- 08 Kasım 2024 - -YENİ- HUZURLU BİR HAYAT İÇİN 30 ETKİLİ ÖNERİ
- 20 Ekim 2024 - CEPHE ŞEHİDİ YAHYA SİNVAR
- 15 Ekim 2024 - CUMA GÜNÜ TATİL OLSUN: MEDENİYET MEFKÛREMİZ
- 25 Eylül 2024 - DURSUN BU HAYASIZCA AKIN: AİLENİ KORU
- 14 Eylül 2024 - PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED (S.A.V) ŞAHSİYETİNDE GÜNÜMÜZ GENÇLİĞİNDE ŞAHSİYETİN İNŞASI
- 07 Eylül 2024 - DOĞU SEFERİ: DEĞERLER EĞİTİMİ ÇALIŞTAYI VE SUFFE - NİZAMİYE MEDRESELERİ
- 23 Ağustos 2024 - OBSESYONLARIN AİLE HUZURUNA OLUMSUZ ETKİSİ
- 21 Ağustos 2024 - HAZLARIN YÖNETİMİ VE ERTELENMESİ: GENÇLİK
- 30 Temmuz 2024 - TBMM İSMAİL HENİYYE'Yİ KONUŞTURSUN
- 19 Temmuz 2024 - MESLEK SEÇİMİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
- 15 Temmuz 2024 - SİYONİST ASKERLER VATANDAŞLIĞIMIZA LEKEDİR
- 09 Temmuz 2024 - SURİYE ÜMMET SORUMLULUĞUMUZ VE FİTNE!
- 05 Temmuz 2024 - TATİLDE ÖĞRENCİLERİ GELİŞTİREN 50 FAALİYET
- 26 Haziran 2024 - ÇOCUKLAR KARDEŞİNİ NEDEN KISKANIR?
- 12 Haziran 2024 - BOŞANMALARI AZALTMA YOLLARI: SAĞLAM EVLİLİKLER İÇİN STRATEJİLER
- 16 Mayıs 2024 - DİN VE MANEVİYATIN PSİKOLOJİK İYİ OLUŞA OLUMLU ETKİSİ
- 04 Mayıs 2024 - AİLEDE ÇATIŞMA VE ANLAŞMAZLIKLARIN ÇÖZÜMÜ
- 23 Nisan 2024 - HAMAS TERÖR ÖRGÜTÜ İSE KUVA-İ MİLLİYE?
- 15 Nisan 2024 - İMDAT ÇAĞRISI: GENÇLİĞİ KAYBEDİYORUZ
- 13 Nisan 2024 - İSMAİL HENİYYE'NİN ŞEHİTLERİ VE İMTİHANIMIZ
- 08 Nisan 2024 - AŞAĞILIK KOMPLEKSİ: BİR NESLİN KATİLİ
- 22 Şubat 2024 - NESLİ İHYÂ, MEDENİYETİ İNŞÂ MANİFESTOSU
- 10 Şubat 2024 - NETANYAHU'NUN NİHAİ GAZZE HEDEFİ: KİM YÖNETECEK
- 06 Şubat 2024 - MADDİ VE MANEVİ YIKIMLARIYLA 6 ŞUBAT DEPREMİ
- 29 Ocak 2024 - KADIN ALDATMASINDA ERKEK ETKİSİ
- 25 Ocak 2024 - İNSANLIK VİCDANINA GAZZE ÇAĞRISI: SEN DEĞİLSE KİM?
- 23 Ocak 2024 - KOCANIN ALDATMASINDA KADIN ETKİSİ
- 21 Ocak 2024 - GAZZE VE HAYATIN ANLAMI
- 09 Ocak 2024 - GAZZE'Yİ UNUTTURMAK: SUİKASTLAR VE OPERASYONLAR
- 29 Aralık 2023 - ÇOCUKLARDA SAĞLIKLI CİNSEL KİMLİK GELİŞTİRME
- 27 Aralık 2023 - DİZİ TERÖRÜ AİLE VE İNANÇ MEDENİYETİMİZİ YIKIYOR
- 23 Aralık 2023 - Katil Amerika ve İsrail sona geldi
ADNAN KALKAN
ŞEHİT SÜLALESİ: HENİYYE
Mü'minlerden öyle erler vardır ki, (o gün) Allah'a verdikleri sözde durdular. Öyle ki onlardan kimi adağını yerine getirdi (şehîd oldu), kimi de (şehîd olmayı) bekliyor! Fakat(onlar) hiçbir şekilde (verdikleri sözü) değiştirmediler (Ahzâb Sûresi 23).
Şehadet Bir çağrıdır nesillere, çağlara...
İslam geldiği günden itibaren sürekli adaleti, iyiliği, güzelliği tavsiye ederken şeytan ve avaneleri sürekli buna karşı çıktılar. Mantık çerçevesinde düşündüğünüz zaman “sizin iyiliğinizi isteyenle neden mücadele edersiniz ki?” Kör ideolojilerin ve saçma sapan fikirlerin eseri olanlar ya da ahiretini bırakıp dünyasını mamur etmeye çalışanlar kör, sağır ve kalbi taşlaşmışlar, sürekli İslam'la mücadele ettiler. İslam ise değil sadece dünyalarını, ahiretlerini dahi kurtarmaya çalışıyordu. Nitekim, Müslümanlar yalnız dünyaya değil ahirete kadar uzanan bir huzurun temsilcileridir.
Tarih boyunca tebliğ ve irşad vazifesinde bulunanlar, zalimler tarafından işkenceye maruz bırakılmışlardır ve işkence ile yetinmeyip şehit edilmişlerdir. İslamiyet'in bu geniş ufku Müslümanların da canını, malını, ailesini, evladını feda etmesine vesile olmuştur. Fakat bu fedakârlık öyle basit bir fedakarlık değildir. Allah kendi yolunda can verenlere “Şehadet makamı” vad etmiştir. Öyle ki cennete girdiklerinde tekrar çıkıp 10 kere daha şehit olmayı arzu eden sadece şehitlerdir. İşte Şehadet böyle yüce bir makamdır. 3 günlük dünya'yı ebedi bir saadete dönüştürme yoludur Şehadet.
1948'den beri İsrail, Filistinli kardeşlerimizi akla gelmeyecek işkencelerle şehit etmişlerdir. Ne İsrail batıl inancının esaretinden kurtulup bu işkencelerden vazgeçmiş ne de en büyük şerefi şehadet kabul eden Müslümanlar bu davadan vazgeçmiştir. Sayısını bilmediğimiz kadar şehit verilmesine rağmen Filistinli Mücahitler davalarını devam ettirmektedirler.
Bu mücahitlerden biri de İsmail Heniyye idi. Ne mutlu ona ki kendinden önce değil ailesini denebilir ki sülalesini şehit göndermiştir. Vakarıyla, duruşuyla, ilmiyle, Müslüman kimliği ile tam bir dava adamı… Akrabalarının şehadetini haber aldığında “benim çocuklarımın kanı Filistinli kardeşlerimin kanından daha değerli değildir” diyecek kadar büyük bir dava adamı... Akla hayale gelmeyecek komplo ve saldırılarla nice Filistinliyi şehit eden Terör devleti İsrail, bütün Hamas liderlerini öldürmeye yönelik açıkça beyanatta bulunmuştu. Şimdi İran gibi bir devlette İsmail Heniyye’nin şehit edilmesi birçok yorum ve fitneye belki sebep olacak, lakin gerçek şu ki kendisi en büyük makama şehadete ulaşırken, davasını yürütenler kafirlere karşı kinini diri tutup mücadelesini daha da artıracaklardır.
Gerek Mücahitler gerekse mücahitleri destekleyen bizler, şehadet gibi hepimizin arzu ettiği büyük bir makama ulaşan kardeşlerimizin değil davasından vazgeçmek, çok daha büyük bir gayretle davaya hizmet etmeye devam edeceğimizden şüphe olmasın.
Mücahitler en büyük şeref kabul ettikleri ve uğruna can verdikleri şehadete alışıklar. Her gün nice Filistinli kardeşinin ve Mücahit kardeşinin şehadetine şahit olan mücahitler, liderlerinin şehadetinden dolayı asla geri adım atmayacaktır. Emin olun bir yerine, İsrail terör devletine 10 vuracaktır, 100 vuracaktır, 1000 vuracaktır. Bizler ise meydanlara inip, yardımı arttırıp, sosyal medyada bu zulmü paylaşıp, siyasileri harekete geçirerek onlara destek olmaya devam etmeliyiz.
İsmail Haniye vazifesini bu dünyadan tamamlayıp darı bekaya göç eyledi. Ne mutlu ona ki arkasında bu kadar şahit bıraktı. Şimdi sıra bizde, asla pes etmeden desteğe devam etmeliyiz.
Not: Basın ve medya, diline dikkat etmelidir. Batının servis ettiği haber diliyle Hamas lideri “öldürüldü” gibi bir dil kullanmak gaflet ve cehalettir. Nitekim Hamas lideri öldürülmedi, bunu bizzat Allah söylüyor. Hamas lideri “şehit” edildi. Basın ve medyaya çağrımız, Müslümanca bir dil kullanmalarıdır. En azından İslam davasına canını feda eden şehitlerin haberlerini verirken “öldü, öldürüldü” gibi kavramlar yerine “şehit edildi” kavramlarını kullanmalarıdır.
Henüz Yorum yok