- 12 Şubat 2021 - Diyaneti Yalnız Bırakıyoruz!
- 09 Şubat 2021 - Boğaziçi Gazın Çatlak Bulduğu Yerdir!
- 10 Ekim 2020 - Sizin Şahinliğiniz Bizi Kahrediyor!
- 23 Eylül 2020 - AK PARTİ' ye AKP' li Büyüsü mü Yapıldı?
- 13 Temmuz 2020 - Hangi Zincirleri Kırdık?
- 27 Haziran 2020 - Barolar Neye Taraf ?
- 01 Haziran 2020 - Nasıl Şükürler Etmeyeyim?
- 10 Mayıs 2020 - Bu Ne Telaş Bay Koro?
- 24 Nisan 2020 - Ucuza Satılık Zafer Yok
- 20 Nisan 2020 - Havlayın, Devam Edin!
- 14 Nisan 2020 - Büyük Fırsat Kapımızda
- 06 Nisan 2020 - Son Fırsat Mı Desek!
- 24 Mart 2020 - İki Virüs Birden!
- 11 Mart 2020 - Savaşın Kalpteki Yankısı!!
- 21 Şubat 2020 - Memleket İhanet Şebekesi Kaynıyor!

Veysel EKİNCİ
Bülent Arınç Muamması
Yıllar öncesinde televizyonlarda tartışma programlarında tanıdığım Bülent Arınç, Refah Partisi saflarındaydı
Konulara hakimiyeti, diksiyonu, akıcı ve kesintisiz konuşması, tartışmada üstünlük sağlıyordu.
İleriki aşamalarda Fazilet Partisi'nde de etkili bir kişiliği ve yeri oldu. Merhum Erbakan'ın gerek yasaklı olduğu, gerekse yaşının ilerlediği zamanlarda; parti lideri seçimlerinde hep ön sırada olmuştur.
Kendisi aday olmamakla beraber, bir adayı destekleme yoluna gitmiş, bıyık altından, anlaşmazlıklarda kendisinin aday olabileceğini dillendirmiştir.
Ak Parti'nin kurulmasında, Erdoğan'ın, hatta Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı adayı olmasında en etkili iki kişiden biridir.
Bakanlık, Başbakan yardımcılığı, Meclis Başkanlığı görevlerinde bulunmuş, epey bir süredir aktif siyasetten uzaklaşmıştır.
Şu anda dolgun bir maaşla, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu'nda üye olarak bulunuyor.
Fetö örgütü elebaşısı Fetullah Gülen'e karşı olan sevgisini, muhabbetini, aşkını her zaman ağlayarak, yüksek tonda haykırarak ilan etti.
Daha sonraları, Fetö'nün darbe girişimi ve gerçek yüzü ortaya çıktıktan sonra, Başbakan nasıl aldatıldıysa, ben de aldatılmışım diyerek kendini savunmuştu.
15 Temmuz 2016 darbe girişimine kadar, örgütün yavaş yavaş kimliği ortaya çıkmaya başlayınca Arınç bu durumu kabullenemedi, fakatlı, amaçlı laflar sarfetti durdu.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan veya Gül' den birinin aday olmasını, dışarıdan başka bir arayışa gidildiğinde kendisinin aday olacağını açıksa söyleyerek Gül'ün aday olmasına vesile oldu.
Gezi kalkışmasında bilindiği gibi Sayın Erdoğan Kuzey Afrika gezisinde idi. Başbakan yardımcısı Arınç, gezi provakatörleri ile masaya oturdu, onların ağaç kesilmesi dışındaki tüm isteklerini dinledi.Oysa, bu kalkışma; kesinlikle bir darbe hareketi idi.
Takipte olduğu, evi arandığı, suikast şüphesi olduğu gerekçesi ile, kozmik odalara girilip, Fetocü hakimlerin ve emniyet birimlerinin, devletin tüm gizli belgelerine eriştiği olayın müsebbibi olarak da hala üzerinde, kamuoyu tarafından soru işaretleri bulunuyor.
Çıktığı televizyonlarda, KHK' ların varlığını ve uygulamalardaki yanlışlıkları (!) kararlılıkla, yüksek tonda, haksızlıklar olduğunu anlattı.
Kendisinde bir güç olduğunu hissettirirdi. Hatta bir ara güçlü bir özgür ağırlığının olduğunu bizzat söyledi.
Hükümete, Erdoğan'ın uygulamalarına şiddetli muhalefet gösteren biri, neden hala etkili bir konumda olur, reytingi neden yüksek olur, anlamak güç!
Kendisinin güçlü bir tabanının olduğunu zannetmiyoruz.
Bir konuyu dile getirirse, biz de haklılık payı veririz: Demirtaş, Kavala, Berberoğlu içeride kaldıkları 2-3 yıl içerisinde neden hala yargılanmıyorlar? Neden deliller toplanıp, cezaları verilmiyor? Çok mu zor bu süreç?
Eğer Arınç, bu yönden eleştiriyorsa haklı.
Ama son tv programında gördük ki, buralarda kalmıyor, haddi aşıyor, çizmeden yukarı çıkıyor.
Ne diyor? Adeta bunlar haksızlığa uğramış, kitaplar yazmışlar, barışçıl, halk adamları, şirinlermiş. Bir de kitaplarının reklamını yapmaz mı! Pes doğrusu!
Bu paçavra kitaptan, Kürtlere yapılan zulmü öğrenmemiz gerektiğini hararetle savunuyor.
Hoop! Bir dakka. Orada kal! Milletin aklıyla, izanıyla dalga geçme! Çoğumuz yaşadık, gözümüzle gördük, hala da şahit oluyoruz.
PKK'ya, Ypg' ye sırtını dayayanlar, Apo'nun heykelini dikeceğiz diyenler, kürtler sizi tükürüğü ile boğar diyenler, Kobani kalkışmasında halkı sokağa çağıranlar, Yasin Börü ve 35 insanın katlinin ve yüzlerce insanın yaralanmasının emrini verenler bunlar değilmiş gibi!
Diyarbakır'da bekleyen, oturan annelerin çocuklarını bunlar kaçırmamış gibi, eşleri dul, çocukları yetim bırakıp, beşikteki Kürt çocuklarını öldürmemişler gibi....
Kimsenin, bir katilin kitabından bir şey öğrenmeye ihtiyacı yok.
Mit tırları ile ilgili gerçekler ortada iken, Berberoğlu'nun, Gezi kalkışmasının baş aktörlerinden biri olan Soros'un uşağı Kavala' nın suçsuz olduğunu söylemek kime hizmet amaçlıdır?
Arınç çizmeyi çoktan aştı, Ak Parti'ye zarar veriyor. Kanımızca uzaklaştırılmalıdır.
Zararlı olmaya başladı.
Henüz Yorum yok