. Öyleki, beynimin emirlerine itaat etmeyen bir bedenin isyanını hissettim bir kaç gün. Sabahlar olmuyor, akşamlar bitmiyor, geceler geçmiyor. Birkaç gün sonra yapılan testte ben ve ev halkının tamamı pozitif çıkınca virüsle yüzleşmeye başlamıştık. Biz burada, kızım ise Ankara’da yurtta aynı anda hastalandık. Hadi biz birlikte idare ettik ama kızımın yurt odasında yalnız karantinada kalması, ateşlenmesi, öksürükle mücadelesi bir ebeveyn olarak stresimizi daha da artırdı. Ne güzel söylemiş hasta yatağında cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman;

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi.

Sağlığınız yoksa dünya sizin olsa neyiniz var ki? Bir yandan başlayan karantina, verilen ilaçlar diğer yandan eve hapsolmanın garip psikolojisi. Şu hakkı teslim etmeliyim ki; kim ne derse desin benim devletim aslanlar gibi tebasına sahip çıkıyor. Yukarıda yazdığım gibi çarşamba öğle üzeri test oldum, gece 24:00 sularında benim verdiğim telefonuma ulaşamayan İl Sağlık Müdürlüğümüzün takip ekibinden bir hanım personel, eşimin telefonuna ulaşarak testimin pozitif çıktığını ve yapılacakları anlatmak için bana ulaştı. O gün sabah test sırasında verdiğim tek telefon benim numaramdı ama bana ulaşamayan takip ekibi eşimin telefonuna nasıl ulaşmıştı? hala çözmüş değilim. Evet pozitif çıkmanın stresi vardı ama devletin gece yarısı bana ulaşmasının verdiği “sahipsiz değilsin” duygusu ne kadar değerli bunu yaşayan bilir. Arayan takip ekibi sabah filyasyon ekibinin geleceğini, ilaç getireceklerini, evde olanların işlemlerini tek tek anlattı. Sabah belirtilen saatte ekip geldi ve tedavi süreci başladı. Evde bulunan herkes pozitif çıktı. Bu süreçte Aile Hekimimiz hergün aradı ve bizi takip etti. Bizim temasta bulunduğumuz kişileri tespit etmek için detaylı olarak sorgulama yaptılar. Bu hizmetleri hepimize Sağlık Müdürlüğümüz eliyle dakik olarak veren devletime bugün dua borcumuz var.

Karantina sürecinde annelerimiz, babalarımız, abim ve kardeşlerimiz adeta pervane gibi döndü etrafımızda. Hergün biri yemek ve diğeri erzak taşıdı hanemize. Arkadaşlarımız, dostlarımız, akrabalarımız ve komşularımız seferber oldular bizler için. Baba dostumuz kıymetli bir amcamız Tokat/Turhal’dan özel yaptırdığı bir sirkeyi şifaya vesile olsun diye oradan içmemiz için yolladı. Gözyaşlarımı tutamadım. Ankara’dan öğretim üyesi kıymetli bir hocamız Amerikadaki bir doçent arkadaşının virüse karşı yapılması gereken tavsiyelerini yazdı özelden dualarla. Afyon’dan bir müdür kardeşim süreçte yapılacakları tek tek sıralayarak yolladı whatsapptan. Hergün onlarca arkadaşım telefonda dualarıyla birlikte bir arzumuzun olup olmadığını sordu. Ömrüm oldukça bunları unutmam mümkün değil. Devlet bir yandan, yakınlarımız diğer taraftan öyle bir sahiplendiler ki duygulanmamak elde değil. Avrupa’da bir çok ülkede kaderine terk edilerek, yalnız bırakılarak, huzurevlerindeki personellerin kaçması nedeniyle ölüme yollanan yaşlıların hikayesinin yanında, yaşadığım sahiplilik ruh halini anlatmakta güçlük çekiyorum. Bizim devlet ve millet olarak destansı merhametimizi göstermesi adına hastalık sürecindeki bu tavır yeryüzüne örneklik teşkil edecek büyük bir değer taşıyor.

Ölüm. Bilemiyorum hangi köşede ve anda bizi bekliyor. Vesileler, hastalıklar bunun habercisi. Pandemi sürecinde her akşam maç skoru gibi önümüze gelen ölüm ve hasta sayısı bilgilerinin içinde yer almak veya şifa bulmak ihtimal dahilinde. Takdir elbette alemlerin Rabb’indedir ama belki yarın, belki yarından da yakın bir sona yürüyor hissini yaşamak elbette hüzün verici. Bu süreçte ister istemez dikkatinizi daha çok çeken ölüm haberleriyle sarsılıyorsunuz. Her gün tek tek ahirete yolcu ettiğiniz tanıdık ve dostlarınızın cenazelerinde bile bulunamamak, vedalaşamamak acı. Hüzün veren bir ruh haliyle uzaktan “iyi bilirdik” diye şehadette bulunmaktan başka elden bir şeyin gelmemesi çok hüzün verici. Allah bu salgında hayatını kaybedenlere Efendimiz AS’ın müjdesi ile şehadet lütfetsin İnşaAllah.

Şimdi karantina bitti. Hayata döndük, Allah ömür verdi yaşıyoruz. Elhamdülillah. Ama tartışmalar aşı üzerinden devam ediyor. Tereddütler, endişeler, spekülasyonlar, komplo teorileri aldı başını gidiyor. Elbette kimsenin fikrine gem vuramayız. Birçok uluslararası çekişme ve şüphe üzerinden (genetik planlaması vs. denilerek) kamplaşıldı. Keşke yerli aşımız tamamlansada bu şüphelerden kurtulsak diye dua ediyorum. Tam burada şunu ifade etmeliyim ki; hastalığı ileri derecede yaşayıp, nefes almakta zorlanan dostlarım oldu. Rahat nefes almak ne kadar değerli bir nimetmiş diyenlere şahitlik ettim. Daha bugün covidden sevdiğim bir ağabeyimizi Hakk’a uğurladık. Ölümün soğuk nefesini hissetmek elbette çok ürpertici. Gördüm ve yaşadım ki bu işin şakası yok.

Öyle veya böyle dünya büyük bir kriz yaşıyor. Devletimiz bedelsiz olarak insanını korumak için aşı bağlantısı yaptı. Bu aşamada hastalık riskini mi? varsa şayet aşının yan etkilerinin riskini mi? almak istersin diye sorulursa bana, ben idarecilerime ve devletime güvenip, aşıyı olarak aşının riskini almayı tercih edeceğim. Sağlık için vesileye sarılmanın, aşı üzerinde tartışma yapmaktan daha doğru bir tercih olduğunu düşünüyorum. Ölümlerin en yakınımızda can yaktığı bu günlerde bu tartışmaların bize zarar vermekten öte bir işe yaramayacağını düşünüyorum. Elbette kimseye zorla aşı yapılmamalı. Bu tercihlere saygı duymak devletimizin aşı getirmek kadar önem vermesi gereken diğer görevidir. Takdiri ilahi nedir bilinmez ama aşının zararı var diye olmayanlara tek bir söz kalıyor o da; kalan sağlar bizimdir.14/12/2020

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri