- 20 Kasım 2024 - KÖTÜLÜĞÜN REKLAMI
- 31 Temmuz 2024 - İÇ SESİMİZ
- 24 Aralık 2023 - YER ÜSTÜ HAZİNELERİMİZ!
- 14 Haziran 2023 - Kürt Meselesi -2-
- 01 Mayıs 2023 - Kürt Meselesi Nedir? Ne Değildir? (1)
- 20 Aralık 2022 - Kayseri’de Yaşayan Bir Bilge; Ali Biraderoğlu
- 15 Kasım 2022 - Sokak Yazıları
- 24 Mayıs 2022 - Kuzey Kıbrıs'ta Neler Oluyor ?
- 14 Nisan 2022 - Transhümanizm Yazıları -3- (Eleştiri-Özeleştiri)
- 20 Mart 2022 - Transhumanizm Yazıları -2-
- 01 Şubat 2022 - Siyasal Fitne Ateşi ve Bizim İmtihanımız
- 02 Aralık 2021 - Sanatçı Muhalifliği Üzerine
İLYAS HAN ŞAHİN
Transhümanizm Yazıları -1-
TRANSHÜMANİZM YAZILARI -1-
Transhümanizm pek çoğumuzun günlük hayatta sık duymadığımız bir alan/konu. Ve bu konu giderek daha çok kendinden bahsettirecek bir konu olacak. Sık sık gündeme gelecek. Şimdilik teknik bir değişimin öncülü olarak değerlendirilse de ilerde tüm hayatımızı etkileyecek bir derin konudan bahsediyoruz. Bu sebeple bir yazı dizisi olarak sizlere sunmaya çalışacağım. Bu yazıların ilki gelecek tasavvurumuzda Transhümanizmin müspet sonuçları olacak. Yani ilk yazımızın içeriği syborg insan, Yapay zeka, endüstri 4.0 ve İnsan 2.0, tekillik gibi alanlardan elde edilen bilgiler doğrultusunda sizlere sunacağım. Bu konu sadece entelektüel bir konu değil, çok daha önemli ve sonuçları itibariyle tehlikeli ve devrimsel değişikliklere sebep olacak bir alandır. Uzatmadan konumuzun ilk maddesine geçelim. Geleceğin dünyasındaki olumlu teknolojik değişim ve gelişimleri daha derinden analiz edeceğiz. Ama önce teknolojinin gelecekteki olumlu sonuçlarına bakalım;
Geleceğin tarihi mi olurmuş demeyin. Asıl tarih gelecekte! Ya da asıl Gelecek! Tarihte. Her gün ilerleme kaydeden bir teknolojik aşamayı yaşıyoruz. Tarih bilen birisi olarak şu şekilde anlatayım. 20. Yüzyıla gelene kadar herhangi bir yüzyıl diliminde yaşasaydınız gelişim, değişim, teknoloji gibi kavramları zaten çok duymayacaktınız. Sizi heyecanlandıran bir teknik gelişmeyi icadından ya da keşfinden muhtemelen aylar hatta yıllar sonra duyabilirdiniz ya da asla hiç duymadan rutin hayatınızı yaşar ve tamamlardınız. Çünkü muhtemelen bir tarım toplumu mensubu olacaktınız. Tarım ve hayvancılık yaparak geçiminizi sağlayacak eğer hasta olursanız muhtemelen köyünüzde/kasabanızda bu işi yapmakla ünlenmiş ama uzmanlığı tartışmalı kişilerden yardım alacaktınız. Doğru yada yanlış tedavi ile hayatınızın kalitesi olumlu yada olumsuz bir şekilde değişecekti. Bunun dışında hayatınızı kolaylaştıran şeyler el yapımı basit araç gereçlerden ibaret olacaktı. Tüm bunlar gayet öngörülebilir durumlar. Ama sanki 20. Yüzyılda bir şey oldu. Bir sihirli el bu zaman dilimine dokunarak neredeyse her şeyi kökten değiştirdi. Üretim şekilleri, yaşam şekiller sosyal ve kültürel değerler gibi pek çok şey adeta bir değişim fırtınasına maruz kalarak/savrularak değişime ce gelişime sahne olmuştur yaşlı dünyamız. Düşünün insanın yeryüzünde ilk adımından 20. yy a gelene dek yaşanan tüm icad ve keşifleri toplasanız 20. Yüzyıl icad ve keşiflerinin çeyreğinin çeyreğine asla yaklaşamazsınız. Bu durum sanayi devrimiyle beraber ivme kazanmış toplumların tüm hayatını değiştirmiştir. Üretim ve tüketim alışkanlıklarını kökten değiştirmekle kalmamış iletişim gibi bir alanda adeta dünyayı bambaşka bir boyuta taşımıştır. Bu değişime bağlı ideolojik tutumlarda kitleleri peşinden sürüklemiş dünya iki büyük savaş ile milyonlarca insanın ölümüne sahne olmuştur.
Dünyamızın savaşsız geçen zaman dilimi iki yüz yılı geçmemiştir. Günümüzde ise artık toprak genişletme çabası bitmiştir. Dünya global bir köy olarak anılıyor. Ve insanlar arası iletişim ve etkileşim her geçen gün yeni ara yüzlerle çeşitleniyor. Sınırlar haritalarda kalmıştır. Birkaç ülke dışında artık tüm dünyada en sıradan bir haberi bile birkaç saat içerisinde öğrenebilmek mümkündür. Ben öncelikle şunu iddia ediyorum. Hayatımızı bu denli etkileyen en önemli gelişim alanı iletişimdir. İletişim günümüzde baş döndürücü bir hızla ilerlerken buna bağlı yan sektörleri de peşinden gelişmeye ve değişmeye sürüklemiştir. Soğuk savaş döneminde başlayan uzay yarışlarında insanlar gezegenimize sadece tepeden bakmak için bu kadar uğraşmadılar. Dünyanın dışına çıkıldığında bunu ranta /ürüne/ rakiplerini domine etmeye dönüştürme amacı kısa zamanda başarılı olmuştur. Günümüzde google, facebook, instagram, amazon, neuralig vs. gibi süper sermayeli şirketler hummalı bir çalışma içerisindeler. Temelde iletişim ve tedarik alanında faaliyetlerde bulunan bu şirketlerden artık yeni yeni sesler duyuyoruz. Yüksek sesle dile getirdikleri teknoloji içerikli çalışmaların ana düzlemi artık “hümanizm” eksenine kaymış durumda. İnsan odaklı, insana odaklanmış çalışmalar. Zaten gelişmiş devletlerin de bu çalışmaları devlet destekli götürdüklerini biliyoruz. Ama özel sektörün bu konuya el atması çalışmaları hızlandırmış durumda. Peki ne yapıyorlar. Stresin gelişmede en önemli itici güç olduğu zamanımızda bu süper global stresin amacının ne olduğuna dair iki türlü değerlendirme yapmak mümkün. 1. Değerlendirme bu şirketlerin kamu ile paylaştıkları kadar bildiğimiz bilgiler üzerine. Yani son derece insancıl ve insana “faydalı” yapılan çalışmalar. Geçtiğimiz aylarda dünya çapında popüler iş adamı Elon Musk kurduğu şirket ile artık doğuştan ya da sonradan oluşan kazalar ile kullanılamayan bazı organların beyin ve sinir fonksiyonlarını harekete geçirerek kullanılabilir hale getireceklerini, olmayan bozuk olan bazı organlarında üretimini gerçekleştireceklerini kamuya açıkladı. Beyni anlamak ve beyinsel fonksiyonları algoritmik alana taşımak için de çalışmaların devam ettiğini belirtti. Benzer çalışmalar 2025’de dünyada yapay zekâ alanında dünya lideri olacağını açıklayan Çin’den de geliyor. Pek çok devlet ve özel kuruluş da benzer konularda çalışmalarına devam ediyorlar..Yine ABD de bilim adamları 2030 yılında insan beynini internet üzerine aktarmayı düşündüklerini iddia ediyorlar. 3D yazıcıları ile yapay insan derisi elde ettiler. 3D yazıcılarla bazı yapay organları üretmeyi başardılar. Beynin belirli alanlarına “cip” bağlayarak vücut davranışlarını anlamaya çalışıyorlar. Pek çok sağlık sorununu tekno algoritmik sistemlerle yok etmeyi planlıyorlar.Süper sağlıklı insan vaatleri her gün ekranlarda teknoloji haberlerinde büyük puntolarla veriliyor. Heyecanlanıyoruz. Geleceğe dair, özellikle çocuklarımızın geleceğine dair ümitlerimizi besliyorlar. Organ yetersizlikleri, organ eksiklikleri ve organların işleyişini bozan “hastalıkları” alt ederek zeki ve sağlıklı “insan” hedeflerine yaklaştıklarını dünya kamuoyuna deklare ediyorlar. Hatta ABD’de 1970’lerde kurulan ölümcül hastalıklar sebebiyle bedenleri dondurularak gelecekte gelişmiş tıbbi teknolojiler ile yeniden hayata döneceklerini düşünen binlerce müşterisi olan şirketlerden bahsetmek mümkün. “Bilinç” şuan içinden çıkamadıkları çözemedikleri, transfer edemedikleri bir konu olsa da yapay zekâ öğrenmesi ile bu sorunu da aşmayı hedefliyorlar. Zira görülebilen sinirler, sinir uçları, DNA VE RNA yapısalları üzerinde çeşitli müdahale alanları oluşturmuş durumdalar. Crispr-Cas9 adıyla bilinen "genetik makaslar" yaşayan hücrelerdeki DNA'larda belirli ve hassas değişiklikler yapmaya izin veriyor. Ve bu buluşun sahipleri 2020 Nobel Kimya ödülünü aldılar. Yani çok hassas bir gelişmenin arifesindeyiz. Elbette şimdilik karınca adımları ile ilerliyorlar. (Ya da biz öyle biliyoruz) Gördüğünüz gibi 1. Değerlendirmemiz gayet olumlu. Çünkü insan sağlığı gibi kitlelerin ilgisini çekecek, sempatisini kazanacak bir alanda olumlu gelişmelerden bahsediyorlar.
Şimdilik geleceğin teknolojisi ile şekillenen dünyada ne gibi olumlu gelişmelerin olacağını özetledik. Pek çok alanda pek çok gelişmelerin olacağı açık ama biz birkaç numuneden yola çıkarak derdimizi anlatmaya çalıştık. Gelecek yazımız bu gelişmelerin olumsuz tarafları nelerdir, ne gibi olumsuz sonuçlar doğuracaktır, bu konudan bahsedeceğiz.
Selam ile…
3 Yorum
Mehmet"20F
31 Aralık 2021Nihat DOĞAN
02 Ocak 2022Ameer
05 Nisan 2022