ADNAN KALKAN

CUMA GÜNÜ TATİL OLSUN: MEDENİYET MEFKÛREMİZ

CUMA GÜNÜ TATİL OLSUN: MEDENİYET MEFKÛREMİZ

Medeniyet Mefkûremiz ve Cuma Tatili
Son zamanlarda çokça tartışılan konulardan biri de tatil gününün cuma gününe alınması konusudur. Öğrenci ve öğretmen okulda ders olduğu için cumaya gidemiyor. Cuma namazına gitse dersi aksatmak zorunda kalıyor. Memur cumaya gittiği takdirde yılın belli zamanlarında işini aksatmak zorunda kalıyor. Özel sektörde çalışan zaten bu konuda çok zorlanıyor. Yani hayatın her aşamasında ve alanında farz ibadet olan cuma namazı saatinin meşguliyette dolu olması ve bu meşguliyetin zorunlu olması dini hayatın belli bir ibadet kısmını felç ediyor. Diyebilirsiniz ki isteyen gidebiliyor, yok öyle bir dünya... Baktığınız zaman şu anda muhafazakar bir hükümet yönetimde diye buna rağmen yerel yönetici eğer zorluk çıkarırsa yine de ya zehir zemberek bir hayat ya soruşturma ya da en iyi ihtimalle kırgınlıklar söz konusu oluyor. Peki bu muhafazakar hükümet yarın gittiğinde, buna yönelik bir kanun da olmadığı için cuma namazı saatine gitmek isteyenler nasıl bir muamele ve zorlukla karşılaşacaklar? 

Müslümanlar Ümmet olarak, kendisine çizilen yoldan gitmek yerine hep kendi medeniyetlerine uygun yol çizmişlerdir. Müslümanlar hoşgörü ile diğer dinlerin ibadetlerine dahi dokunmamışlardır. Lakin bugün diğer dinler kendileri istedikleri gibi ibadetlerini yaparken, uzun zamandır Müslümanlar kendi ibadetlerini yapmak için nice bedeller ödemiştir. 
Tarih boyunca müslümanlar hep tarihe yön vermiştir. Batıya uymak yerine, batıyı kendine uydurmuşlardır. Ne zaman ki dininden taviz verdiler ve ibadetlerinde lakayt kaldılar o zaman hayatın her alanında ciddi darbeler yemeye başladılar. Bütün yönlerle yeniden İslam'a dönme ve gerek sosyal hayatta gerekse kurumsal ve kamu hayatında İslami usullere dönme zamanı geldi de geçiyor. 
Gerek eğitim sistemi gerekse sosyal hayat ve sosyal medya ile bize öğrenilmiş çaresizlik ve aşağılık kompleksini aşıladılar. Cuma namazı saati ile ilgili de aynı şeyi yaşattılar. Yahudiler cumartesi günü tatil yapar ve rahatça ibadetlerini yaparlar. Hristiyanlar pazar günü tatil yapar ve rahatça ibadetlerini yaparlar. Müslümanın mübarek günü cumadır ve rahat bir şekilde ibadetlerini yapabileceklerken hem Yahudilerin cumartesi günü hem de Hristiyanların pazar günü tatil olarak resmileştirilmiştir. Yine öz yurdunda garip kalmış bir hale büründürdüler bizi. Yalnız hristiyanın değil bir avuç Yahudinin ibadet günü de tatil edildi. Cuma günü cuma namazı saatinde, cuma namazını kılmaya gitmeye çalışanlar ise bin bir cefa ve zorlukla bunu yapabiliyor ya da zayıf iradeli müslümanlar cumaya bile gidemiyor. 
Eğer bir medeniyet kurma hayalimiz ve hedefimiz varsa, gerek fert gerek devlet olarak kuralları biz çizeceğiz. Siz birilerine uymak yerine birileri size uyacak. Dünyanın ticari hayatına uyma adı altında cumartesi, pazarı tatil yapıp cuma gününü yapmamak tam bir aşağılık kompleksidir. Nitekim cumartesi günü resmi tatil yapan Yahudiler ticaretlerinde hristiyanlarla herhangi bir sorun yaşamıyorlar. Ya da pazar günü tatil yapan Hristiyanlar, tatil günleri cumartesi olan Yahudilerle herhangi bir sorun yaşamıyorlar. "Tatil gününün Cuma'ya alınmasıyla ticaret hayatı felç olur" yaygarasının da büyük bir safsata olduğu anlaşılmaktadır. Peki Müslümanlar neden böyle bir aşağılık kompleksi duygusuyla karşı karşıya kalmaktadır? Hayatın her alanında olduğu gibi bu konuda da büyük bir yalan ve algı yönetimi ile müslüman yurdunda ibadete resmi engel söz konusudur. 

Bizler İttihad-ı İslam'ı sağlayacak olan Fecri sadık için mücadele eden bir medeniyet hayali ile yaşayan Allah'ın kullarıyız. "Bize biçilen gömleği giyen değil en uygun gömleği dikip giyen ve giydiren bir ümmetiz. Bizler bize istedikleri gibi boya çalan değil kendimizin boyayı yaptığımız ve şekil verdiğimiz bir ümmetiz. Bize reva görülen ve kadermiş gibi yutturulan izzetsiz bir hayatı değil izzetle yaşayacağımız bir hayatı tatbik etmek için bizzat çalışan müslümanlarız. 

Geçmişte yaptığımız gibi bugün de bir medeniyet hayali olan ve bu uğurda çalışan inanlarız. Köklerimizden aldığımız inanç ve kuvvetle Müslüman bir medeniyet kurmak için önümüze bakacak ve tembellik, havalecilik yapmadan ömrümüzün sonuna kadar gayrete devam etmeliyiz. Ta ki Allah'ın dini yeryüzünde hakim olana ve bizler Allah'ın rızasını kazanana kadar, son nefes dahil bu davamıza devam etmeliyiz.
Adnan Kalkan 
[email protected]

Henüz Yorum yok

İlk yorumu siz yazın.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz yayınlanmaz.







Yazarın Diğer Makaleleri