- 20 Kasım 2024 - KÖTÜLÜĞÜN REKLAMI
- 31 Temmuz 2024 - İÇ SESİMİZ
- 24 Aralık 2023 - YER ÜSTÜ HAZİNELERİMİZ!
- 14 Haziran 2023 - Kürt Meselesi -2-
- 01 Mayıs 2023 - Kürt Meselesi Nedir? Ne Değildir? (1)
- 20 Aralık 2022 - Kayseri’de Yaşayan Bir Bilge; Ali Biraderoğlu
- 15 Kasım 2022 - Sokak Yazıları
- 24 Mayıs 2022 - Kuzey Kıbrıs'ta Neler Oluyor ?
- 14 Nisan 2022 - Transhümanizm Yazıları -3- (Eleştiri-Özeleştiri)
- 01 Şubat 2022 - Siyasal Fitne Ateşi ve Bizim İmtihanımız
- 31 Aralık 2021 - Transhümanizm Yazıları -1-
- 02 Aralık 2021 - Sanatçı Muhalifliği Üzerine
İLYAS HAN ŞAHİN
Transhumanizm Yazıları -2-
TRANSHUMANİZM YAZILARI 2-
Bilindiği üzere ilk yazımızda gelecek ile alakalı yapılan çalışmalar üzerinde durduk. Müspet açıdan yaptığımız değerlendirmenin kısaca özeti özellikle sağlık ve iletişim alanında güzel bir takım gelişmelere dünyamızın sahne olacağıydı Bu yazımız üzerine aldığım geri dönüşler beni mutlu etti. İnsanların gelecek ile ilgili yaptığımız tahminleri çeşitli katmanlarda okuduklarını gördük. Yazımıza geri dönüşler bizleri daha da cesaretlendirdi açıkçası.
Transhümanizm insan 2.0. Yani insanın yeni bir versiyonu peşinde. İnsanoğlunun dünyadaki serüveni açısından baktığımızda bambaşka bir değişimin ve dönüşümün eşiğinde olduğumuz hatta ilk eşiği geçtiğimizi söylemek mümkün. Dünyada transhumanizm çok sessiz olmayan bir şekilde ilerlemekte. Bu ilerlemenin elbette öngörülen bir sonucu yok. Sonuç da beklenmemekte. İlerlemenin sınırı da olmaz. Dünyada ülkeler bazında gösterilen performansa kısaca bakacak olursak. ABD, Çin, Rusya, Avrupa, Hindistan ve Japonya açık ara ilerdeler. Hatta Çin 2025 de yapay zeka konusunda dünyada liderliği ele geçireceğini deklare etti. ABD 2030’da Orduda ciddi anlamda yapay zeka donanımlı ve insan formunda olmayan silahlarla ordusunu güçlendirmeyi planlamaktadır. Robot böcekler, robot hayvanlar gibi organik görünümlü makinalar kullanacaklar. Rusya bizzat devlet başkanının emriyle yapay zeka formunda ilerlemeyi hedef seçmiş durumda ve dünya ile bu gelişmeleri pek de paylaşmak istemiyor. Ancak biz olayın sadece askeri gücü ilgilendirmediğini daha büyük bir boyutta değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Zira bu alanda hem yatırım sahibi olan hem de teknolojiye hükmeden önemli isimlerin açıklamaları bizleri bu düşünceye sevk ediyor. İnsanın dünyaya eksik donanım ile gönderildiğini ve bu eksikliği teknoloji ile kapatacaklarını söylüyorlar. Yine ölümün asında teknik bir arıza olduğu zamanla bu arızayı teknoloji ile tamir edeceklerini söylüyorlar. İnsanı zayıf düşüren hastalıkların zamanla yok edilmesi ve kas gücü ile zeka gücü bakımından “mükemmel” insanlar üretmeyi(!) planlıyorlar. Belki bunun için çalışmalara başlamışlardır bile. Çin bu konuda en cesur! ülkelerden. Genetiği ile oynanmış bebekler konusunda dünya, Çin’de mahkum edilen doktorları konuştu bir süre. Sonra unuttuk elbette. Şimdi ne yapıyorlar, nasıl bir çalışmaları var kimse bilmiyor. Teknolojik donanım ile beraber işsiz kalacak binlerce kitlenin de nasıl istihdam edileceği ayrı bir sorun. Aslında dert birazda insanlığın nüfusunu azaltmak. Bunu savaşla, tıbbi ya da kimyasal yollarla değil de daha gönüllü bir mekanizma kurmak istiyorlar. Yani insan neslini kendi isteğiyle sınırlasın en hümanist duygularla bunu destekliyorlar. Nasıl mı? LGBT denilen yapıları fonlayarak. Sürekli onları ve mensuplarını gündemde tutarak ve reklam ederek. Aceleleri yok. Yavaş olması daha plana uygun sanki. Cinsiyetsizleştirme ile toplumların dejenere bir yola girecekleri bilinse de teknolojik gelişmeler ile buna çare bulacaklarına eminler. Evet LGBT gibi sapık yapılanmaları fonlayanlar aslında dünyada transhumanizmin şampiyonlarıdır. Robotları bile cinsiyetsiz hale getirerek bu kavramı zihinlerde iğde etmeye çalışıyorlar. Normalleştirmeye çalışıyorlar. Cinsiyet değiştiren ünlü! Kimselerin haberleri manşetten veriliyor. LGBT mensubu olan ünlülerin haberlerini hep manşetten veriyorlar ve en özendirici cümleleri özenle kullanıyorlar. Cinsiyet kavramını iğdiş ederek anormal olanı zihinlerde normalleştiriyorlar. Zaten ahlak ilerlemenin karşısında duran bir engel iken şimdilerde ahlaksızlık moda haline getirilerek gündem yapılarak reklam ve ünlü olma aracı haline getirilmiş durumda. Ve her gün gözümüzün içine sokularak yapılan haberler arasındadır bunlar.
Bu gelişmişlik ve konfor insanların inanç dünyasını nasıl etkiler? Manevi açıdan zaten var olan bu kıtlık teknolojinin ilerlemesi ile ne yöne evrilecek? İnsanlar kapitalizmin pençesi altında zaten uzun zamandır ruhsuz ve mutsuzken bu yapay mutluluk ne kadar sürecek ? Her şeyin tekno-konfor olarak sunulduğu bir yaşam şeklinde sürekli maddi ihtiyaçlarını gideren insanoğlunun manevi imdadına kim ya da ne koşacak? Zira insanın iki boyundan sadece birisidir maddi boyutu. Aslında yeni düşünce insana manevi bir boyutunun olmadığını uzun zamandır fısıldamakta gizli gizli. Ama artık bu düşünce daha sesli ve aleni bir şekilde dile getiriliyor. Artık dinlerin işlevlerinin yitirdiğini savunuyorlar. Dinlerin küresel yapı içerisinde birbirlerinden etkilenerek birbirlerini etkilediklerini savunuyorlar. Ve artık geçmişin tozlu sayfalarından kopup gelen semavi dinlerin yerini silikon vadisinde tekno-din alacaktır. Çünkü teknoloji ile din birbirini ancak bu şekilde tamamlar. Çünkü İnsan manevi boşluğunu ahlaki erdemlerini ve ölüm korkusunu “din” olgusu olmadan dolduramaz. O zaman ne ateizm ne de deizm geleceğin reçetesindedir. Gelecekte tekno-din anlayışı merkezi silikon vadisi olmak üzere kendini kabul ettirecektir. Ve gelecek transhumanizmin yolunu açacağı Extropianism ile tanışacağız. Bu Üstün varlık- Üstün insan olarak tanımlanan ve teknolojik destekle insansı özellikleri bir araya getirilerek oluşan mükemmel! insan/varlık. Extropianizm ile ilgili ayrıca bir yazı dizimiz daha olacaktır.
Ne yaparsanız yapın insanı insan yapan değerlerin başında insanın manevi değerleri de gelmektedir. O zaman bu değerlere savaş açmak yerine yavaş yavaş içten içe yıkarak yok ederek ama yerine hep daha teknik değerler getirerek tabiri caiz ise çaktırmadan ilerlemek. İşte Transhumanizm hareketinin yöntemi budur. Asla açıkça savaşmayacaktır. Asla açıkça inkar etmeyecektir. Çünkü tepki gösterecek olanlar nihayetinde müşterileridir. Onları korkutmak istemeyecektir. En hümanist yüzünü göstererek en acı darbeleri bu yüz ile vuracaktır. Yazımıza devam edeceğiz inşallah.
Selam ve dua ile…
3 Yorum
AHMET KIRANATLI
21 Mart 2022Mehmet Bal
21 Mart 2022Mahir
22 Mart 2022