- 27 Şubat 2022 - Erbakan mı!? Şerbakan mı!?
- 20 Aralık 2020 - Gülenaz
- 12 Mayıs 2020 - Erdoğan'a Bedduamdır. Hele Amin Deyesiniz
- 07 Mayıs 2020 - Dört Harfliler
- 26 Nisan 2020 - Altı Harfli
- 01 Şubat 2020 - Hırıstiyan Olduk mu ki AKP’ ye Oy Verelim (1)
- 16 Ocak 2020 - Sivil Toplum Kuruluşlarımızdaki İşsizlik Oranı...
- 07 Ocak 2020 - Fetöcüler Okumasın...
- 27 Aralık 2019 - Hormonlu Mücahit !
- 19 Aralık 2019 - Derdi Olmayan Nöğürsün?
- 16 Aralık 2019 - “ Anlayınca Gülemezsiniz ama Gülerken Anlayacaksınız”
Hakir El-Fakir
Hindu'mu Oldunuzki Chp’ye Oy Verirsiniz?
Hindu'mu Oldunuzki Chp’ye Oy Verirsiniz?
(Bu yazıyı okuyabilmek için, öncelikle rüşt sahibi, yeterince fıkıh ve hukuk bilgisi, en az b sınıfı ehliyet sahibi olmak ve bunlara ilaveten bir önceki yazıyı da okumuş olmanız gerek. Önceki yazıyı okumadan bu yazıyı okumayın arkadaş..)
Sözlerime geçen yazıda işine gelen yerleri yayınlayıp tam gerçekleri açıklayacağım sırada süre bitti diyerek yazıyı sonlandıran editörü kınayarak başlamak istiyorum. Araştıracağım, bence kesin AKP’lidir. Kesin! Aslında küstüydüm amma araya hatırı sayılır büyükler girdi.
Şimdi, Şehir Hastanesi hakkındaki nihai fikirlerimi arz edeyim. Hani deveye sormuşlar boynun niye eğri diye oda demiş ya, nerem doğru. Bu hastanede aynen öyle, neresi doğru ki?
O gün, taburcu olduktan sonra eve geldim. Hemen televizyondan HalkTv, Fox Tv gibi kanalların haber ve yorum programlarını izlemeye başladım. Saatlerce izledim, izledikçe kendime gelmeye başladım. İnternetten de Sözcü Gazetesi’nin haberlerini takip ettim. İlaç gibi geldi. Bir kaç gün sonra tam olarak sağlıklı düşünmeye başladım. Meğer hastanede verdikleri ilaçlardan dolayı makul düşünemiyormuşum.
Neyse, Sahabiye’deki “Azgın Muhalifler Kahvesi’ ne gittim. Özlemişim mekânı. Arkadaşlarımla konuyu değerlendirdik. Vardığımız bilimsel sonuçları bir bir anlatacağım.
Konuyu;
Mimari açıdan
Psiko/Sosyal açıdan
Ekonomik açıdan
Siyasi açıdan
İnanç hürriyeti açısından
Çağdaş normlar açısından
Hukuk açısından
Ve Bilimsel açıdan, tek tek ele alacağım.
Mimari ve Bilimsel açıdan başlayalım. Kısa kısa anlatacağım çünkü bu gıcık editörün ne yapacağı belli olmaz, her an sonlandırabilir. “Azgın Muhalifler Kahvesinde” bir duvar ustası vardı. Adam Belçika’da bile duvar yapmış, hem de hastane duvarı. Hastanenin koridorlarının bu kadar geniş olması tavanların yüksek olması, aslında hem mimari açıdan hem de bilimsel olarak sağlığa zararlıymış. Avrupa’da hocaların hocası diye bilinen bir bilim adamı araştırmış.Böyle geniş koridorlu yerler erkeklerde hadım yapıyormuş. Duyunca ben de şok oldum. Biliyor musunuz, Batı ülkelerinde niye nüfus artışı olmuyormuş işte bu yüzden. Orda okullar, devlet daireleri, caddeler falan hep geniş olduğu için erkekler hadımmış. Doğal olaraktan nüfus azalıyor.
Pisiko-sosyal açıdan baktığımda tam bir facia. Tek kişilik odalar var. Ben de tek kişilik odada kaldım. Bu ne saçma sapan bir mantık. Eskiden hastaneler böyle miydi? Hani o beğenmediğiniz“eski Türkiye” diye küçümsediğiniz zamanlardaki hastane odalarında 10-12 kişilik odalar vardı. Yalnızlık Allaha mahsustur. İnsanlar birbiriyle tanışır, dertleşir, sosyalleşirdi yahu. Hastalardan birisi yellense mesela dimi, al sana komedi, gül babam gül. Şimdi geldiğimiz duruma bakabiliyor musunuz, bir odada tek başına… Haa birde neye kıl oldum? Bazen, koridorlardan geçerkene muayene bekleyen hastalar, hepsi geniş geniş oturmuşlar koltuklara sıra bekliyorlar. Hepsinin elinde bir cip tilifonu al işte “Yeni Türkiye” bu. Eski şekil olaydı ayakta durmaktan hali kalmazdı insanların, ne telefonu ya. Hastalar birbirine yaslanır dertlenir sevap kazanırlardı. Kavgada çıkardı tabii, ama oda Savaşçı Milletimizin mücadele azmini diri tutardı. Şimdikiler laylay lom.
Şimdi gelelim sağlığın ücretsiz olması yalanına. O gün benden beş kuruş dahi alınmayınca şaşırdım doğrusu. Ne biliyim böyle hinlik yapacaklarını. Valla şeytanın aklına gelmez. Beni getirdiler tahlil yaptılar dedim ya, işte o gün tam beş tüp kan aldılar. Ne biliyim ben, kan alacağız dediler. Ben zaten korkarım, sıktım dişimi yumdum gözümü. Meğer varya benim huri zannettiğim melek görünümlü şeytanlar napıyormuş biliyormusunuz? Şöyle anlatayım, normalde bir insan için bütüüün tahlillere bir damla kanın onda biri kadar kan zerresi yetermiş, Kahvedeki Tır Şoförü dedi. Peki, o kadarcık kan yetiyor da niye herkesten 3 tüp 5 tüp kan alıyorlar. Hah! İşte püf nokta burada. O kanları bu hökümet toplayıp yurt dışına satıyormuş. Yanlış duymadınız. Yani kardeşim beni o gün helikopter ambulansla getirdiler ya, şova bak şova!.. otel odası gibi odalarda bakımı yaptılar ya.. Benden aldıkları bir tüp kanın parası bile etmez. Gerisi nereye? Tabii ki yandaşlara. Hatta ekonomi kötü gittiği zamanlar alınan kanın miktarını da artırıyorlarmış. Yol yapmışlar, köprü yapmışlar, hastane yapmışlar sanki babasının parasıyla yapıyor. Hepsi benim senin kanınla yapılıyor. “Eski Türkiye’de de bu kadar kan alıyorlarmış ta hatta üstüne çok miktarlarda ücret alıyorlarmış ta” diye sizi yanıltmaya çalışırlarsa peşin peşin cevap vereyim. O zamanki teknolojide öyleydi çok kan gerekiyordu. Şimdiki teknolojide gerekmiyormuş. Lütfen aldanmayalım.
Hastanede 30-40 tane mescit varmış. Benim işim düşmedi o bölümlere, hiç görmedim gerçi de.. Ne yani şimdi bu hastanede bilimsel tedavi yerine dua ederek mi tedavi ediliyor. Yokta bu kadar mescit niye? Taburcu olunca istediği kadar namaz kılsın. Hem bu ülkede ateistler vergi vermiyor mu onların parasıyla nasıl mescit yaparsınız. Bilim şart kardeşim. Ne demişler illa bilim illa bilim. Haa şimdi aktroller beni din düşmanı ilan ederler. Elhamdülillah ben de Müslümanım. Hatta sınıf arkadaşımın dedesi hacıdır. Dine karşı değilim yani. Kalbim temiz. Dini konulardan steril yani.
Sanatsal açıdan ele alalım. Üç gün kaldığım hastanede gördüm ki bu hastane sanatsal açıdan tam bir ucube. Ulan o kadar yatırım yapmışsın bir duvara yarabantıyla bir muz asmayı da mı akıl edemiyorsun. Muz yoksa pastırma dilimi olsun. Baktım duvarlarda hiç öyle çağdaş, soyut sanat eseri görmedim. Bu hastaneyi biz yapsaydık mesela kitap okuyan eşşek heykeli dikerdik. Ne bilim “kitap okuyanlar eşşektir .” anlamında bir mesaj içeriyor ama mesajın hatalı olması sanata halel getirmez.
“Avrupa bizden daha iyi iş yapıyor diye Hristiyan olduk mu ki, Erdoğan daha iyi iş yapıyor diye AKP’ye oy verelim.” dediydim ya ukala editör mesajla cevap yazmış diyor ki;
Madem, “ Madem öyle” demiş, “ Hindistan’dakiler kötü iş yapıyor diye Hindu mu oldun ki CHP’ ye oy veriyorsun?”
Bak bak şuna bak! ne yiyip ne içiyorlar leyn!.. Ama dur bu iş burada bitmez şimdilik lafın altında kalmış olabilirim ama bekleyin mutlaka cevabını vereceğim. Hele biraz şu tv programlarını izleyim kahveye gideyim kafam yerine gelsin, görürsünüz. Cevabı ben yazana kadar sakın hiç bir şeye inanmayın.
İlk aklıma gelen cevabı vereyim de içimde kalmasın “ Aşk bir sudur iç iç kudur.” Yok bu yetmez, “ Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah’ı var”.Ufff pis editör ayarlarımı bozdu yav. Hele bi gideyim şu portakalı, Halk Tv’yi falan izleyim, azgınlar kahvesine takılayım kafam yerine bi gelsin.
Hakir el Fakir
Henüz Yorum yok