Orhangazi Serbest

Memur Ol, Yangel Yat !!

Köylü Mehmet Amca’nın bir keçisi varmış. Emsallerine göre iki kat süt veriyormuş. Bir gün devlet yetkilileri bunu duyup Mehmet Amca’ya iki keçi parası teklif ederek keçiyi satın almışlar. Keçi, artık devletin korumasında, en iyi besinlerle besleniyor veterinerler tarafından sürekli sağlık kontrolleri yapılıyormuş.  Ancak akşam olup keçi sağılmaya başlayınca sütün yarı yarıya düştüğünü gören devlet yetkilileri, ne kadar üstüne düşseler de keçiden bekledikleri sütü alamıyorlarmış. Çaresiz, Mehmet Amca’nın kapısını çalarak bu keçiye ne yedirdiğini nasıl bakıp beslediklerini sormuşlar.

Mehmet Amca;

 “Ne olacak dağda ne ot varsa orda ki otlardan yediriyordum.’’

Devlet yetkilileri Mehmet Amcayı yanlarında götürerek keçiye bakmasını rica ederler. Mehmet Amca gelip keçinin sakalını okşayıp biraz sevdikten sonra keçiye sorar;

 “Ne oldu sana? Köydeyken emsallerine göre iki kat sür veriyordun?” Keçi, kafasını sallar, meler bir şeyler mırıldanır Mehmet Amcaya.

Mehmet Amca, devlet yetkililerine dönerek keçinin; “Ne yapmamı bekliyordunuz? Artık devlet memuru oldum.” Dediğini söyler.

 ” Sırtını devlete daya, memur ol rahat et.” Aklımın yettiği günden bugüne bayramda, seyranda düğünde, dernekte büyüklerimden duyduğum en sık cümlelerden biri desem inanır mısınız? Hatta biz gençlere verilen öğütler sıralamasında en meşhur(!) cümlede diyebilirim. Küçük yaşlarda memurluğun kutsal bir meslek olduğunu dahi düşünürdüm. Hatta belli bir yaştan sonra Ailelerin biz çocuklarını memur yapabilmek için yarışlarına da anlam veremiyordum. Buraya kadar bir sorun görmüyorum lakin bu satırlardan sonra yazdıklarımı ehemmiyetle ve dürüstlükle memurluk yapan büyüklerimin üzerlerine alınmamalarını istirham ediyorum.

Biz Gençlere iyi niyetle tavsiye verilirken dahi dolaylı olarak kaytarmaya ve rahatlığa yönelik tavsiye veriliyor.

Nitekim bugün vergi dairelerinde, bankalarda, belediyelerde ne kadar yan gelip yatan varsa, suratsız gülümsemekten aciz, insanların olur işlerini geciktiren ne kadar memur varsa hepsi bilsin.  Bu genç kardeşinizin kalbini çok kırıyorsunuz.

Sırtınızı devlete dayamanın büyük cazibesine kapılmış olabilirsiniz ama ne olur bunun neticesini saf ve temiz insanlardan çıkarmayın.

Ve siz genç arkadaşlarım sizlerde yakın akrabalarınızın ve yakın çevrenizden gelen bu sığ düşünce ile memur olup yan gelip yatacaksanız üzerine bide bizlere azar çekecekseniz aman ha memur olmayın.

Ve siz memleketimin güzel ve saf yürekli insanları amcalarım, teyzelerim!

Sizlerde ne olur alışmayın bu durumlara, karşınızda ki memura genel müdür edasıyla eğilip, bükülmeyin !

Geçenlerde bir resmi kurumda sıra beklerken yaşlı bir teyze, memura gelip eahcup bir eda ile selam vererek “Yavrum bir şey sorabilir miyim?” dedi. Genç personel hemen almadı selamını.  Birkaç saniye sonra kafasını kaldırarak  gergin bir yüz ifadesiyle, sert bir eda ile “ Sor” dedi. İnsanın soracağı varsa da soramaz artık. Üzüldüm teyzenin haline yanına gidiverip “gel teyze” dedim memurla göz göze gelerek. Renkten renge girmeyin meramınızı güzelce anlatın. Sizler bu şekilde yaptıkça karşınızda ki bu durumun nimetlerinden yararlanarak kasıntıyla konuşmaya ve davranmaya devam ediyor. Ne acınası bir durum diyorum kendimce…

3 Yorum

Selim Emre Bilg

Selim Emre Bilg

04 Mart 2020
Başarılarının devamını diliyorum kardeşim.

XXX

XXX

05 Mart 2020
Özel sektörde biraz insan/işçi hakları olsa memurluk bu kadar raabet görmez . Özel sektörde maaşlar geç veriliyor (hatta çocunun 3-5 ayliği içerde), memurlar sağlamda. Özel sektörde 20 sene çalış 21.sene yeni müdür gözünün üstünde kaşın var diye seni göndersin ama memurlar sağlam. Özel sektörde günde 12-14 saat arası mesai ama memurlar 8 saat mesaiyle sağlamda. Özel sektörde bayram seyran yok, devam çalışmaya ama memurlar 9-10 günlük bayram tatiliyle sağlamda. Durum böyle oldukça memurluğa rağbet büyük olur. Bence beyaz yada mavi yaka önemli değil, özel sektörde değişiklik yapmak gerekiyor yoksa birşey değişmesi zor. Memur birader teyzemize yoksa sert bakmaya ve çıkışmaya devam eder.

als

als

02 Nisan 2020
Kalemine sağlık, Orhangazi Kardeşim. Az bile yazmışsın. Bir insanın en büyük kazancı evine götürdüğü ekmeğin helal olması için çalışmasıdır. Ancak istisnaları tenzih ederim. Memurların çoğunluğu bu ekmeği hak etmiyorlar. Bunların çoğunluğunu özel sektörde işe alsan iki günde kapının önüne koyarsın. Devlette iken 5000 kişi istihdam eden bir işletme, özel sektöre geçtikten sonra aynı işi 500 kişi ile yapıyor ise var gerisini sen düşün. Saidi Nursi Bediuzzaman Hazretlerinin de söylediği gibi " "Bence memuriyete veya imarete giren, yalnız hamiyet ve hizmet için girmelidir. Yoksa, yalnız maişet ve menfaat için girse, bir nevi çingenelik eder." Bu bakımdan bizim en büyük kaybımız galiba ahlak, helal, haram vs. hasletlerin çoktan bizi terk edip gitmiş olması. Yazılarınızı takip edeceğim inşallah. Allah sonumuzu hayretsin.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri