Hakir El-Fakir

Fetöcüler Okumasın...

 

FETÖCÜLER OKUMASIN…

Yazıyı Fetöcüler okumasın dedik ama bu, okumayanlar fetöcüdür anlamına gelmez, müsterih olun. “ Aman yazıyı okumazsam beni de fetöcü sayarlar mı” gibi bir kaygıyla okuyorsanız bırakın okumayı. Konuyla ilgili daha çook yazı çıkar bu köşede, onları okursunuz.

Cumhurbaşkanımızın, Fetö ile ilgili; ‘Alt tabakası ibadet, Ortası Ticaret, üst tabakası ihanet içinde olan’ diye  konjonktürel bir tanımı vardı. Orta ve üst tabaka kolay anlaşıldı ama alt taraftaki ibadet tabakası anlaşılamadı. İbadet derken bunlar sadece namaz oruç gibi Allah’ın koyduğu ibadetleri anlamıyorlar. Fetöden, örgütten yani Abilerinden gelen her emir ve talimatı ibadet sayıyorlardı. Dı sı fazla oldu, hala öyleler. Ortadaki ticaretçiler de senin benim bildiğim ticaret değil ha! Her türlü kutsal değerler alım-satım, pazarlama ,ithalat-ihracat işleri... Sadece İslam değil, aklınıza gelen ne kadar kutsal değer varsa, üç kuruşa alınır satılır bu alçakların dünyasında. Ateizm de dahil. Üst tabaka hain midir yoksa İslam’a savaş açmış direk  Allah düşmanları mıdır size bırakayım. Cumhurbaşkanının tanımını konjonktürel dedim zira bilahare  “mankurt”  diye tashih etmiştir. Bence gerçek tarif de budur.

Devletimiz, fetö ile mücadelesinde, fetö yü tam anlamıyla bitiremese de alt etmiştir.  Bununla beraber  devlet ve millet olarak  biz de ciddi hasarlar gördük, yara aldık, şehitler verdik. Elbette, Savaşta iki tarafta kayıp verir, kazanan tarafın burnu bile kanamadığı bir savaş var mıdır.

Fetöcülerin kamuoyuna  sinsice sokmaya çalıştığı ve bir nevide başardığı bir düşünce dillendiriliyor. Neymiş? Üst tabakadakiler kaçmış, olan gariban alt tabakadakilere oluyormuş vesaire vesaire… şimdi sövmemek için kendimi zar zor zapt edip  o ibadet ehli dedikleri hainlerin neler yaptıklarından birkaç örnek vereyim. Onların yaptıkları yazmakla bitmez, siz okuyucularım daha fazlasını biliyorsunuzdur lakin lafın tamamı aptallara anlatılırmış.  “ Bu fetö bataklığında gerçi yüzbin puşt biter/  Bu bataklıktan haber vermeye birkaç puşt yeter.”

 

“Ne yapmış bu garibanlar(!).Hepsi  işinde gücündeler. Mesela, abileri bir vatan evladına iftira atmış bunlarada demişki, yayın bu haberi, bunlarda ibadet aşkıyla yaymış. Ne bilsinler canım aaa! Ne kadar sınav varsa soruları çalacaksınız demişler, onlarda çalmış. Canım cevapları çalmamışlar ki sadece soruları çalmışlar.

Bir genel müdürlüğe kendi adamları yerleşmesi lazımmış, mevcut müdürü indirmek için abileri kumpas kurmuş, bunun  için yalancı şahit lazımmış. Allah rızası için şahitlik yapmışlar.Adam genel müdürlükten olmuş ailesi dağılmış, sokağa çıkamaz olmuş sonunda intihar etmiş… canım ne var bunda!  

Saman kağıda basılmış gazetelerine rica minnet abone yapmışlar, bir yetmemiş üç abone olmuşsun oda yetmemiş bir sayfasını açıp okumadığın gazetelerine 5 abone olmuşsun. Aboneliği bırakmak isteyince ısrarcı olmuşlar. Yok ille de bıraktıysan ne tesadüftür ki bir gün sonra vergi dairesinden defterlerin incelemeye alınmış ve yüklü miktar ceza yemişsin. Tesadüfün suçu da mı onların ya hu!

  Mankurtların birinin katalogdan seçtiği eşi, rüyasında Peygamberimizi görmüş(!). Falan iş adamına selamı varmış, 3 tane öğrenci evinin kirasını ödesin demiş. Tabii bunu salya sümük işadamına anlatmışlar, Ödediyse ne ala. Yok eğer ödemediyse, Aaa o da ne! Bir gün sonra  İşgüvenliğinden müfettişler gelip işyerini mühürlemiş… Az sadaka(!) çok belayı defeder…

 15 temmuzda şehit ettikleri 250 vatandaşımızın hepsi Müslümandı. Onların şehit olmasına vesile oldular. Fena mı?

 O iftira attıkları yuvaları dağılan insanların kim bilir ne kadar günahları vardı. Bu vesileyle bir çok günahlarına kefaret olmuştur, siz bu hikmetleri nerden bileceksiniz cahil şeyler.”

 

Sizce,  Fetö bir tetikçi ya da canlı bomba seçecek olsa, bunu menfaatçi ticaret halkasından mı yoksa mankurt dediğimiz ibadet(!) halkasından mı seçer… Yav aklıma geldikçe dilimin ucuna geliyor gidiyor, geliyor gidiyor sövemiyorum  bi türlü… Ulan!  hâlâ “ olan gariban tabakasına oldu” gibi laf eden varsa varya, valla, vurdum mu amele sümüğü gibi yapıştırırım yere!… cık cık cuk cük ve de cek!

Devlet Fetöile mücadele ederken onlarla hiçbir ilişkisi olmayan birçok masum insanda aynı suçtan yargılanmış, ceza almıştır. Bizzat tanıdığımız kardeşlerimiz dahi bu hataya maruz kalmıştır. Doğal olarak bu kardeşlerimiz ve yakınları, fetö ile mücadele eden devlet kurumlarına, iktidara ve Haliyle Cumhurbaşkanına öfkeli, kırgın, muhalif hatta düşman olmuşlardır. Müsaade edin bu durumda olanlar içinde bir çift söz edip öyle bitireyim.

Kardeşler! Bir ameliyat düşünün  mesela kanser ameliyatı. Bu ameliyatı yapan hekim, ne kadar   başarılı bir operasyon yaparsa yapsın, mutlaka diğer organlardan bir kaçı az çok hasar görür. Ama zamanla toparlar. O halde zarar gören diğer organları gösterip başarılı bir ameliyat yapan hekime kızmak mı gerek yoksa hekime Teşekkür edip diğer organların hasarının tedavisini de talep etmek mi gerek?

Evet. Mağduriyetler giderilmeli ve dillendirilmeli. Ama  devletin bu mağduriyetleri önlemesi için ne kadar hassas ve ferasetli  olmasını istiyorsak biz de konuyu dillendirirken en az o kadar hassas olmalıyız.

Hakir-el Fakir

( Nam-ı diğer; Maklubeyemez efendi..)

 

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri