Veysel Ekinci

Lime lime İstiklal Marşı

LİME LİME İSTİKLAL MARŞI!

  Her ülkenin kahramanlığını, bağımsızlığını, zaferlerini, birlik- beraberliğini simgeleyen  millî marşı vardır.

  Ülkeler bayrak, yönetimi, temsilcileri, haritası, milli marşı, manevi değerleri ile varlığını ortaya koyar, bağımsızlığını ilan ederler.

  Bu gün, İstiklâl marşımızın kabulünün tam yüzüncü yılı.Bu münasebetle marşımız etrafında düşüncelerimizi kaleme alacağız.

   Bilinen tarih, tanım ve sürece ilişkin fazla detaya girmeden, bir-iki küçük teknik bilgi verdikten sonra ana tem'amıza döneceğiz.

  1921 yılında Mehmet Akif'in yazdığı şiir, mecliste istiklal marşı olarak kabul edilir. 1924' de Ali Rıfat Çağatay tarafından bestelenir, 1930 yılında Osman Zeki Üngör tarafından yeniden bestelenen marşımız, günümüzde okunmaya devam ediyor.

  Hemen belirtelim ki, yazılışındaki ruhla, okunuş ruhu birbirinden çok farklıdır.

  Akif Merhum'a  bir kez daha yazarmısın dediklerinde " Allah o günleri bir daha göstermesin" cevabını verir.

  Şiir, sipariş üzerine, ya da istenilen anda oturulup yazılamaz.O mısraları kaleme döktüren bir ruh, bir maneviyat, bir his, bir dava, bir endişe, bir ümit olmalıdır. Zaten, içeride basınç oluşturan bu duygular, her an dillere ve mısralara dökülmeye hazırdır. Elinize kalem aldığınızda, kendiliğinden, birer birer dökülür satırlarınıza.

  Amatör şiir yazanların çok iyi bildiği gibi, sadece şiir yazmak için kalem ele alınmaz. Zoraki, kafiye uydurmaya çalışmak, kelimeler eklemek ya da çıkarmak şeklinde yazılacak bir şiirde ilerleme olmaz, konuda bütünlük yakalanamaz, sonuçta sırıtan bir karalama ortaya çıkar.

   Akif'de gördüğümüz gibi, yaşanılan, hissedilen, endişelenilen, ümit edilen bir ruh halinden ortaya çıkan şiir hakiki, gerçek manada, kapsayıcı bir şiirdir.Bu ruh hali dikkatlerden kaçmamalıdır.

  Ne yazık ki, beste  bu ruh halinin tezahürü olan güfteye uymamaktadır.

   Bu uyumsuzluk zaman zaman gündeme getirilmiş, ama  somut adım atılamamıştır. Daha önceleri İstiklal Marşı Derneği  Kurucu Başkanı, şair İsmet Özel bu konuda bir girişimde bulunmuş, hatta bir beste önermiştir. Son zamanlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da bu durum sıkça dillendirilmektedir.

  Ne yazık ki, bir kesim beste ile ilgili yapılmak istenen değişikliği bir rejim krizi haline sokuyor, Cumhuriyete ve laik sisteme bir başkaldırı olarak algılayıp, sert direniş gösteriyor.

   Oysa kahramanlıklarla, acılarla dolu bir marş, daha yerli, kültürümüze uygun enstrümanlarla icra edilmelidir, milli kültürümüzle bütünleşmelidir.

  Kelimeler lime lime edilmiş, hecelere bölünmüş,bir sonrakine eklenmiş bir beste, tarafımızca şık bulunmamıştır.

Kelimeler bir bütün halinde söylenmeli, ses tonu vurgulu olmalı, okurken yaşanmalı, ruha ve kalbe dokunmalıdır.

  Ayrıca, söylenmesi zor olduğu için toplu okumalarda sıkıntı oluyor. Koskoca bürokratların bile yanlış okuduklarına şahit olduk.

  Bu arada, İsmet Özel ve arkadaşlarının, Çağrı Filmi müziğine uyarlayarak okuma denemeleri de isabet bulmamıştır. Yine, orada da kelimeler keskin sert vurgulu ve bölünmektedir.

  Milli Marşımızın ruhuna, aslına, amacına uygun bir beste  yapılması kaçınılmazdır.

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri