Mehmet Sürmeli

İhtiyaç Fazlasını Vermek

İHTİYAÇ FAZLASINI VERMEK

“İhtiyacınızdan fazla olanı verin” ayeti bize çok derin anlamlar hatırlatmaktadır. Paylaşmayı bu kadar üst seviyede ele alan bir hayat tarzı ve dünya görüşü yoktur. Ayet paylaşmayı emrediyor ama “ihtiyaç fazlası” ile kayda bağlıyor. Elbette “ihtiyaçları sınırsız” kabul eden bir dünya görüşü ile hayatı garip veya yolcu gibi anlamlandıran, malın mutlak mülkiyetini insana tanımayan bir hayat tarzının ihtiyaç analizleri farklıdır. Birinde insan tükettiği kadar değerli iken diğerinde değer ölçüsü takvadır.

Takvayı merkeze alan bu hayat tarzı; israfı, bencilliği, cimriliği, stokçuluğu, rüşveti, devlet ve vakıf mallarını talan etmeyi, faiz ve diğer gayri meşru kazanç yollarını yasaklamıştır. Tüketimi ihtiyaca göre terbiye etmiştir. Lüks ve konforu hiçbir zaman hoş görmemiştir. Zaruri ihtiyaçların karşılanmamasına bağlı ölümlerin sorumlusu olarak akraba ve komşuları katillikten sorumlu tutmuştur. Azdan az, çoktan çok yardım edilir prensibini getirmiştir.

Mallarımızda yoksulların zekât dışı haklarının olduğunu söylemiştir. İhtiyaç fazlasını verirken, yoksulluğun dini olmaz anlayışıyla gayrimüslimleri ihmal etmemiştir. Biriktirmekle değil, yoksula vermekle mutlu olan bir insan tipi oluşturmuştur. Böyle bir eğitimden geçen insanlar; “En çok sevdiğiniz malları (Allah’ın rızasını kazanmak için) yoksullara vermedikçe asla takva sıfatını kazanan bir Müslüman olamazsınız”[1] ayeti gelince yoksullara en sevdikleri mallarını takdim etmişlerdir.

Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Esas vurgulamak istediğimiz; ilk Müslümanlar bu güzel davranışları Kur’an ve Peygamber’den elde etmişlerdir. Onlar Kur’an-ı Kerimi kendilerine nazil oluyor gibi okuyorlardı. Sanki Allah Teâlâ kendileriyle konuşuyordu. Bu bilinçten dolayı paylaşmaktan korkmuyorlardı. Şimdi de Kur’an da var, sünnet de var. Fakat Kur’an’a ve sünnete yaklaşım bilincimizi ve üslubumuzu kaybettik. Kur’an’ı, Rabimizin hayatımıza müdahalesi olarak kabul etmek yerine nağmeleştirdik.

Hayatımıza müdahaleyi tağutlara bırakıp Kur’an’ı güzel sesle okumaya indirgersek diğer sorunları unuttuğumuz gibi yoksulları da unuturuz, paylaşmayız ama gerekirse yakarız; denize dökeriz. Gavurun mal ve mülke bakışı budur.

[1] Bakara 219.
MEHMET SÜRMELİ

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri