- 20 Kasım 2024 - -YENİ- KÖTÜLÜĞÜN REKLAMI
- 31 Temmuz 2024 - İÇ SESİMİZ
- 24 Aralık 2023 - YER ÜSTÜ HAZİNELERİMİZ!
- 01 Mayıs 2023 - Kürt Meselesi Nedir? Ne Değildir? (1)
- 20 Aralık 2022 - Kayseri’de Yaşayan Bir Bilge; Ali Biraderoğlu
- 15 Kasım 2022 - Sokak Yazıları
- 24 Mayıs 2022 - Kuzey Kıbrıs'ta Neler Oluyor ?
- 14 Nisan 2022 - Transhümanizm Yazıları -3- (Eleştiri-Özeleştiri)
- 20 Mart 2022 - Transhumanizm Yazıları -2-
- 01 Şubat 2022 - Siyasal Fitne Ateşi ve Bizim İmtihanımız
- 31 Aralık 2021 - Transhümanizm Yazıları -1-
- 02 Aralık 2021 - Sanatçı Muhalifliği Üzerine
İLYAS HAN ŞAHİN
Kürt Meselesi -2-
Kürt Meselesi -2-
Ülkemizde özellikle 1960 sonrasında dünyada yaşanan savaşlar, ekonomik krizler, içerideki siyasal çalkantılar sebebiyle ülkemizde hassas hale gelen/getirilen konulardan bahsedebiliriz. Bunlar, sağ-sol çatışmaları, Alevi-Sünni ayrımı, laik-anti laik ayrımları yanında bir de Türk-Kürt ayrımcılığı başlamıştır. Bu sorunlar özellikle dış ülkelerin de kullanacakları/kurgulayacakları yapay sorunlar olarak başlatılmıştır. Bu sorunlardan günümüze kadar süren Kürt-Türk ayrımcılığı ve meselesi siyasal boyuttan silahlı boyuta geçerek daha katmanlı bir sorun haline gelmiştir. Ülkemizin doğu bölgesinde yüzlerce yıldır yaşayan Kürtlerin bölgede ilk varlıklarını Hz. Ömer döneminde Anadolu fetihlerinde Diyarbakır Mardin gibi bölgelerde görmekteyiz. Kürtler bu dönemde İslam ile şereflenmişlerdir. Akabinde kurulan Eyyubi devletinin başat unsurunun Kürtler olduğunu da biliyoruz. Kudüs Fatihi Selahattin Eyyubi tarihimizin en önemli kahramanlarından birisidir. Ardından gelen Selçuklu ve Osmanlı Devletlerinde de Kürtler mevcut devletler içerisinde yaşadılar. Bölgenin çimentosu ise İslam dini olmuştur. Kurulan Müslüman devletler içerisinde Kürtler sadıkane yaşadılar. Hiçbir ayrımcılığa da uğramadılar. Devlet adamları bilim adamları ve sanatçılar yetiştirdiler. Ardından yapılan Kurtuluş Savaşında tüm cephelerde savaştılar gazi ve şehit oldular. Vatan borçlarını ödediler. Buraya kadar herhangi bir sorun yok. Aslında birinci bölümde de belirttiğimiz gibi 1980 lerde siyasal yapılarını silahlı mücadeleye dönüştürenler Kürt sorunu sloganıyla yola çıktılar. Ve günümüze kadar süren silahlı terör eylemleri Türk Kürt pek çok vatandaşımızın hayatını kaybetmelerine, şehit olmalarına sebep teşkil etti. Bu arada bölgede 2002 sonrasında eski gücünü kaybetmeye başlayan bu terör hareketi siyasallaşarak hak, özgürlük, demokrasi gibi konuları gündeme getirerek Meclise girdiler. 1990 larda ilk meclis deneyimlerinde başarılı oldukları söylenemez. 2000 sonrasında bdp şimdilerde hdp ismiyle gündemdeler. Bölge halkına demokrasi, özgürlük, insan hakları söylemleri ile yaklaşsalar da yerelde köylere kadar halk üzerinde müthiş bir baskı kurmaktadırlar. Mahalle mahalle, ev ev dolaşarak kendi patilerine eğer oy çıkmazsa çocuklarını dağa kaçıracakları, öldürecekleri, esnafı dükkânını yakacakları ve işini engelleyecekleri tehditleri ile oy toplamaktadırlar. Bir keresinde bu şekilde oy toplayan birisine şu soruyu açıkça sormuştum. Kürt sorunu diyorsun. Nedir bana anlatır mısın Kürt sorununu?
Uzun uzun bir şeyler anlatacağını umarken bana Kürtlerin ayrı bir ülke kurma hakkı olduğunu söylemişti. Bende bu Kürt sorunu değil, konuştuğum yüzlerce Kürtünde böyle bir talebi yok dediğimde “onlar cahil ama biz var diyorsak vardır” diye kestirip atmıştı. Sözde entelektüel birisiydi. Çok kitap okuduğunu söylese de bölgede esnaf kendisinden nefret ediyordu. Çünkü esnafı sürekli tehdit ederek eyleme çağıyor dükkânlarını kapatarak millete hizmet etmelerini engelliyordu. Beraber yaşadığı insanları aşağılayan ve onlar adına kararlar alan bu tür tipler malum partinin en aktif adamlarıydı. Diğer tüm konuşmalarımızda anladım ki tek derdi bölgede fitne çıkarmak, halkı devlete karşı kışkırtmaktı. Halk bunlardan yılmış olsa da bölgede belediye güçleri olduğundan dolayı isteklerine boyun eğmek zorunda kalıyorlardı. Okulların yakılmasını özellikle istiyorlardı. Çünkü halk cahil kalırsa daha kolay manipüle ediliyordu. Öğretmenleri şehit etmelerinin sebebi de buydu. Ancak internetin hayatımıza girmesiyle ülkemizde ve dünyada olan gelişmeleri daha kolay haber alan bölge halkı üzerinde etkinlikleri azalmaya başladı. Gönüllü eleman bulamıyorlardı. Gönüllü dağ elemanı bulamayınca baskı ve şiddet ile eleman kazanmaya başladılar. Ancak bu da giderek azalmaya başladı. Şimdi ana soruyu soralım. Kürt Meselesi/Kürt Sorunu denilen şey nedir? Kürtlerin bugün sorunu nedir? Kürt olmalarından kaynaklanan hangi sorunları yaşıyorlar? Soruları istediğiniz kadar çoğaltın.
Evet. Doğu ve Güney Doğuda yaşayan Kürt kardeşlerimin sorunu neydi sahi? 90’larda olsak bu sorunlar cevap çok fazla bulabilirdik. Ama günümüzde muhataplarına sorduğumuzda cevap Kürt olmalarından kaynaklanan sorunlar değildir. Onlar bizim yüzlerce yıllık komşumuz, arkadaşımız, eşimiz kardeşimiz…Yapay bir sorunun sürekli parçası olarak gösterilmeye çalışılıyorlar. Muhalif parti olan hdp sürekli istismar etti onları. Hdp ve bağılılarının sürekli işaret ettikleri sorunlar aslında yapay saçma ve kof suçlamalardır. Onlar ülkemizde sosyalist, kominist marksist bir devlet kurmak istiyorlar. Onlar ülkeyi bölerek ayrılıkçı fikirlerini batı ve abd uydusu bir devlet olmak akıbetini istiyorlar. Batı neden hdp yi destekler. Batı güçlü Türkiye olmasın diye sadece hdp yi değil her oluşumu destekler. Bölgede güçlü Türkiye olması pek çok alanda emperyal güçlerin işine gelmiyor. O sebeple ülkemizi uğraştıracak her oluşum onların ilgi alanına giriyor. Artık Kürt meselesi kalmamıştır. Mevcut hükümetimiz bu konuda elinden gelen çabayı harcamıştır. Hdp ile dirsek teması kuran bizim muhalif partiler seçimlerde hdp den medet uman bu yapılar hdp nin pkk siyasal uzantısı olduğunu bile bile bu desteği istediler. Hüdapar’ın üzerine gelen bu muhalif partiler geçmişte defalarca Hüdapar ile görüşecek seçimlerde iş birliği kurmak istemişler ancak red cevabı alınca Hüdapar’a tüm güçleriyle saldırmışlardır. Bunun toplumun önünde olması bu muhalif partileri millet nezdinde trajik ve komik bir hale düşürmüştür. Hüdapar doğuda pkk’nın adeta canına okumuştur. Pkk nın günümüzde Kürt toplumunda nefret edilen bir maşa olduğuna inanmaya başlamışlardır. Kürt meselesi pkk nın dayattığı bir sorunken şimdilerde hdp nin dayattığı bir sorun halime gelmiştir. Hdp ise modası geçmiş ideolojik saplantılarını Kürt milletine adeta dayatarak yapay bir sorun dünyası meydana getirmiştir. İslami duyarlılığı yüksek olan Hüdapar’ın hdp ye rakip olması en çok da muhalif partileri üzmüştür. Devletimizin bölünmez bütünlüğüne her daim saygılı olan Kürtler nezdinde hdp giderek eriyecektir. Ekonomik ve sosyal kalkınma oldukça devletimiz güçlendikçe bu bölgede ne pkk ne de hdp nin sözü geçecektir.
Pkk silahlı terör eylemleri ile hdp ise siyasal arenada tek bir amaca hizmet için çalışıyorlar. İçerisinde Irak, Suriye ve Türkiye’den topraklar olan bir uydu devlet kurmak. Kürdistan ya da başka isim fark etmez. Abd ve Avrupa Ülkeleri’ de bu yapıyı destekliyorlar. Bu uydu devlet ile Ülkemiz güçsüzleştirilecek ve Ortadoğu’da emperyalist devletler için önemli bir üs merkezi olacaktır. Her ulus kendi devletini kurmalıdır diyen Abd, nedense kendi içindeki çeşitli ulusları bir potada eriterek Abd’li vatandaş yapmak istemektedir. Kendine gelince Abd ırkı oluşturmak isteyenler nedende bize geldiğinde her ulus kendi devletini kurmalıdır türküsü söylemektedir. Elbette beraber kurtuluş savaşı vermiş olan devletimiz bu tuzağa asla düşmeyecektir. Gerek lgbt gerek Gezi olaylarının sloganları ve gerekse fetö kalkışması ülkemizde birliğimizi bozmaya yönelik hain planlardır. Sürdürülebilir Kürt sorunu oluşturmak için ellerinden geleni yapsalar da toplumda artık karşılık bulmayan modası geçmiş eylemlerden öte geçememekteler. Her seferinde ayrılıkçı örgüte kucak açan Batı da artık eskisi kadar istekli değil. Bunun asıl sebebi dış politikada hamle yapan ve hamle gösteren Türkiye’dir. Gerek NATO gerekse Rusya gibi unsurları rasyonel ve faydacı bir hamleye dönüştüren ülkemiz artık o eski Türkiye olmadığını herkese göstermiştir. Suriye’de kendine tam bağımlı bir uydu devlet kurma amacını güden Abd ve batılı güçler ülkemizin şiddetli tepkisi sonrasın bu planlarını şimdilik rafa kaldırsalar da gündemlerinden tamamen düşürmemişlerdir. Kuzey Suriye’de ypg ve benzer yapıları şimdilik ellerinde yedek tutmakta olduklarını söylemekten de asla çekinmemektedirler. Ne gariptir ki Abd ve diğer emperyal güçlerin elinde oyuncak olduklarını bilmelerine rağmen, silahları emperyalist güçlerin verdiklerini herkesin bildiği bu yapılar hdp tarafından özgürlük savaşçıları olarak lanse hem ahmakça bir tavır hem de Kürtleri aşağılayan bir söylemdir. İnşallah bunun farkına varanların sayısı artacaktır. Abd ve emperyalist Batının ekmeğini, suyunu ve silahını verdiği bu yapılar hangi bedel karşılığında bu kadar yardım almaktadırlar? Neyin karşılığında bu yardımları almaktadırlar. Bu soruyu sadece biz mi soruyoruz?
Bugün balkanlarda karışıklıklar çıkacaktır. Yine Azerbaycan Ermenistan sorunu devam ettirilecektir. İran bölgede daha aktif olmak isteyecek ve körfez ülkelerinde nüfuzunu artırmak isteyecektir. Tüm bunlar olurken terör devleti İsrail bölgede asla boş durmayacaktır. Bütün bunların hedefine ulaşması için Türkiye içine kapanıp içerde terör örgütüyle ve siyasal çekişmelerle uğraşmalıdır. Cılız hükümetler, etkisiz ve amaçsız dış politika dönemi artık geride kalmıştır.
Türkiye Yüzyılı, Türkler, Kürtler ve tüm yapıların çabasıyla yaşanacak. Türkiye artık güçlü bir oyun kurucu olarak Ortadoğu’da, Balkanlar’da ve Avrupa’da yerini almıştır. Cin lambadan çıkmıştır. Milletimiz dünya milletlerine örnek olacak başarılar ile adından söz ettiriyor.
“Kürt meselesi” cümlesi artık lügatimizden çıkmıştır. Milletimizin her ferdi devletimizi ileri götürmek için çaba harcayacaktır.
Henüz Yorum yok