MÜFİT FURKAN

Liyakatsizliğin Neticesi: Kafakoparanus Yöneticiler!

LİYAKATSİZLİĞİN NETİCESİ: KAFAKOPARANUS YÖNETİCİLER!

Soru: Varsayalım bir kamu kuruluşunda, liyakati olmadığı halde sırf torpille, tabiiyetle bir makam kapmış, “okumuş” bir cahil; “kelle” avına çıkıyor, her işe “asarım, keserim, kelle alırım!” gibi tehdit içeren cümlelerle başlıyor, bir yandan da personelin saçına, sakalına, başındaki örtüsüne, kılık kıyafetine laf ediyor, derebeyi edasıyla boyundan büyük cümleler ile sürekli korkutma ve baskılama içine giriyor olsa, böyle bir yöneticiye en uygun lakap ne olurdu?

Cevap: Küçük bir analizle, kafa “28 Şubat darbeci zihniyet” kafası, yobazlıkta iki ayaklı dinozor hükmünde, ürkütücü olduğunu sanan, çizgi film karakterini andıran çakma derebeyine takılacak en yerinde lakap “KAFAKOPARANUS” olurdu her halde.

“Kafakoparanus da nedir?” dediğinizi duyar gibiyim.

Efendim, 90’lı yıllarda, telefonla yayına bağlanılıp, tuşlayarak oynanan meşhur bir TV oyunu/yarışma programı vardı; Dinozorus. Oyunda; Çiçek Dilligil’in seslendirdiği karakter Pisagor, kötü karakter dinozorlardan kaçıyordu. Çocukların dikkatini çekmek ve sevimli hale getirmek için oyundaki dinozorların isimlerine “–us” eklenmişti. Tükürükus, Ezergeçerus, Ateşikus ve Kafakoparanus. En çok aklımda kalan da Kafakoparanus olmuş…

Peki, içinde bulunduğumuz şu dönemde kamuda, liyakatsiz, Kafakoparanus kabilinden yöneticiler var mıdır? “Yok canım, daha neler?” mi dediniz?

2009 yılında Davos’taki “one minute!” çıkışı ile Türkiye’nin 2023 yılı hedeflerine atılan emin adımları pekiştirmişti Cumhurbaşkanı Erdoğan. Ülke olarak, bu hedeflere ulaşmaya çok yakın olduğumuz, bilim ve teknolojide şimdiye kadar hayal bile edilemeyen hamleleri üst üste yaptığımız, bölgemizde söz sahibi ve oyun kurucu olduğumuz şu dönemde kamuda Kafakoparanus yöneticiler varsa, bunu anlamlandırmak hakikaten güç olurdu. 

Davos’ta, Peres'e, "Sesinin benden çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir.” demişti Erdoğan. Şimdi, yazımıza konu bu sözde yöneticilerin de (varsa) sesinin yüksek çıkması, bağırıp çağırıp “kelle alması” olsa olsa liyakatsizliğinin, iş bilmezliğinin, hak etmediği bir makama getirilerek makamın ağırlığını taşıyamayışının tezahürü olarak, raiyetindekilere bilgi ve beceri ile yön gösterici olamayışının ezikliğinin neticesidir diye kanaatim var.

Yoktur ama velev ki varsa bu “Kafakoparanuslar”, kamu kurumlarındaki çalışkan, dürüst, özverili ve liyakatli memurlar için ciddi anlamda bir tehdit oluşturur. Bu tiplerin varlığı iş barışını ve çalışan motivasyonunu bozacağı gibi, personel arasında da adaletsizliği artırır.

Yoktur ama velev ki varsa, bu tiplere karşı, kamu yöneticilerinin de yetki ve sorumluluklarını ortaya koyan kanunlar vardır elbet. Hizmetlisinden üst yöneticiye her kademedeki devlet memuru kibar olmalı, saygılı olmalı, genel ahlak kurallarına uymalı, şeffaf olmalı, hesap verilebilir nitelikte iş yapmalıdır diye düşünüyorum. Özellikle yönetici pozisyonunda çalışanlar anlayışlı ve yapıcı olmalıdır, varsa ortada bir kusur, bir hata, mevzuat hükümlerince gereğini yapmalıdır. Şayet, bağırıp çağırma, hakaret etme, “kelle alma”, eziyet etme, adaletsiz davranma, usulsüz iş için ısrarcı olma, onur kırıcı, aşağılayıcı davranışlar sergileme vb. tavırları sergileyen yöneticiler varsa bu çok üzücü.

Torpilin, yerini “referansa” bıraktığı bir dönemde (Allah var eskiye oranla bir nebze liyakatin de göz önünde bulundurulduğunu biliyoruz) atananlar kadar onlara referans olanların da vebali büyük. 

Siyasiler başta olmak üzere atamalarda etki sahibi olan Sayın “Referans Mercileri”, omzunuzdaki yük ağırdır bilesiniz. Hali hazırdaki milyonlarca vatandaşın yanı sıra, hedeflerine emin adımlarla yürüyen güçlü Türkiye’nin geleceğinin de vebali sizlerde. Şayet layık olmadığı halde yalnızca menfaatinize uyduğu için, “biattan” öte kendinden menkul bir kıymeti olmayan birinin bir devlet kademesine gelmesinde payınız varsa vay halinize... Ha, bir de layık olmadığınız halde sizi “referans” kabul eden daha üstler varsa sizlerin vebali de onlardadır ki, o konuya şimdilik girmeyelim... 

Sözün özü, kamuda, nesli tükenmekte olan iki ayaklı dinozorları, özellikle de KAFAKOPARANUS YÖNETİCİLERİ görmek istemiyoruz. 2023 Türkiye’sinde bu tiplere yer olmamalı! Vizyon sahibi, işinin ehli, liyakatli, edepli, ahlaklı, çalışkan, dürüst, idealist, devletçi ve milliyetperver yöneticilere her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

Allah (cc) Devletimize zeval vermesin ve liyakatli yöneticilerimizin sayısını artırsın. Âmin…

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri