MEHMET BOZKURT

-YENİ- TÜRKİYE ADIM ADIM EKREM İMAMOĞLU'NU KONUŞUYOR!

TÜRKİYE ADIM ADIM EKREM İMAMOĞLU'NU KONUŞUYOR!

Ekrem İmamoğlu’nun usulsüz yatay geçişi soruşturma konusu oldu...

"Ekrem İmamoğlu’nun YÖK tarafından tanınmayan KKTC’deki Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ne usulsüz yatay geçişi ve kabulü soruşturması kapsamında 5 Mart 2025 günü İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği ifadesi, tam da Ekrem İmamoğlu tarzı diyeceğimiz türden bir ifade; çok konuşup az şey anlatmış, hakikati çarpıtmış ve gizlemiştir.

Ekrem İmamoğlu ifadesinde;
"Bugün burada ifade vermesi gerekenler, o raporu hazırlayanlardır. Avukatlarım bu konuda gerekli suç duyurularında bulunmuştur, bu vesileyle sizden de bu raporda sorumluluğu bulunan kişiler hakkında gerekli yasal sürecin işletilmesini talep ediyorum."
Düşünebiliyor musunuz kendisi yerine usulsüz yatay geçişi ortaya çıkaran YÖK uzmanlarının ifade vermesi gerektiğini, hatta avukatlarının YÖK uzmanları hakkında suç duyusunda bulunduğunu söylüyor.
İfadesinin devamında, Trabzon Lisesi’nden mezun olduktan sonraki süreci şöyle anlattı:
"Üniversite puanımın yetmediğinden İnşaat Fakültelerine girememiştim. Dün gibi hatırladığım tercihlerimde de İstanbul’daki İnşaat Fakültesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi vardı. Daha sonra ailemin yapmış olduğu araştırmayla, beni Kıbrıs’ta Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde İnşaat Fakültesi'nde okumam için Kıbrıs’a gönderdi. Rahmetli amcam ile gitmiş olduğum bu seyahatte Doğu Akdeniz Üniversitesi inşaat bölümü ile ilgili kayıt girişimi yapmış olmama rağmen, orada ziyaret ederek gördüğüm Girne Amerikan Üniversitesi İşletme bölümünü çok beğendim. Amcamı ikna ettim ve aşağıda anlatacağım şekilde o bölüme kaydımı yaptırdım."

Usulsüz yatay geçiş yaptığı tarihte YÖK tarafından tanınmayan Girne Amerikan Üniversitesi’ne sadece lise diploması, askerlik ve adli sicil belgesi ile eğitim ücreti 12 bin sterlin tutarında banka makbuzu ile kaydını yaptıran Ekrem İmamoğlu, hem bu konu hem de soruşturma konusu usulsüz yatay geçişiyle ilgili neredeyse tek kelime etmemiştir.

Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce bölümüne usulsüz yatay geçiş süreci ile ilgili soruya şu iki cümle ile cevap vermekle yetinmiş:
"Geçiş sürecimle ilgili alakalı 1989 yılında Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş yapanları duymuştum. Ben de 1990 yılındaki ilanlarını takip ederek başvurumu yaptım. Başka söylemek istediğim bir husus yoktur."

"Ekrem İmamoğlu’nun bugünkü diploması, o günlerde gecesini gündüzüne katarak ders çalışan ama yine de üniversiteyi kazanamayan binlerce gencin hakkını gasp etmektir!
Bu gerçeği söylemek bazılarını rahatsız edebilir, işlerine gelmeyebilir ama üzgünüm gerçek budur!
Ekrem İmamoğlu, FETÖ’nün sınav sorularını çalarak ter dökmeden Türkiye’nin en prestijli üniversitelerine yerleşen hırsızlar gibi, adaletsiz bir şekilde o bölüme yerleşmiştir.
Bugün o diplomanın iptal edilip edilmemesi tartışılabilir. Ama tartışılmayacak olan tek şey, o diploma için harcanan emeğin adil olup olmadığıdır!
Hatırlatıyor ve diyorum ki: Adalet, sadece işinize geldiğinde savunacağınız bir kavram olmamalı! Her zaman ve herkese lazım!"

...Ve
İstanbul Üniversitesi 18.03.2025 tarihinde Ekrem İmamoğlu'nun diplomasını iptal etti...
Bunun üzerine bazı saloşlar çıldırmış durumda!?
Ekrem İmamoğlu sahte ve beleş bir yol takip ederek İstanbul Üniversitesi'ne kayit yapmış! Bu nedenle diplomasının iptali doğrudur... Ve CHP de bir tiyatrocudan kurtuldu! Desene daha 3 yıl var seçime, biz durman Ekrem İmamoğlu'nu konuşacağız...

...Ve
Ben doğru bildiğimi ülkem için söylerim! Adamı zorla meşhur edeceğiz!?
Ben hükümetin yerinde olsam, İmamoğlu’nun aday olabilmesini sağlardım, hatta diploma iptal edilir edilmez bunu açıklardım.
Neden mi?
Eğer hükümet bunu yaparsa, Ekrem İmamoğlu’nun "beni engellemek için diplomamı bile iptal ettiler’" yaygarasını boşa düşürmüş ve onun sahtekarlığını tescillemiş olur, onun yaptığı sahtekarlık ancak bu takdirde gündemde kalır ve konuşulur.
Aksi halde mağduriyet söylemi ile gölgelenir ve konuşulamaz, hukuki gerekçe ne kadar sağlam olursa olsun, Ekrem İmamoğlu, kendi tabanını konsolide eder ve bütün kampanyasını buna oturtur.
Oysa adaylığının önü açılırsa, gerisini artık CHP düşünecek, ateş topu ellerinde patlayacak… "Böyle bir sahtekarı aday yapsak mı yapmasak mı?"

Diyelim ki, CHP böyle bir sahtekarı aday yaptı ve halk da seçti, ne mi olacak?
Eğer halkın %50+1’i yani yarıdan fazlası böyle bir sahtekarı CB seçerse, zaten belamızı bulduk demektir, neyi ve kimi kurtarmaya çalışıyoruz ki?
Fakat ben halkımızın böyle bir tercihte bulunacağını düşünmüyorum.
İmamoğlu’nun milli güvenlik sorunu olduğunu düşünüyorsanız, bu sorunu bertaraf etmenin yolu sahtekarlığını tescil etmek ama mağduriyet kozunu da  vermemektir.
Yanılıyor olabilirim ama kanaatim budur!

...Ve Türkiye bütün bunları konuşurken, tartışırken 19 Mart sabahı Ekrem İmamoğlu gözaltına alındı.
Neden mi?
Uzun zamandır devam eden ihale ve yolsuzluk soruşturması...
"Belediye iştiraklerinde usulsüz ihaleler, ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme, rüşvet eylemlerini örgütlü bir şekilde işleme"
Bu soruşturma kapsamında İmamoğlu dahil 100 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.
Devam eden soruşturmanın sonucunu hep birlikte göreceğiz!

... Ve
Türkiye'de siyaset çok kirlendi maalesef... Düşünebiliyor musunuz trilyonluk bütçesi olan bir şehrin kaderinde tek yetkili bir kişi... Adeta bağımsız bir devlet!
Kural yok, keyfi yönetim anlayışı...
Sonuç olarak diyorum ki: Türkiye kaliteli insan sorunu yaşıyor!
İnsani davranışlarımız,
Ahlaki davranışlarımız,
Adalet anlayışımız,
Hoşgörü anlayışımız,
Sevgi ve saygı anlayışımız,
Haya anlayışımız,
Sabır ve tahammül anlayışımız,
Aklımızı kullanmamız,
Vicdanımızı harekete geçirmemiz,
Merhamet anlayışımız,
İsraftan kaçınma anlayışımız,
İnfak etme anlayışımız,
Hak ve hukuku gözetme anlayışımız,
Yardım etme anlayışımız,
Şükretme anlayışımız,
Sulh ve barışı sağlama anlayışımız,
Bilgiye saygı duyma anlayışımız,
Medeniyete bakış anlayışımız,
Sanat, mimari ve estetik anlayışımız,
İyiliği yayma anlayışımız,
Felsefi anlayışımız,
Kötülüğe engel olma anlayışımız,
Tevhid üzere bina edilen imanımız,
Dünya ve ahiret dengesini kurma anlayışımız;

...

Yoksa veya kaybolmuşsa, o zaman insanlığımızı sorgulamalıyız!?

... Ve
Üstad Cemil Meriç boş yere feryat etmiyordu!?
"Her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye koşan zavallı insanlarım: Karanlığa o kadar alışmışsınız ki, yıldızlar bile rahatsız ediyor sizi!"

Mehmet Bozkurt, Eğitimci İlahiyatçı Araştırmacı Yazar

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri