- 30 Haziran 2024 - MAÂRİF MODELİ VE YUSUF TEKİN
- 28 Nisan 2024 - HERŞEY NORMAL DE BİR BEN ANORMALİM(!)
- 29 Aralık 2023 - VİCDANSIZ SUÇLULAR, ACİZ SEYİRCİLER.
- 12 Aralık 2023 - Dikkat, Kontrollü Yavşak!
- 11 Kasım 2023 - Hayat; iman ve cihattır!
- 02 Ekim 2023 - Ezik Müslüman Sendromu
- 25 Mayıs 2023 - Okçular Tepesinde Kim Var?
- 21 Mayıs 2023 - Koltuk Sana Büyük Gelmiş !
- 11 Mart 2023 - 2023 Seçimleri ve Görmek İstediğimiz Vekil Profili
- 05 Mart 2023 - Kadim Şehir Kayseri ve Absürt Rögar Kapakları
- 22 Ocak 2023 - Uyanmanın Vakti Gelmedi mi?
- 17 Ocak 2023 - Şehri karış karış dolaşmıştım bir vakit...
- 20 Kasım 2022 - Liyakatsizliğin Neticesi: Kafakoparanus Yöneticiler!
- 23 Haziran 2022 - Kayseri Kız İmam Hatip Ortaokulları
- 23 Ocak 2022 - Sanat mı ? Kim İçin ?
- 18 Kasım 2021 - Bizim Edepli Çocuklar...
- 08 Haziran 2021 - “Pislik Mafya
- 15 Mayıs 2021 - Müslüman mısın ?!
- 12 Mayıs 2021 - Kudüs'ü Almak
- 07 Mayıs 2021 - Bir Nimet Olarak Memuriyet ve “Nimetin” Şükrünü Eda Edebilmek.
- 21 Şubat 2021 - Özlediğimiz Türden Bir Dizi :
- 17 Ocak 2021 - Güney’in Kırmızı Toprakları ve “Bir Kardeşlik Topluluğu Cihannüma”
- 12 Ocak 2021 - Mü’mince Amellere Şartlı Yaklaşım
- 02 Ocak 2021 - 2021’de de Felaketlerin Ardı Arkası Kesilmeyecek(!)
- 01 Ocak 2021 - Reis’in Haberi Yoktur. Olsa…
- 27 Aralık 2020 - Müslümanlığımızın Saflık Derecesi Nedir ?
- 16 Aralık 2020 - Dünyevî Dostlar ve Rütbeler Kabir Kapısına Kadardır
- 29 Kasım 2020 - İçtimai Ve Siyasi Hayatımızda “Ehven-İ Şerr”İn Yaygınlaşması
- 21 Kasım 2020 - Hay Ben Senin Gibi Başkanın...
- 30 Ağustos 2020 - Mafyanın “Evrimi”; Ağır Abiler ve Yerel “Tetikçiler”
- 24 Ağustos 2020 - Evini kiraya mı vereceksin? - Aman dikkat!
- 18 Ağustos 2020 - Kıssadan Hisse
- 10 Ağustos 2020 - "Liyakate Referans Ol"...
- 26 Mayıs 2020 - İnananlar, En Az Alçaklar Kadar Cesur Olmalılar!
- 29 Mart 2020 - Cehaletin Organize Neferlerine Karşı Duruşumuz Nasıl Olmalı?
- 22 Mart 2020 - -YENİ- Gören de “Virüs Salgını” Var Sanacak(!)
- 23 Şubat 2020 - İslami Şuurdan Uzak “Müslümanlar”!
- 17 Ocak 2020 - Eğitim Sistemimiz Ne Denli “Milli”?
- 08 Ocak 2020 - Gönül Gözü İle Görebilmek…
- 01 Ocak 2020 - “Müslüman Noel Kutlamaz!” Diyen Müslümanlara Kızan “Müslümanlar”
- 29 Aralık 2019 - Sahibinden Yerli ve Milli Otomobil!
MÜFİT FURKAN
Depremin Hatırlattıkları
Depremin Hatırlattıkları
Yine bir deprem (zelzele) oldu. Depremde vefat eden masumların bir nevi şehid, zarar gören mallarının da kendileri hakkında sadaka olacağı inancımızla, Elazığ'daki depremde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına sabırlar, yaralı kardeşlerimize de acil şifalar diliyorum.
Devletin ilgili kurumları başta olmak üzere, yardım kuruluşları, sivil toplum örgütleri, bazı vakıf ve dernekler topyekûn seferber oldu. Milletçe kenetlendik ve önceki depremlerde olduğu gibi yine yaralar sarılacak, depremin yıktığı binalar onarılacak ve hayat (kimileri için eskisi gibi olmasa da) devam edecek.
Peki Rabbimizin sonsuz ilim ve hikmetle yarattığı şu kâinat kitabındaki sahifelerden olan zelzele gibi olayları bilimsel olarak ele alıp; fay hattı, derinlik, tetiklediği hareketler gibi inceleme ve mütalaalar ile yorumlamaya gayret ederken Müslümana yakışır tarzda da okuyabiliyor muyuz?
Bu soruya milletçe topyekûn “evet” diyebilecek şuura erişebilmeyi o kadar çok arzu ediyorum ki…
Bizler inanıyoruz ki kâinatta cereyan eden hiçbir hadise başıboş, manasız değil. Bir yaprağın kımıldamasından tutun, koca bir kâinatın sükûnet içinde hareket ettirilmesine kadar her şey Kadir-i Mutlak, Hâkim-i Mutlak bir zatın, Cenab-ı Hakkın tasarrufu ve müsaadesi iledir.
Hal böyleyken deprem dediğimiz hadiselerde elbet O’nun (cc) emri ve izni dairesindedir. Deprem gibi hadiseler birer İlahi uyarıdır (Bu cümleden sonra “laik Müslüman” kardeşlerim okumayı/anlamayı bırakıp linç girişimine başlayacaklardır)
Evet yeryüzündeki insanların ekserisinin ahlaksızlığından, sapkınlığından, yalancılığından, ibadetsizliğinden, inkarcılığından ve daha bir sürü Gayretullah’a dokunan kötü hasletinden yerkürenin adeta silkinmesi hükmünde ilahi birer uyarı olan depremlerin bize hatırlatmak istedikleri var.
Depremler bize tedbir ve tevekkül anlamında teknik olarak yatay mimariye geçmeyi, sağlam binalar inşa etmeyi, çürük binaları güçlendirmeyi hatırlatırken; kulluk vazifesi anlamında fani olduğumuzu, ibadet için yaratıldığımızı, şu geçici alemde misafir ve baki bir aleme namzet olduğumuzu, manen bir birikim yoksa maddi güç olarak bir hiç hükmünde olduğumuzu, ihtiyacımız ve matlubumuz hadsiz iken acz ve fakrımızın sonsuz olduğunu hatırlatıyor.
Bizi sarsarak gaflet uykusundan uyandıran depremler bize namazı, ibadeti, ahlaklı olmayı, sözünde durmayı, faiz ve haksız kazançtan kaçınmayı, helal-haram muvazenesini kısacası Rabbimizin emir ve yasaklarını hatırlatıyor.
Değerli bir büyüğümüz İstanbul Fatih’te bir evde misafir iken meydana gelen Gölcük depreminin etkisiyle gece yarısı evlerini boşaltan insanların Fatih Camii’ni dolduruşundan ve sabah namazı için her bir çeşmede belki yüzden fazla insanın abdest sırası beklediğinden, belki de ilk defa sabah namazında camide bu kadar cemaatin bir araya geldiğinden bahsetmişti.
Ey nefsim ve ey Müslüman kardeşim. Allah (cc) Azrail (as) ile sarsmadan evvel titre ve kendine gel! Başta Namaz olmak üzere ibadetleri layıkıyla yerine getir, İslam’ı hakkıyla yaşa ve yaşat! Yürek depremlerinde nakıs ve kusurlu ibadetlerin için sarsıl! Müslüman’a yakışır bir hayatın olsun ki; yeniden dirilişin Cennet'te olsun!
Rabbim bizi zelzelelerden ve tüm afatından muhafaza eylesin. Âmin. 25.01.2020
Henüz Yorum yok