- 20 Kasım 2024 - KÖTÜLÜĞÜN REKLAMI
- 31 Temmuz 2024 - İÇ SESİMİZ
- 24 Aralık 2023 - YER ÜSTÜ HAZİNELERİMİZ!
- 14 Haziran 2023 - Kürt Meselesi -2-
- 20 Aralık 2022 - Kayseri’de Yaşayan Bir Bilge; Ali Biraderoğlu
- 15 Kasım 2022 - Sokak Yazıları
- 24 Mayıs 2022 - Kuzey Kıbrıs'ta Neler Oluyor ?
- 14 Nisan 2022 - Transhümanizm Yazıları -3- (Eleştiri-Özeleştiri)
- 20 Mart 2022 - Transhumanizm Yazıları -2-
- 01 Şubat 2022 - Siyasal Fitne Ateşi ve Bizim İmtihanımız
- 31 Aralık 2021 - Transhümanizm Yazıları -1-
- 02 Aralık 2021 - Sanatçı Muhalifliği Üzerine
İLYAS HAN ŞAHİN
Kürt Meselesi Nedir? Ne Değildir? (1)
KÜRT MESELESİ NEDİR? NE DEĞİLDİR? (1)
Seçim sathı mahallinde en sık kullanılan ifadelerden birisi de Kürt Meselesidir. Ülkemizin 40 seneyi aşkındır cedelleştiği Doğu ve Güney doğu Anadolu bölgesinde pkk isimli ayrılıkçı kominist-marksist-leninsit ideolojiye sahip terör örgütü gündemden düşmüyor. Son yıllarda doğuda kendine malzeme bulamayan ve çevre ülkelerdeki sempatizanlarını devşiren bu örgüt silahlı eylemleri ile 60 bine yakın insanımızı şehit etti. Öncelikle şunu ifade edeyim, ben Muş ve Mardin Kızıltepe de ve bir müddet de Bingöl’de kalmış yada görev yapmış yani bizzat bölgede gözlemleri olan birisi olarak yazıyorum. Yazdıklarım okuduklarım yada duyduklarım değildir. Yazdıklarım bizzat müşahedelerimdir. pkk ve sempatizanları tarafından fiziksel ve psikolojik şiddet görmüş bir kardeşiniz olarak yazıyorum. Tehdit edilmiş, takip edilmiş ve mobbing uygulanmış bir kardeşiniz olarak yazıyorum. Öncelikle bölgedeki Kürt kardeşlerim dindar ve vatanperver insanlardır. Aylarca haftalarca evlerinde beni misafir etmiş ekmeğini benimle paylaşmış inançlı sağlam karakterli pek çok Kürt kardeşim pkk dan zaten nefret ediyordu. Peki neydi bu lanet örgütü memleketimizin başına bela eden sebepler? Sebepleri bildiğimizce sayalım.
Elbette bölgenin ekonomik açıdan geri kalmışlığı ve sanayi yatırımlarından hak ettiği payı alamaması bölgede çeşitli sorunlara sebep oluyordu. Devletin daha çok batı orijinli yatırımları elbette doğu bölgelerinde halkı çok da memnun etmemişti.
12Eylül 1980 darbesi ile özellikle Diyarbakır ceza evinde yapılan insanlık dışı işkenceler.
Yurt dışı kaynaklı istihbarat örgütlerinin bölgedeki illegal faaliyetleri.
2000 yılı ve öncesinde bölgede görev yapan ve ayrımcı davranan kamu ve askeri görevliler.
Anadillerini konuşmalarının 1960 sonrasında yasaklanması. 80 ve 90’larda bölge minibüslerinin her 3 km de bir askerce durdurulup kimlik kontrolü yapılarak vatandaşın sürekli rahatsız edilmesi vs. gibi sebepler bölgede özellikle 2000 yılı öncesinde büyük sıkıntı oluşturmaktaydı. Bölgede 1990 ve devamında artan terör faaliyetleri ve yatırım yapmak isteyenlerin sürekli tehdit edilmesi elbette bölgeye yatırım yapmak isteyen iş adamlarını bu düşüncelerinden vazgeçirmeye yetiyordu. Kırsal alanların bir türlü istenilen gelişmişliğe ulaşamaması ve yaşanan terör bölgeden göçe de sebep oluyordu.
Buraya kadar verilen bilgiler az ya da çok malumunuzdur. O günlerde neredeyse her gün bir şehit haberi alıyordu milletimiz. Teröre lanet edilirken terörün sebepleri ve menbaının kurutulması yerine günü geçiştiren askeri tedbirler daha da acımazsızca alınmaktaydı. Ve 90’ların Türkiye’sinde olağanüstü hal ilan edilmiş şehirler askeri tedbirler ile yönetilen bir sivil bürokrasi hakim idi ülkede.
Ne olduysa 2002’den sonra oldu. Pkk denilen terör örgütü güçlü bir iktidar karşısında giderek gücünü yitirirken siyasallaşma sürecine girmek isteyen terör kanadı sesini daha güçlü bir şekilde çıkarmaya başladı. Avrupa’nın da desteğini arkasına alan terör örgütü daha güçlü bağırmaya başladı. Çünkü Avrupa ve ABD Türkiye’de ki çok güçlü bir iktidar karşısında pkk kozunu oynamaya başladı. Türkiye’ye yapılan en güçlü suçlama Kürt meselesi temelli oluyordu. Ve devlet gerek Avrupa gerekse ABD’nin Kürt sorununa yaklaşım tarzını temelden çürütecek bir hamle yaptı. Açılım süreci ülkemizi sürekli köşeye sıkıştıran dış mihraklara önemli bir mesaj olmuştur. Açılım sürecinde ülkemiz içerideki pek çok muhalefete rağmen bir adım attı. Pkk terör örgütü siyasallaştığında gücünü yitireceğini anlamış ve süreç devam ederken iki polisimizi şehit ederek tüm çabaları boşa çıkarmıştır. Çözüm sürecini bu şekilde sabote ederek süreç içerisinde depoladıkları silah ve patlayıcı maddelere güvenerek yeniden devletimiz ile mücadeleye girişmiştir. Yaşanan tüm bu olaylar ABD ve Avrupa nezdinde pkk’nın barışa yanaşmayacağının anlaşılmasına sebep olmuş ve sürekli ülkemize yaptıkları eleştirilerde hükümetimizin ne kadar haklı olduğunu görmüşlerdir. Çünkü pkk’nın hedefi barış hiçbir zaman olmamıştır. Hükümetimiz yıllarca bunu söylese de inanmayan Batıya karşı pkk bizzat kendisi hükümetimizin söyleminin doğruluğunu ortaya çıkarmıştır. Pkk artık Kürtlere özgürlük gibi kendilerinin bile inanmayıp dalga geçtiği söylemlerinden vaz geçerek uluslararası ihale alan bir terör örgütü haline gelmiştir. Ülkemize karşı kullanılan bir maşa örgüt haline gelmiştir. İdeolojisinin demodeliği, dağlardaki sapıklığı ve lider kadrosundaki kokuşmuş mücadele teknikleri su yüzüne çıkmaya başlamıştır. Bölge halkını tehdit ederek, esnafın dükkânını yakarak, çocukları dağa kaçırarak uyguladığı terör kısa sürede Kürtler üzerinde de nefrete sebep olmuştur. Çünkü bölge halkı pkkya rağmen dindardır. Ve İslami hassasiyetlerine saygı duyan, İslami değerleri yaşayan yöneticilerin doğu ve Güney doğu Anadolu’da giderek artması halkın devlete bakışını da değiştirmiş ve sempati duymaya başlamışlardır. Halk ile iç içe vali ve kaymakamlar, halk ile beraber yürüyen ordu mensupları halkın derdini dinleyen ve çözüme kavuşturan hükümet pkk’nın bölgedeki tüm aktifliğine darbe vurmuştur. Çünkü devletimiz artık bölgeye yatırımları hızlandırmış yol, su hastane okul gibi ihtiyaçlarını hızlı bir şekilde çözümlemiştir. En uzak mezraya bile öğretmen atanmış, sağlık ocakları doktorlara kavuşmuş, hastanelerde uzman doktorların sayısı hızla artmıştır. Bu gelişmeler olurken pkk da durmamış öğretmenlerimizi, doktorlarımızı ve bölgede yatırım yapan işadamlarımızı katletmiş ve tehdit etmiştir. Fabrika ya da yol inşaatından çalışan bölge halkını acımasızca öldürmüştür. Bu durum elbette en çok bölge halkı tarafından nefret ile karşılanmıştır. Ben bölgede görev yaparken pkk sempatizanı kişilerin en nefret ettikleri uygulamalar bölgede artan yatırımlar ve halkın sevgisini kazanmış kamu görevlileriydi. Oysa bölge için güzel olan bu gelişmeler en çok pkknın işine gelmiyordu. Günümüzde artık bölgeden istediği insanları kandıramayan terör örgütü insan kaynağını Irak ve Suriye’den sağlamaktadır.
Yazımızın ilk bölümü bitti. 2. Bölümde buluşmak dileğiyle.
3 Yorum
MBS
01 Mayıs 2023Nezir
02 Mayıs 2023Nezir
02 Mayıs 2023