- 20 Kasım 2024 - KÖTÜLÜĞÜN REKLAMI
- 31 Temmuz 2024 - İÇ SESİMİZ
- 24 Aralık 2023 - YER ÜSTÜ HAZİNELERİMİZ!
- 14 Haziran 2023 - Kürt Meselesi -2-
- 01 Mayıs 2023 - Kürt Meselesi Nedir? Ne Değildir? (1)
- 20 Aralık 2022 - Kayseri’de Yaşayan Bir Bilge; Ali Biraderoğlu
- 15 Kasım 2022 - Sokak Yazıları
- 24 Mayıs 2022 - Kuzey Kıbrıs'ta Neler Oluyor ?
- 14 Nisan 2022 - Transhümanizm Yazıları -3- (Eleştiri-Özeleştiri)
- 20 Mart 2022 - Transhumanizm Yazıları -2-
- 31 Aralık 2021 - Transhümanizm Yazıları -1-
- 02 Aralık 2021 - Sanatçı Muhalifliği Üzerine
İLYAS HAN ŞAHİN
Siyasal Fitne Ateşi ve Bizim İmtihanımız
Siyasal Fitne Ateşi ve Bizim İmtihanımız
Türk basınında sıkça rastladığımız bu bayat numara ile pek çok kişiye istediğini istediği gibi söyletebildiler. Daha sonra yalan olduğu ortaya çıksa bile kimin umurunda.. Zamanımızda bir propaganda şekli var. Yalan söyle.. Büyük yalan söyle.. Ve yalanı yay. Herkese bu yalanı duyur. Sosyal medya gibi bir bilgi çöplüğünde artık debelenip dursunlar. Nelere mal olduğu, ne anlama geldiği ya da hak ihlali olup olmadığına bakmadan her taraftan bu kirli tezgâh uygulanmakta. Herhangi bir ahlaki değer gözetmeden, hakka gireriz ya da günah işleriz bağlamında bile düşünmeden pek çok kesim bu yanlış uygulamayı bilerek ya da bilmeden takip ediyor. Artık yalan o kadar yaygın hale geliyor ki yalan olmaktan çıkarak “bilgi” haline geliyor. Kirli bilgi elden ele, kulaktan kulağa dolaşarak zihinleri ve zehirliyor.
Bu anlattıklarım doğrultusunda son zamanlarda gördüğüm ve şehrimiz adına üzüldüğüm bir konuyu gündem yapmak istiyorum. Belirli gazetelerde ısıtılıp ısıtılıp gündeme getirilen bir polemik konusu var. Önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı,Yerel Yönetimler Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şükrü Karatepe’nin kitap tanıtımı resmi ve kitaptan bazı alıntılar ile Mehmet Özhaseki’ye tepki gösterdiği, şehre belirli alanlarda zararlar verildiği gibi suçlamalar varmış gibi servis ediliyor. Şehre yapılan yatırımların da eleştirildiği açıklamanın nerede nasıl hangi platformda yapıldığı bilgisi yok. Sadece iki eski başkanın resimleri var. 2018 de piyasaya çıkan kitabın şimdilerde bu meyanda gündeme gelmesi ve bu durumu gündeme getirenlere bakınca bu işte bir yeniği var demeden edemiyor insan. Öyle ya 2018 de çıkmış bir kitap, yanına iki eski başkanın resimlerini de koyarsanız, istediğiniz cümleyi istediğiniz kişiye söyletebilirsiniz. Nitekim, birkaç ulusal ve yerel basında bu paylaşımları muhataplarına sorma gereği duymadan “haber(!)” yapmış.
Öncelikle bu açıklama nerede yapılmış. Hangi toplantı da ya da platformda yapılmış. Ya da bir basın açıklaması mı bu? Cevap ne bir toplantıda ne de bir başka platformda dile getirilmemiş. Bir basın açıklaması da değil. Bir gazeteye demeç mi verilmiş? O da değil…
Peki nedir bu haberlerin kaynağı. Kaynak filan yok. Resim paylaşılmış. Yani okudukları yazıdan kendilerine göre çıkardıkları anlamı “haber” yapmışlar.. Yani herkes ne anladıysa onun haberini yapmış. Haber yapmanın ulusal ve evrensel kurallarını kim takar ki. Haber nedir? Yorum nedir?
İyi niyetle yapılamadığı belli olan bu haberin tam bir “fitne” haberi olduğu o kadar açık ki.. Taraflardan her hangi birinin bir diğeri aleyhine bir sözü yada iması yokken bu kadar keskin ve net açıklamaların kamuya duyurulması hukuki açıdan da insani açıdan da problemlidir. Sürekli göz önünde bulunan ve her söyledikleri televizyon ve gazetelerde gündem olabilecek iki şahsiyetin birbirine düşürülmek istendiği çok açık. Buna fitne diyoruz işte. Fitne bir ateş gibi tehlikelidir. En çok da ateşi yakanların yandığı bir insani ve toplumsal sorundur. Haberi veren gazetelerin internet sayfalarında dikkat çeken başlıklar ile vermeleri bir fitne olgusudur. Siyasal arenada yalan haberle, fitne çıkarmak hem güvenilirliği zedeleyen hem de itibar suikastı yapan bu mihrakların “doğru” bir amacı olmadığı ortadadır. Sosyal medyada dillere düşürdükleri fitne haberleri dönüp dolaşıp kendilerini bulacaktır muhakkak. Taraflardan herhangi birisini telefonla arayıp haberi teyit ettirmek yerine resimleri kullanarak kes kopyala yapıştır haberleri yapmak asla insani bir hareket değildir. Kitapta yazanlardan anlam çıkararak sübjektif değerlendirmeler yapmak ve bunu haber gibi lanse etmek ahlaki bir tutum değildir. Bu haberler yukarda da belirttiğim gibi yalanın ortaya atılması ve dillerden dile dolaştırarak yalan bile olsa algı oluşturmaya hizmet eder. Haber olmak, gündem olmak amacıyla bu tür yalan haberlere tenezzül edenler “yalancı” çobanlar olarak değersizleşeceklerdir.
Bize düşen fitne amacı taşıdığını bildiğimiz bu tür yaygaralara inanmamak, vicdan ve akıl süzgecinden geçirerek bunlara pirim vermemektir. Yalana rağbet edersek fitneye özne haline geliriz. Olmayan sorunu varmış gibi gösteren gazeteler ve sosyal medya mecraları aynı zamanda insanlık imtihanımızdır. Bilgiyi kirletenler gün gelir kirlettikleri bilgiye muhtaç olurlar. Yalanı yaymak, fitne ateşini körüklemek Televole haberciliği yaparak haksız kazanç sağlamak toplumsal değerlerimizi çürütür.
Henüz Yorum yok